 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1992/8228
K. 1992/8588
T. 2.7.1992
* TAHLİYE
ÖZET : BK.nun 262. maddesi uyarınca aktin feshine ilişkin tahliye isteği 6570
sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca hem Borçlar Kanunu hem de 6570 sayılı Yasa
kapsamına giren ve bu Yasanın 7/b, c, ç maddelerine dayanan tahliye
davalarına konu yerler için uygulanır.
(818 s. BK. m. 262)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacılar
tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar
okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, satın alma sebebiyle önceki malikle yapılmış sözleşmenin feshi ile
kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme, davayı süre yönünden
reddetmiş ve hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
BK.nun 262. maddesi uyarınca aktin feshine ilişkin tahliye isteği 6570 sayılı
Kanunun 1. maddesi uyarınca hem Borçlar Kanunu hem de 6570 sayılı Yasa
kapsamına giren ve bu Yasanın 7/b, c, ç maddelerine dayanan tahliye
davalarına konu yerler için uygulanır. Bu maddenin tatbiki için aktin süresiz
hale dönüşmesi icabeder. Süresiz akitlerde 6 aylık dönemler için üç ay önce
davalıya feshi ihbar tebliğ ettirilmesi o dönemin sonunda da tahliye
davasının açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen ihtar
ancak o dönemin sonunda dava açma hakkını verir, daha sonraki dönem için
hukuki sonuç doğurmaz. BK. kapsamına giren yerlerin tahliyesi için koşulları
taşıyan feshi ihbar yeterlidir. Başka bir sebep aramaya gerek yoktur. 6570
sayılı Yasa kapsamına giren ve süresiz akde konu teşkil eden bu Yasanın 7/b,
c, ç maddelerine dayanan tahliye davasına konu olan yerler için ise BK.nun
262. maddesindeki feshi ihbar sadece dava süresi için önem taşır. Süre
yönünden ihbar koşulu yerine getirilmişse anılan Yasanın 7/b, c, ç
maddelerine dayanan dava sebebinin ayrıca ispat edilmesi şarttır.
Olayımızda: Kiralanan musakkaf bir taşınmaz olmakla birlikte Belediye
hudutları dahilinde olmayıp Kilyos Köyü sınırları içinde bulunduğundan 6570
sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Olayda BK.nun 254.
maddesi ile aynı Kanunun 262. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Zira,
davalı önceki malikle akdi ilişkinin eskiden beri devam edegeldiğini
savunmuştur. Bu sebeple BK.nun 262. maddesindeki 6 aylık devrelerin
belirlenmesi buna göre feshi ihbarın uygun zamanda yapılıp yapılmadığının ve
davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için önceki malikle davalı
arasındaki akdin başlangıç tarihi ve süresinin saptanması gerekir. Mahkemece
kabul edildiği gibi davacının satın alma tarihinin önceki malikle yapılan
akdin başı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Belirtilen hususlarda
tarafların beyanlarının alınması, uyuşmazlık halinde tarih yönünden taraf
delillerinin toplanması ile davanın süresinde olup olmadığının bundan sonra
değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru
olmadığından hükmün bozulması icap etmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.7.1992 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
|