 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1992/8-251
K. 1992/275
T. 12.10.1992
* GEREKÇE
* 6136 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ
* SUSTALI VE MUŞTALI SİLAHLAR
ÖZET : Sanık, olay tarihinde pazar yerinde; taşınması, satılması ve
bulundurulması yasak olan bıçaklarla görülmüştür. Bıçakları kolluk
kuvvetlerine teslim etmiş ve adliye emanetine alınmıştır. Suça konu
bıçakların daha önce sanık tarafından bir başka suçta kullanıldığı
saptanamamıştır. 3831 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine sanık
tarafından ilgili makamlara haber verilmesi, bıçakların teslimi sözkonusu
olamaz. Çünkü bıçaklar adliye emanetindedir. Bu itibarla, sanığın sustalı ve
muştalı silahları kendiliğinden teslim ettiği kabul edilerek TCK.nun 2/2.
maddesi hükmü de nazara alınmak suretiyle 3831 sayılı Yasa ile 6136 sayılı
Yasaya eklenen geçici 8. madde gereğince davanın ortadan kaldırılmasına karar
verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 2/2)(6136 s. ASK. geçici m. 8)
İzinsiz bıçak satmak suçundan sanık Mehmet'in 6136 sayılı Yasanın 15/1-2.
maddesi gereğince 1 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 81.000 lira ağır para cezası ile
cezalandırılmasına ilişkin, (Tercan Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen
25.3.1991 gün 94/24 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay Sekizinci Ceza Dairesi, 12.12.1991 gün 11188/12481 sayı
ile;
"3679 sayılı Kanunla değişik TCK.nun 29/son maddesi uyarınca gerekçe
gösterilmeden, takdiren teşditen denilmek suretiyle sanığa alt sınırın
üzerinde Ceza tayin edilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 30.3.1992 gün 1/50 sayı ile;
"Gerekçeli kararda cezanın alt sınırdan ayrılmasını gerektiren nedenler
gösterilmiş ve tekrara gerek duyulmamıştır. Karar, gerekçe gösterilmediğinden
bahisle bozulmuşsa da gerekçe mevcuttur" görüşüyle önceki hükümde
direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "3831 sayılı Yasa
gereğince davanın ortadan kaldırılmasını isteyen "18.9.1992 tarihli
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Pazar yerinde dört adet muştalı ve sustalı bıçak satarken yakalanan sanığın,
6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi gereğince cezalandırıldığı olayda, Özel
Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; sanığa alt sınırın üzerinde
ceza tayin edilirken TCY.nın 29/son maddesi uyarınca gerekçe gösterilip
gösterilmediğine ilişkindir.
Gerekçeli kararda "Suça konu bıçakların sayısı, vehamet arz etmesi, suçun
pazar yerinde işlenmesi, sanıktaki kastın yoğunluğu" nedeniyle cezanın alt
sınırından ayrılmak suretiyle ceza tayin edildiği belirtilmiştir. Kararın
gerekçe bölümünde gösterilen bu gerekçenin, hüküm bölümünde tekrarlanması
şart değildir.
Mahkemece gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmaması nedeniyle bozma
yapılmayıp, gerekçe gösterilmediğinden bahisle hükmün bozulduğu, kararda
cezanın alt sınırın üzerinde tayin edilmesine ilişkin gerekçe gösterildiği
anlaşıldığından, direnme kararı isabetlidir.
Ancak; karardan sonra 11.7.1992 gün, 21281 sayılı Resmö Gazete'de yayınlanarak
yürürlüğe giren 3831 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler
Hakkında Kanuna Bir Madde Eklenmesine İlişkin Kanun ile 6136 sayılı Yasaya
eklenen geçici maddede "6136 sayılı Kanun kapsamına giren ruhsata bağlanmamış
ateşli silahlar ve mermiler ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununda belirtilen
dinamit, bomba veya benzeri yakıcı, yıkıcı veya öldürücü alet veya her türlü
patlayıcı maddeyi bulunduranlar, bunları bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren otuz gün içinde mülkö makamlara teslim ettikleri takdirde,
haklarında takibat yapılmaz. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar
kendiliğinden Kanunda sayılı silah ve aletleri teslim edenler hakkında
yapılan tahkikatlar düşer" hükmü yer almaktadır.
Yasanın gerekçesinde "...mezkŞr silahların disipline edilmesi ihtiyacı
doğmuştur.
Bu amaçla 6136 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeyle mevzuata göre ruhsata
bağlanması mümkün olmayan ateşli silahlar ve mermiler ile Türk Ceza Kanununda
sayılan dinamit, bomba veya benzeri maddeleri bulunduranlara, bir defaya
mahsus olmak üzere bir hak tanınmaktadır. Buna göre, anılan maddeleri
bulunduran ve bu sebeple haklarında henüz adlö takibata başlanmamış olan
kişiler bu silahları 30 gün içinde mülkö makamlara teslim etmek suretiyle,
aleyhlerine takibat yapılmasının önüne geçmiş olacaklardır. Diğer taraftan,
mezkŞr sebepten dolayı başlamış olan takibatlar ise, düşecektir"
denilmektedir.
Maddede, 6136 sayılı Yasa kapsamına giren bıçaklardan açıkca sözedilmemiş ise
de, Yasa koyucunun amacı silahların disipline edilmesi, toplumun;
bulundurulması ve taşınması yasak olan silahlardan arındırılması, ülkede
barış ve huzurun sağlanmasıdır. 6136 sayılı Yasa kapsamında bulunan ateşli
silahlardan daha vahim olan ve Ceza Yasasında müeyyide altına alınan dinamit,
bomba veya benzeri patlayıcı madde ve aletlerin yasa kapsamına alınmasına
rağmen, bıçakların kapsam dışında bulunduğu ileri sürülemez. Ayrıca İçişleri
Bakanlığı'nca hazırlanan ve 16.7.1992 gün, 21286 sayılı Resmö Gazete'de
yayınlanan "6136 sayılı Kanuna 3831 sayılı Kanunla Eklenen Geçici 8. Maddenin
Uygulanmasını Gösteren Yönetmeliğin 4. maddesinde "kesici aletlerin kılıf ve
benzeri muhafaza içinde" teslim edileceği belirtilmiştir. Aynı amaçla, daha
önceki tarihlerde kabul edilen 2305, 2583, 3250 sayılı Yasalarla da, ateşli
silah ve bıçakların yetkili makamlara teslimi sağlanmıştır. 3831 sayılı
Yasada, bıçak hamillerinin yararlanamayacağına dair bir hüküm
getirilmemiştir. Bu nedenle, yasak bıçaklar da yasanın kapsamındadır.
Sanık, olay tarihinde pazar yerinde, taşınması, satılması ve bulundurulması
yasak olan bıçaklarla görülmüştür. Bıçakları, kolluk kuvvetlerine teslim
etmiş ve adliye emanetine alınmıştır. Suça konu bıçakların daha önce sanık
tarafından bir başka suçta kullanıldığı saptanamamıştır. Yasanın yürürlüğe
girmesi üzerine, sanık tarafından ilgili makamlara haber verilmesi,
bıçakların teslimi sözkonusu olamaz. Çünkü bıçaklar Adliye emanetindedir. Bu
itibarla, sanığın sustalı ve muştalı silahları kendiliğinden teslim ettiği
kabul edilerek, TCY.nın 2/2. maddesi hükmü de nazara alınmak suretiyle 3831
sayılı Yasa ile 6136 sayılı Yasaya eklenen geçici 8. madde gereğince davanın
ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir.
S o n u ç : Sanığın temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü
ile Yerel Mahkeme direnme hükmünün (BOZULMASINA), CMUY.nın 322. maddesinin
verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının; 6136 sayılı
Yasanın geçici 8. maddesi uyarınca Ortadan Kaldırılmasına, emanete alınan
bıçakların yönetime teslimine, istem gibi 12.10.1992 günü oybirliğiyle karar
verildi.
|