 |
Yargýtay içtihatlarý bölümü
Yargýtay Kararý
T.C
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi
E. 1992/6388
K. 1992/7108
T. 17.11.1992
* TEHDÝT VE SÖVME
* SANIK KÖY MUHTARI
* ÝDDÝANAME
ÖZET : Oluþa göre, yükletilen suçu (tehdit ve sövme) görevden ötürü ve görevi
esnasýnda iþlemediði anlaþýlan sanýk köy muhtarý hakkýnda iddianame ile
açýlmýþ bir dava bulunmadýðý gözetilmeden hükümlülük kararý verilmesi yasaya
aykýrýdýr.
(765 s. TCK. m. 191/2, 482/3, 251, 59, 36, 72)(1412 s. CMUK. m. 193)
Tehdit ve sövme suçlarýndan sanýk Mehmet hakkýnda, Türk Ceza Yasasýnýn 191/2,
482/3, 251, 59, 36, 72; 647 sayýlý Kanunun 4. maddeleri uyarýnca 1.331.000
lira aðýr para cezasýyla hükümlülüðüne ve suç aletinin zoralýmýna iliþkin
(Kazýmkarabekir Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1991/15 esas, 1992/19
karar sayýlý ve 22.1.1992 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanýk
Mehmet ile Üst C. Savcýsý tarafýndan istenilmiþ ve temyiz edilmiþ olduðundan;
Yargýtay C. Baþsavcýlýðý'nýn 13.10.1992 tarihli bozma isteyen tebliðnamesiyle
21.10.1992 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyasý, baþvurunun nitelik ve
kapsamýna göre görüþüldü:
Temyiz isteðinin reddi nedenleri bulunmadýðýndan iþin esasýna geçildi.
Vicdanö kanýnýn oluþtuðu duruþma sürecini yansýtan tutanaklar, belgeler ve
gerekçe içeriðine göre yapýlan incelemede:
Oluþa göre, yükletilen suçu görevden ötürü ve görevi esnasýnda iþlemediði
anlaþýlan sanýk köy muhtarý hakkýnda iddianame ile açýlmýþ bir dava
bulunmadýðý gözetilmeden hükümlülük kararý verilmesi,
Yasaya aykýrý ve Üst C. Savcýsý ile sanýk Mehmet'in temyiz nedenleri ile
tebliðnamedeki düþünce yerinde görüldüðünden baþkaca yönleri incelenmeksizin
(HÜKÜMLERÝN BOZULMASINA), 17.11.1992 tarihinde oyçokluðuyla karar verildi.
KARÞI OY
* Duruþma açýlarak hüküm kurulmuþ ise; dava "Görevlilerin Yargýlanmasý
Yasasýnýn (Memurin Muhakematý Hakkýnda Kanun) kapsamýna girdiði ya da
girmediði için yetkili kiþi ya da kurulca açýlmalýdýr" gerekçesiyle
bozulamaz. Böyle bir bozma hukukta ölçülülük ve dolayýsýyla ölçüsüzlük yasaðý
ilkelerini uygulamaya yansýtan Görevlilerin Yargýlanmasý ve Ceza Yargýlama
Yasalarýna aykýrýdýr.
A) Görevlilerin Yargýlanmasý Yasasýna (M.M.H.K.) aykýrýdýr:
1- Gerçekten bu yasa bir yargýlama yasasýdýr. Hukuka baðlý bir devlette, yasa
koyucu, Anayasalarda öngörülen eþitlik ilkesini çiðneyerek ve kimi sanýklarý
kayýrarak, koruyarak ayrýcalýklý bir sýnýf yaratamayacaðýna göre, söz konusu
Yasanýn temel amacýný (ratio legis) algýlayabilmek için, varlýk nedenini
(ratio essendi) saptamak gerekir: Bu yasa devlet yönetimine karþý
görevlilerin görevleri sýrasýnda ya da görevlerinden dolayý iþledikleri
suçlarda uygulanacaktýr. Bu suçlarla ise, devlet yönetiminin dürüst, yansýz,
eþit, kiþisel çýkar ve keyfilikten arýnmýþ, kesintisiz yürütüldüðüne iliþkin
güven, özetle devletin saygýnlýðý korunmaktadýr. Devlet yönetimine karþý
görevli tarafýndan iþlenen bir suç nedeniyle herkese açýk bir duruþmanýn
devlet yönetiminin saygýnlýðýný gölgeleyeceði bellidir. O yüzden devlet, bu
saygýnlýðý korumak için, son soruþturmaya gerek olup olmadýðýný özel bir
yargýlama yasasýna göre saptamayý uygun bulmuþtur. Yasanýn temel amacý (ratio
legis) budur ve bu amaç son soruþturmadan önceki ön soruþturma evresiyle
sýnýrlýdýr. Eðer son soruþturma açýlmýþ, herkese açýk duruþma baþlamýþsa,
artýk bu amacýn sürdüðünden söz edilemez.
Eðer bu aþamada, araç Yasa (M.M.H.K.) uygulanacak olursa, hukukta temel bir
kural olan ölçülülük ilkesi ve dolayýsýyla ölçüsüzlük yasaðý çiðnenmiþ
olacaktýr.
Gerçekten bu ilkeye göre:
a) Baþvurulan araç, amacý saðlamýyorsa ya da amaç esasen ortadan kalkmýþsa
araç artýk kullanýlamaz. Mantýðýn þaþmaz ve ayrýksýz kuralý budur. Olayda
amaç ortadan kalkmýþtýr, araç (M.M.H.K.) gereksizleþmiþtir.
b) Araçla amaç arasýnda bulunmasý gereken orana uyulmalý, kullanýlan araç,
saðlamayý öngördüðü amacý aþmamalý, ona denk düþmelidir. Yargýlama hukukunun
temeli olan bu oranlýlýk (proporsionnalitŽ) kuralýna göre, bir yargýlama
iþleminin yapýlmasýyla yol açýlacak zarar, umulan yararý aþýyorsa o iþlem
yapýlamaz:
aa) Olayýmýzda, bozma üzerine yeni baþtan dava açýlmasý ve duruþma
yapýlmasýyla aslýnda umulan hiçbir yarar yoktur. Çünkü iþlemler esasen
yapýlýp bitmiþtir. Oysa bozma ile hüküm ortadan kalkacak, yapýlan iþlemler
yinelenmek gerekecektir. Doðan bu zararýn; var olup olmadýðý kuþkulu olan
yararý aþtýðý açýktýr. Bu yarar-zarar dengesi ve hatta çatýþmasý gözetilmeli
ve karar bozulmamalýdýr.
bb) Kaldý ki, böyle bir bozmanýn yaratabileceði olasý tehlike, bu zararý daha
da aðýrlaþtýrmaktadýr. Gerçekten bozma üzerine önsoruþturmaya geri dönen
yargýlama C. Savcýsýnýn kovuþturmasýzlýk ya da yönetim kurulunun son
soruþturma açýlmamasý kararýyla sonuçlanýrsa; daha önce son soruþturma
açýlmasýný gerektirecek oranda eylemi sabit ve aðýr görülmüþ ve kimileyin
herkese açýk duruþma sonunda hüküm giymiþ bir görevlinin kayýrýldýðý inancý
kamuoyuna yayýlacaktýr. Böyle bir durumun; devletin saygýnlýðýný korumak
amacýyla çýkarýlan bir Yasayý, bunu saðlamak þöyle dursun, tehlikeli bir
araca dönüþtüreceði, devletin saygýnlýðýný ve yaþamý boyunca sürgit suçlu
kuþkusuyla damgalayarak görevliyi yýpratacaðý kuþkusuzdur.
B) Ceza Yargýlama Yasasýna da þu nedenlerle aykýrýdýr:
1- Bir hükmün bozulabilmesi için iki koþul birlikte bulunmak gerekir: Hukuka
aykýrýlýk ve bu aykýrýlýkla kurulan hüküm arasýnda nedensellik baðýnýn
varlýðý. Eðer hukuka aykýrýlýk kurulan hükmün alýnyazýsýný etkilemede
belirleyici bir öðe deðilse ve aykýrýlýðýn nedensel deðeri ve gücü yoksa,
yani hukuka aykýrýlýk, baþka bir karara yol açabilecek güçte deðilse, bozma
yapýlmasý kendiliðinden gereksizleþir (20.5.1957 tarihli Ýçtihatlarý
Birleþtirme Kararý). Nitekim C. Yargýlama Yasasýnýn 320. maddesinde, yargý
çarkýnýn boþa dönmemesi için, yalnýzca "hükmü etkileyecek oranda yasaya
(hukuka) aykýrýlýklara" dayanýlarak bozma yapýlabileceði vurgulanmýþtýr.
Aslýnda deðinilen 320. madde, ölçülülük ilkesinin yukarýda açýklanan ilk
kuralýný (la) hukukta somutlaþtýrýlan bir hükümdür. Buna uyulmadýðý takdirde,
ölçülülük ve ölçüsüzlük yasaðý ilkeleri çiðnenmiþ olacaktýr. Olayýmýzda,
yerel mahkeme açýlan dava üzerine baþladýðý duruþmayý bitirmiþtir. Yeniden
dava açýlmasý gerekçesiyle yapýlacak bir bozma üzerine, ayný iþlemler
yinelenmiþ olacaktýr. Bu ise hem nedensel deðerden yoksun ve hem de
gereksizdir.
2- Ceza Yargýlamasýnýn bir özelliði kesintisizliktir. Buna göre, uyuþmazlýk,
bir baþka deyiþle esas sorun, doðrudan doðruya ve kesintisiz yapýlan
yargýlama etkinliðiyle çözülecektir. Kesintisizlik özelliði nedeniyle her
yargýlama makamý, önüne gelen her iþte adalet çarkýnýn boþa dönmemesi için,
esasa geçmeden önce, ilkin iþlemin kabule deðer olup olmadýðýný incelemek
zorundadýr. Eðer dava açan iþlemde (iddianame, sonsoruþturmanýn açýlmasý,
muhakemenin lüzumu kararý) bir sakatlýk varsa, mahkeme duruþma hazýrlýðý
aþamasýnda kabul edilmezlik yaptýrýmýyla bunu karþýlamak zorundadýr. Bu
yaptýrým uygulanmamýþ ve iþlem kabul edilmiþse aykýrýlýk giderilmiþ, sakatlýk
örtülmüþ sayýlacak; yargýlama kaldýðý yerden sürdürülecektir.
Bu sonuç aslýnda, ölçülülük ilkesinin getirdiði bir baþka kurala da uygundur.
Bu kural þudur: Amacýn gerçekleþmesine yarayan birden çok araç varsa,
seçeneklilik kuralýna göre, en az zararlýsý seçilmek gerekir. Olayda,
yasalara göre yetkili mercice açýlmýþ bir dava esasen bulunmaktadýr. Duruþma
sýrasýnda bir baþka organýn yetkili olduðunun anlaþýlmasý, o organýn
yetkisini ortadan kaldýramaz. Çünkü yasa yürürlüktedir. Ayrýca, konunun kamu
düzenini ilgilendiren madde açýsýndan yetki (görev) kuralýyla da ilgisi
yoktur.
Peters'in dediði gibi ceza yargýlamasýndaki biçimsel kurallarýn amacý,
hukuksal güvenliði saðlamaktýr. Bu amaca ters düþen bir uygulama, kavram
hukukçuluðuna ve aþýrýlýða yol açacaktýr. Örnekseme yönteminin geçerli olduðu
bir hukuk dalýnda söz anlama deðil, anlam sözü yönlendirmelidir. Söz anlamý
yönlendirirse, Henkel'in deyiþiyle, bu "söze yapýþmak" olacak, hukuksal
güvenlik sarsýlacak; buda ölçülülük ve ölçüsüzlük yasaðý ilkelerinin
örselenmesine bir kez daha yol açacaktýr.
3- Yargýlamanýn bir baþka özelliði de, sinematik yapýda geliþmesidir.
Gerçekten yargýlama morfolojisinin doðal akýþý içinde önsoruþturmadan
(hazýrlýk soruþturmasý ve 1985'ten önce ilk soruþturma) sonsoruþturmaya doðru
ilerlenir. Yargýlamanýn yürüyüþ yönü bu doðrultudadýr. Önsoruþturmanýn amacý,
sonsoruþturmanýn gerekli olup olmadýðýný ortaya çýkarmak ve kýsa sürede
bitirilmesi için gerekli her tür kanýt ve bulgularý saptayýp hazýrlamaktýr.
Bu görevler, sonsoruþturmanýn açýlmasýyla bitmiþ demektir. Önsoruþturma eksik
bile olsa, sonsoruþturmada bu eksiklikler giderilebileceðinden artýk
önsoruþturma evresinde geri dönülemez. Tersi anlayýþ ýrmaðý tersine akýtmaya
çabalamak demektir. Yargýlama hukukunda buna "evrelerden geri dönülemez
ilkesi" denilmiþtir. Duruþma evresinden geri dönülmeyi gerektirecek bir
bozma, hem bu, hem de yargýlamada tutumluluk (ekonomi) ilkesine aykýrý
olacak, boþ yere zaman yitirilecek; dahasý, oranlýlýk kuralýný da dýþlayarak,
ölçülülük ve ölçüsüzlük yasaðý ilkelerini yine çiðnemiþ olacaktýr.
Belirttiðim nedenlerle çoðunluk görüþüne katýlamamaktayým.
Sami SELÇUK
Baþkan
|