 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Dördüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/7276
K. 1993/12397
T. 2.11.1993
* MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET : Hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak
sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı
gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik
taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını
da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre
belirlenmelidir. Hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan
nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde
göstermelidir.
İlliyet bağının gerçekleşmediği durumlarda o kişi tazminatla sorumlu
tutulamaz. Zararlı sonuç tipik mahiyeti itibariyle fiile uygun ise, onun
uygun sonucu olarak görülebiliyorsa uygun illiyet bağı var demektir.
(818 s. BK. m. 47) (YİBK., 22.6.1966 gün ve 7/7 s.)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı 10.250.000 lira tazminatın 24.9.1988 gününden
itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen
alınarak davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine ilişkin hükmün davacı
avukatı tarafından duruşmasız, davalılardan Mahmut avukatı tarafından da
duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteklerinin süresinde
olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan
sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici
nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle
davada talep edilen maddi tazminatın tümüne hükmedilmiş bulunmasına göre
tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının
reddi gerekir.
2- Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri gözönünde
tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para
tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para zarara uğrayanda manevi
huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün
bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamalek hukukuna ilişkin zararın
karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun
amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarı mevcut halde elde
edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar
olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme
Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek
özel hal ve şartlarda açıkca gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre
değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan
nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde
göstermelidir.
Yukarıda sözedilen ilkeler gözönünde tutulduğunda, davacı oğlunun bir gözünü
tamamen kaybettiğine göre hükmedilen manevi tazminat azdır. Dava, yüksek bir
miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
3- Davaya konu olan olayda; davalı Karabey'in oğlu Serdar, yerde bulduğu cam
parçasını Ufuk'a atmak suretiyle gözünün kör olmasına neden olmuştur.
Mahkeme, davalı Karabey yanında arsaya camların diğer davalı Mehmet tarafından
konulduğundan bahisle onun da sorumluluğu cihetine gitmiştir.
Bir kimsenin haksız fiilden doğan zarardan sorumlu olabilmesi için, diğer
koşullar yanında eylem ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması
gerekir.
Fiil, mahiyeti itibariyle olayların olağan akışına ve genel yaşam deneylerine
göre meydana gelmiş olan zarar nevinden bir zarar oluştumaya elverişli ise o
fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğundan sözedilir. Diğer
bir anlatımla, zararlı sonuç tipik mahiyeti itibariyle fiile uygun ise, onun
uygun sonucu olarak görülebiliyorsa, uygun illiyet bağı var demektir.
Somut olayda Mahmut bakımından uygun illiyet bağının gerçekleşmediği
gözetilmeksizin onun da tazminatla sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya
aykırı olup bozmayı gerektirir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda (3) nolu bentte gösterilen nedenle
davalı Mahmut yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre Mahmut bakımından
diğer temyiz incelemesine şimdilik yer olmadığına, (2) nolu bentte gösterilen
nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), sair temyiz itirazlarının ilk
bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harçların istek halinde
geri verilmesine, 2.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|