 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/777
K. 1992/2397
T. 26.5.1992
* MENFİ TESBİT DAVASI
* GÜVENCE SENEDİ
* TİCARİ DEFTERLERİN DELİL NİTELİĞİ
ÖZET : Davalı şirketin alacak kaydı bulunmayan ticari defterlerinin kendisi
aleyhine delil sayılacağından, davalı elinde bulunan senedin tanık
ifadelerinde belirtilen şekilde ise, girişte alınan bir güvence senedi olduğu
ve davalı şirkete davacının gerçek bir borcu bulunmadığı iddiasının kabulü
gerekir.
(6762 s. TTK. m. 84) (2004 s. İİK. m. 72/5)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün
davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
Davacı tarafından, davalının işyerine girişinde kendisinden güvence olarak
tarihsiz alındığı iddia edilen 10.000.000.- liralık senedin, gerçek bir borcu
temsil etmediği ve davalının bu senede dayanarak yaptığı icra takibi ile
borçlu olmadığı yolunda açılan davada, davalı şirket vekili davacının şirkete
olan borcu karşılığında senedin düzenlendiğini ve bu senetle davacıdan
alacaklı bulunduğunu savunmuştur. Davacı, davalının bu savunması karşısında,
davalıya herhangi bir nedenle borçlu olmadığı iddiasının kanıtı olarak
davalının ticari defterlerine dayanmış, ayrıca şahit ikame etmiştir. Her ne
kadar senede karşı borçlu olmadığı yolundaki iddiasının şahitle ispatı mümkün
değilse de, iş hayatında genel olarak işçilerden işe girişte bu tür güvence
senetleri alınıp alınmadığına yönelik mahalli uygulamanın tesbiti için şahit
dinlenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu konuda dinlenen şahitler,
yöresel uygulamada olduğu gibi davalının da iş yerine aldığı işçi ve
personelden güvence olarak açık senet aldığını beyan etmişlerdir. Davacının
davalı elindeki senetle borçlu olmadığı iddiasında kanıt olarak dayandığı
davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi
sonucu, davada konu senedin, defterlerde kaydı bulunmadığı gibi, davacının
borçluluğuna ilişkin bir kayda da rastlanmadığı saptanmıştır.
TTK.nun 84. maddesi hükmünce davalı şirketin alacak kaydı bulunmayan ticari
defterlerinin kendi aleyhine delil sayılacağından, davalı elinde bulunan
senedin şahit ifadelerinde belirtilen şekilde işe girişte alınan bir güvence
senedi olduğu ve davalı şirkete davacının gerçek bir borcu bulunmadığı
iddiası sabit görülerek, mahkemece davanın kabul edilmesi usul ve kanuna
uygun olduğundan davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması
gerekmektedir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (ONANMASINA), onama harcının
temyiz eden taraftan alınmasına, davacı vekili için takdir olunan 24.800 lira
duruşma vekalet ücretinin davalıdan tahsiline 26.5.1992 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|