 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/7448
K. 1994/10443
T. 3.11.1994
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* VERGİ KAYDI YÜZÖLÇÜMÜ (MİKTAR) FAZLASI
* MERA OLARAK SINIRLANDIRMA
* KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
ÖZET: Davacının dayandığı önceki günlü dava dışı parsellere revizyon gören
vergi kaydında tarif edilen mera sınırı eylemli durumla doğrulanmıştır.
Davacının daha sonra sınırdaki kamu malı niteliğindeki merayı da kapsayacak
şekilde vergi kaydının yüzölçümünü artırmış olmasının hukukça bir değeri
yoktur.
(3402 s. Kadastro K. m.14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde
olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü:
Kadastro sırasında 293 parsel sayılı 136.650 m 2. yüzölçümündeki taşınmaz,
dava dışı 291, 292 ve 295 sayılı parsellere uygulanan vergi kaydının mera
sınırı itibariyle yüzölçümü fazlası olarak davalı Hazine adına tesbit
edilmiştir. İtirazı, komisyonca reddedilen davacı Ali İhsan, kazandırıcı
zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne,
taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm; davalı Hazine
tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın, kamu malı niteliğinde mera olmadığı, davacı tarafa ait
vergi kaydının tadilat komisyonunca yapılan düzeltme sonucu belirlenen
yüzölçümüyle kapsamında kaldığı ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme
koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ne varki,
davacı tarafın dayandığı vergi kaydı 1937 yılında ilk kez oluşturulduğunda 5
hektar yüzölçümüyle oluşturulmuş, sınırları ise kuzey ve güneyde mera olarak
gösterilmiştir. Vergi kaydı yüzölçümü kadar bölüm dava dışı parseller de
davacı taraf adına tesbit edilmiş ve tesbitleri itirazsız kesinleşmiştir.
Dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 319 sayılı parselin mera olarak
sınırlandırıldığı ve tesbitinin kesinleştiği dosyada bulunan tutanak örneği
ile anlaşılmıştır. Davacı tarafın dayandığı vergi kaydının oluşturulduğu
günde kuzey sınırda gösterilen mera sınırı ile eylemli durum birbirini
doğrulamaktadır. Hal böyle olunca Vergi kaydı yüzölçümü fazlasından oluşan
taşınmazın mera olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın özel idareye
müracaatla vergi kaydında belirlenen yüzölçümünü çoğaltmış olmasının
hukukça değeri bulunmamaktadır. Çünkü, çoğaltma öncesi mera olan bölümün
miktar itibariyle kapsamı içine alındığını gösterir. Meralar üzerinde
oluşturulan vergi kaydı ise hukukça değer taşımaz. Bu durumda dava konusu
taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekir. Bu
nedenlerle Hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğu gibi kabule görede
davacının dava dışı 846 sayılı parselden 70600 m2 yüzölçümüyle belgesiz
olarak adına taşınmaz tesbit edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.
maddesi hükmünce ise belgesiz zilyetlik yoluyla çalışma alanında bir kişinin
100 dönüm taşınmaz edinmesine olanak bulunduğu halde taşınmazın tümünün
davacı adına tescile karar verilmesi isabetsiz. Hazinenin temyiz itirazları
bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 3.11.1994
gününde oybirliği ile karar verildi.
|