 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1992/8159
K. 1992/8857
T. 3.7.1992
* ŞUYULANDIRMA (PARSELASYON) İŞLEMİ
* GÖREV
ÖZET : Şuyulandırma işlemi, belediye encümeni ve meclisi kararlarıyla
oluştuğundan idari niteliktedir. Bu nedenle anılan işlemler hakkındaki
usulsüzlük iddialarının çözüm yeri idari yargıdır. Tapuya tescilin sebebini
teşkil eden işlem idari yargı yerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadıkça
tapu sicilinde düzeltme yapılmasına yasal olanak yoktur.
(3194 s. İmar K. m. 18)
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Antalya Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği)nden
verilen 9.7.1991 gün ve 39-570 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 2.4.1992
gün ve 563-4541 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili
tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu siciline yönelik olarak açılmış iptal ve tescil isteğine ilişkin
olup, mahkemece, sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten, istek (netice-i talep), tapu sicilinden hak aktarılması
(mülkiyetin devri) olarak ifade edilmiş bulunmaktadır. Ne varki, yanlar
arasındaki uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin, İmar Yasası uyarınca
yapılan şuyulandırma işleminden kaynaklandığı açıktır. Başka bir anlatımla
davada, şuyulandırma işlemi yapılırken ortaklık düzenleme fazlası yerin
kamulaştırmaya başvurulmaksızın, davalı Belediyenin mülkiyetine
geçirilmesinin usulsüzlüğü ileri sürülmüştür.
Bilindiği gibi; gerek önceden yürürlükte olan 6785 İmar Kanununun 42. maddesi,
gerekse sonradan yürürlüğe giren 3194 sayılı Kanunun 18. maddeleri uyarınca
gerçekleştirilen şuyulandırma (parselasyon) işlemi idari niteliktedir. Ve
anılan işlemler hakkındaki usulsüzlük iddialarının çözüm yeri idari yargıdır.
Öte yandan, Medeni Kanunumuz tapudaki mücerret tescili başlı başına yeterli
görmemiş, tescilin geçerliliğini illete ve sebebe bağlamıştır. Somut olayda,
çekişmeli yerin davalı Belediye adına tapuya tescil edilmesinin sebebinin ve
illetinin idari nitelikteki parselasyon işlemi olduğu sabittir. Bunun
yanısıra, nizalı bölümün, Belediye encümeni ve meclisi kararlarına
dayanılarak yapılan parselasyon işleminin bünyesine dahil edildiği de
anlaşılmaktadır. Öyle ise, tescilin sebebini teşkil eden işlem idari yargı
yerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadıkça tapu sicilinde düzeltme
yapılmasına yasal olanak yoktur. Aksi hal, tescilen esas olan idari işleminde
adli yargı yerinde iptal edilmesi yada bünyesinin değiştirilmesi sonucunu
doğurur. Bu itibarla, değinilen olgular ve ilkeler gözetilerek davanın
reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi doğru değildir. Anılan
hususlar karar düzeltme incelenmesi sonunda anlaşılmış olmakla, davalı
Belediyenin isteğinin HUMK. nun 440. maddesi uyarınca kabulüne ve Dairenin
2.4.1992 tarih, 563/4541 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına;
Antalya Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi'nce verilen 9.7.1991 tarih, 39/570
sayılı hükmün yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi
gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine,
3.7.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|