 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1992/6792
K. 1993/7535
T. 18.11.1993
* DENİZ TAŞIMASI
(Zarar tesbiti)
ÖZET : Türk Ticaret Kanununun 1066/1-2. maddesinde öngörüldüğü üzere; yapılmış
bir ihbar olmadığı veya usulünce yetkili makamlarca yaptırılmış bir noksanlık
tesbiti bulunmadığı takdirde, taşıyıcının sorumlu olması düşünülemez.
(6762 s. TTK. m. 1066/1-2)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Kadıköy Birinci Asliye Ticaret
Mahkemesi)nce verilen 14.5.1992 tarih ve 100-506 sayılı hükmün duruşmalı
olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; temyiz
dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar
okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline nakliyat sigortası ile sigortalı (570) bağ =
(508.121) kg. külçe aliminyum emtiasının Sovyetler Birliği'nden Dil
İskelesi'ne davalı gemisi ile taşındığını, taşıma sonucunda (8) bağ = (6996)
kg. emtia eksik teslim edildiğinden sigortalısına (28.731.522) TL. ödeme
yapıldığını ileri sürerek, bu miktarın davalı taşıyandan reeskont faiziyle
rücuan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; emtianın 4.4.1990 tarihinde alıcı gözetiminde gemiden
boşaltıldığını, müvekkiline TTK.nun 1066 anlamında noksanlık ihbarında
bulunulmadığını, davanın kabulü halinde TTK. 1114. maddesi uyarınca
sorumluluklarının (800.000) TL. olacağını savunarak davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgeler ve bilirkişiler raporuna nazaran
emtiadaki noksanlığının TTK.nun 1066/2. maddesi uyarınca taşıyan ve alıcı
huzuruyla tespitinin yapılmadığı gibi, TTK.nun 1066/1. maddesi uyarınca
noksanlığın (3) gün içinde davalı taşıyana ihbar edilmemesine rağmen davalı
taşıyanın 11.4.1990 tarihli noter ihtarnamesiyle noksanlıktan sorumlu
olmadığını alıcıya bildirdiği, bu durumda noksanlığı bilen taşıyana ayrıca
bir noksanlık ihbarının yapılması gerekmediği, noksanlığın taşıma sırasında
gerçekleştiği, konşimentoda malın değeri belirtilmemiş olmakla birlikte sair
özelliklerinin belirtilmiş olması karşısında taşıyan sorumluluğunun parça
başı sorumluluk değil emtianın gerçek değerinden sorumluluk esasına göre
belirleneceği gerekçeleriyle (28.731.522) liranın ödeme tarihinden itibaren
davalıdan reeskont faiziyle tahsiline hükmedilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, noksan emtia teslim ettiği ileri sürülen taşıyıcı davalıdan alacak
istemine ilişkin sigorta rücu davasıdır. Yerel mahkemece, davalı donatanın
noksanlıktan haberdar olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne hükmedilmiştir.
Ancak, davalının noksan teslimden haberdar olduğu, davalının dava dışı alıcıya
gönderdiği 11.4.1990 tarihli ihtarnamesi esas alınmak suretiyle benimsenmiş
bulunmaktadır. Davalının alıcıya yaptığı bu ihtar tahliyeden sonra düzenlenen
çeki listesine göre yapılmış bir beyandır. Çeki listesi, tahliye limanında,
emtianın gümrük sahasından çıkışında gümrük yetkililerince düzenlenmiş bir
belgedir. Çeki listesini; taşıma ve tahliyedeki noksanlığa dayanak yapmak
doğru değildir. Davalı taşıyıcıya, TTK.nun 1066/1-2. maddelerde belirtildiği
şekilde yapılmış bir ihbar olmadığı gibi usulünce yetkili makamlara
yaptırılmış bir noksanlık tespiti de yoktur. Davalının 11.4.1990 tarihli
ihtarına da, noksanlığı ikrar ve kabul niteliğinde bir belge olarakta
değerlendirmek mümkün değildir. Bu itibarla, davalıya usulünde yapılmış bir
ihbar ve yetkili mercilere yaptırılmış bir tespit olmadığı halde noksanlıktan
sorumlu tutmak doğru değildir. Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde
davanın kabulü isabetli görülmediğinden hükmün davalı yararına bozulması
gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), davalı vekili
duruşmaya gelmediğinden davalı yararına duruşma vekillik ücreti taktirine yer
olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,
18.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|