Hukuki.NET


Yargýtay içtihatlarý bölümü

Yargýtay Kararý

 


T.C
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi

	E.	1992/6105
	K.	1992/6695
	T.	4.11.1992

*  SALIVERME
*  SAVUNMA HAKKI 
*  TEHDÝT

ÖZET : 3713 sayýlý Yasanýn geçici 2. maddesindeki hükmün, tutuklu bulunan ve
 durumlarý geçici 1. maddeye uyan sanýklarýn gecikmeye yer kalmadan
 salýverilmeleriyle ilgili olduðu gözetilmeden, sanýða savunma hakký
 verilmeden hüküm kurulmasý,
Kabule göre, sanýðýn öðretmen olan yakýnana "seni burada yaþatmayacaðým,
 sürdüreceðim" biçimindeki sözlerinin tehdidin aðýrlýk derecesine göre TCK.nun
 191/son, 273. maddelerine uyup uymadýðýnýn tartýþýlmamasý yasaya aykýrýdýr.

(3713 s. TMK. geçici m. 1, 2)(765 s. TCK. m. 191/son, 273)

Görevliye sövme suçundan sanýk Menderes hakkýnda, Türk Ceza Yasasýnýn 191/1,
 273. maddeleri uyarýnca 3 ay, 18 gün hapis cezasýyla hükümlülüðüne iliþkin,
 (Karahallý Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 1990/31 esas, 1991/135 karar
 sayýlý ve 20.12.1991 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanýk Menderes
 müdafii tarafýndan istenilmiþ ve temyiz edilmiþ olduðundan; Yargýtay C.
 Baþsavcýlýðý'nýn 5.10.1992 tarihli onama isteyen tebliðnamesiyle 14.10.1992
 tarihinde Daireye gönderilen dava dosyasý, baþvurunun nitelik ve kapsamýna
 göre görüþüldü:

Temyiz isteðinin reddi nedenleri bulunmadýðýndan iþin esasýna geçildi.

Vicdanö kanýnýn oluþtuðu duruþma sürecini yansýtan tutanaklar, belgeler ve
 gerekçe içeriðine göre yapýlan incelemede baþkaca nedenler yerinde
 görlümemiþtir. Ancak:

1- 3713 sayýlý Yasanýn geçici 2. maddesindeki hükmün, tutuklu bulunan ve
 durumlarý geçici 1. maddeye uyan sanýklarýn gecikmeye yer kalmadan
 salýverilmeleriyle ilgili olduðu gözetilmeden, sanýða savunma hakký
 verilmeden hüküm kurulmasý,
2- Kabule göre; sanýðýn öðretmen olan yakýnana (seni burada yaþatmayacaðým,
 sürdüreceðim) biçimindeki sözlerinin, tehdidin aðýrlýk derecesine göre
 191/son, 273. maddelerine uyup uymadýðýnýn tartýþýlmamasý,
Yasaya aykýrý ve sanýk Menderes müdafiinin temyiz nedenleri yerinde
 görüldüðünden tebliðnamedeki onama düþüncesinin reddiyle (HÜKMÜN
 BOZULMASINA), 4.11.1992 tarihinde ilk bozmada oybirliðiyle, ikinci bozmada
 oyçokluðuyla karar verildi.

KARÞI OY

* T.C Yasasýnýn 269. maddesinde öngörülen nesnel aðýrlaþtýrýcý neden, Kaynak
 Ýtalyan Ceza Yasasýnýn 195. maddesinin ilk, 1930 tarihli Ýtalyan Ceza
 Yasasýnýn 341. maddesinin son fýkralarýnda yer almýþtýr. Bu maddeler
 incelendiðinde, T.C Yasasýnýn 266-268. maddelerindeki hakaret, aðýr sözle
 deðil de, zor ya da tehdit ile iþlenirse, sözle iþlenen hakarete oranla aðýr
 sayýlacak ve failin cezasý artýrýlacaktýr.

T. Ceza Yasasýnýn 269. maddesi bu güne deðin hiç bir deðiþikliðe uðramamýþtýr.
 Maddenin kabul gerekçesi de bulunmamaktadýr. O yüzden Kaynak ve 1930 tarihli
 Ýtalyan Ceza Yasalarýnýn gerekçesine ve Ýtalyan Öðretisine baþvurmak, elde
 edilen sonucu T.C Yasasýnýn sistemi içinde deðerlendirmek zorunludur:

Korunan yarar deðer varlýk açýsýndan konuya yaklaþýldýðýnda, çok konulu bir
 suç karþýsýnda bulunulmaktadýr. Gerçekten T.C Yasasýnýn 266-268. maddeleri
 "Devlet idaresi aleyhine cürümler" babýnda yer almaktadýrlar. Demek, yasa
 koyucu, hakaret, tehdit ya da zora maruz kalan Devlet memurundan önce, bu
 hareketlerle, kamu görevinin barýþ içinde yapýlmasý ve dolayýsýyla Devletin
 (yönetimin) saygýnlýðý ihlal edileceðinden, yasa sistematiðinde, bu cürümleri
 devlet yönetimine karþý cürümler baþlýðý altýnda deðerlendirmiþ ve 269.
 maddede de yalnýz sözle deðil, tehdit ya da zor kullanmayla da devletin
 saygýnlýðý örseleneceðinden, bu eylemlerle iþlendiði takdirde hareketi
 nitelikli (aðýrlaþmýþ) cürüm olarak benimsemiþtir. Bu düzenlemenin sýradan
 yurttaþlara karþý iþlenen ayný cürümlerden çok baþka bir düzenleme olduðu
 açýktýr. Ancak, bu sistematik, devlet görevlisine sövmenin, onun (bireyin)
 onurunu, zor kullanmanýn bedel bütünlüðünü, tehdidin kiþi özgürlüðünü de
 ihlal ettiði gerçeðinin bir yana býrakýlacaðý anlamýna elbette gelemez. Bu
 durumda çok konulu bir cürüm ve özellikle Devlet görevlisine zor kullanma ya
 da onu tehdit etmenin ayýn zamanda, devlet yönetiminin saygýnlýðýný da ihlal
 ve dolayýsýyla hakaret/sövme olduðu kolaylýkla ortaya çýkmaktadýr.

T.C Yasasýnýn 269. maddesindeki suçun yapýsýna gelince; madde seçenekli
 hareketli bir cürümdür. Sövme/hakaret, zor yahut da tehdit araçlarýyla
 iþlenirse nitelikli sövme suçu oluþacaktýr. Kaynak ve 1930 tarihli Ýtalyan
 Ceza Yasalarýnda kullanýlan "ya da" baðlacý da bunu göstermektedir. Türk Ceza
 Yasasýnýn 13.3.1926 tarihli ve 320 sayýlý Resmö Ceride'de ve Sicill-i
 Kavanin'in 2. cildinde yer alan Arap harfleriyle yazýlý metindeki "cebir,
 þiddet, tehdit" sözcüklerinin arasýnda bulunan "vav" harfi, hurÞf-ý atýfe
 denilen harf kümesine dahil bir haf-i atafa (atf, atýf) ve dolayýsýyla vav-ý
 atýfedir. Bu ise, Þemsettinö Sami Bey'in Kamus-ý Türkö adlý yapýtýnda
 açýklandýðý üzere anabilim (semantik) açýsýndan "ve, dahi, hem vede, ile, ya,
 yahut, veya, ya da, yoksa" anlamlarýna gelen bir baðlaçtýr. Þemsettinö Sami
 Bey çeþitli anlamlara gelen bu harfin çok az kullanýldýðýna ve hatta
 edebiyatçýlarýn bile yerinde kullanmadýklarýna deðinmektedir (KamÞs-ý Türkö,
 Ýstanbul, 1900, s. 940, 1480). O yüzden, Arap abecesi'nden Türkçe (Latin)
 abecesi'ne aktarýlýrken kullanýlan "ve" sözcüðünün Kaynak Yasadaki metin
 doðrultusunda bir vav-ý atýfa olduðu ve bu baðlacýn "ya da, veya, yahut"
 anlamlarýný yansýttýðý açýktýr.

Öte yandan, metinde geçen "ile" sözcüðü, sanýldýðý gibi, bir baðlaç deðildir.
 Çünkü, bu sözcük cümlede ayný görevi gören sözcükler arasýnda kullanýldýðýnda
 baðlaç; ayný görevi görmeyen öðeler arasýnda anlam ilgisini kurduðunda
 ilgeçtir (zarftýr); metinde kullanýlan aracýn nasýl olacaðýný ve niteliðinin
 ne olduðunu yani bunun tehdit ya da zor kullanmak suretiyle olacaðýný
 belirtmekte, böyle olunca da durum ilgeci (hal zarfý) görevini
 üstlenmektedir. Bu nedenle kullanýlan araçlarýn birlikteliðini deðil nasýl ya
 da neler olacaklarýný belirtmektedir.

Bütün bunlar gözetildiðinde, T.C Yasasýnýn 269. maddesinde öngörülen cürmün,
 seçenekli hareketli bir suç olduðu anlaþýlmaktadýr. Bu durumda zor kullanma
 ya da tehdit hareketlerinden birini iþlemekle bu madde uygulama alanýna
 girecek, 266-268. maddeler geri çekileceklerdir. Bir baþka deyiþle, fail,
 memura sözle sövmeyip, ona karþý zor kullandýðýnda yahut da onu tehdit
 ettiðinde, bunlardan birini yapmakla T.C Yasasýnýn 269. maddesindeki suçu
 iþlemiþ olacak; bunlardan biri yanýnda ayrýca sözle sövmeye, zor
 kullandýðýnda tehdit etmeye ya da tehdit ettiðinde zor kullanmasýna gerek
 kalmadan suç oluþacak; hepsi birlikte ardý ardýna iþlendiðinde ise suçun
 tekliði etkilenmeyecek,yani suç çokluðu ortaya çýkmayacaktýr.

Öte yandan, memura karþý iþlenen bir tehdit suçu, ayrýca devlet yönetimine
 karþý suçlar arasýnda düzenlenmediði için T.C Yasasýnýn 191, 273.
 maddelerinin de uygulanmasýný gerektirecektir. Böylece tek eylemle iki ayrý
 ihlal ve dolayýsýyla T.C Yasasýnýn 79. maddesinin uygulanmasý söz konusu
 olacaktýr. Böyle bir durumda ise, tek ilamla birbirinden baðýmsýz iki suç,
 iki hüküm ve dolayýsýyla tekerrür, zaman aþýmý, af v.b. kurumlar açýsýndan,
 bileþik suçtan (md. 78) baþka sonuçlar doðacaktýr.

Buna karþýlýk T.C Yasasýnýn 271. maddesinde "memura cismen eza verecek veya
 hastalýðýný mucip olacak müessir fiil" iþleyen failler için, devlet
 yönetimine karþý cürümler arasýnda ayrý bir düzenlemeye gerek duyulmuþtur. Bu
 düzenleme karþýsýnda 269. maddedeki zor eylemi, Kaynak Yasasýnýn gerekçesi
 (LXXV) doðrultusunda memurun bedenine yönelik boyuta varmayan ve özgürlüðünü
 sýnýrlayýcý ölçüde kalanlarla sýnýrlý tutulursa ortada bir sorun yoktur. Zor
 kavramý, bu sýnýrý aþtýðý takdirde, fail hem etkili eylem ve hem de hakaret
 suçlarýndan (md. 269) cezalandýrýlacak, gerçek içtima hükümleri
 uygulanacaktýr. Böyle bir durumda tartýþma söz konusu deðildir. Eðer, zor
 kavramý, etkili eylemi de kapsayacak biçimde anlaþýlýrsa, bu durumda yine 79.
 maddesi kanalýyla en aðýr cezayý içeren madde uygulanacaktýr.

Fail, zor ve tehdidi birlikte iþlemiþse, T.C Yasasýnýn 269. maddesi ile 456,
 271 ve 191, 273. maddelerindeki cürümler iþlenmiþ olacaðýndan, yine Yasanýn
 79. maddesine göre, 269. maddedeki ceza ile son iki suçlar için öngörülen
 maddelerin toplam cezasý karþýlaþtýrýlacak ve sonucuna göre karar
 verilecektir. Bu son durumda, ortada tek ilamla, üç ayrý suçtan üç ayrý
 hüküm, ancak tek ceza verilmiþ olacaktýr.

Buna karþýlýk yerleþik yargýsal görüþe göre, T.C Yasasýnýn 269. maddesinin
 oluþabilmesi için sözle sövme, tehdit ve zor eylemlerinin, yani üçünün de
 birlikte bulunmasý gerekir. Suç bu durumuyla T.C Yasasýnýn 78. maddesinde
 olumsuz biçimde tanýmlanan bileþik suçtur (4.3.1991 tarih ve 33/60 sayýlý
 C.G. Kurulu kararý).

Görüldüðü üzere, bu görüþ vav-ý atýfa olan "ve"lerin, "ya da" anlamýna
 geldiðini göz ardý etmiþtir. Vav-ý atýfa unutulsa bile, Yasadaki maddi
 yanlýþlýklarýn düzeltici yorumla (interprŽtation corrective) doðrusunu
 bulmaya (Ýç. B.K., 20.9.1950, 4/10 ve 26.3.1962, 23/3) ceza hukukunda da izin
 verildiði gözetilmek gerekirdi. Öte yandan "ve" baðlacý "ya da" diye ele
 alýndýðýnda bu cürmün bileþik suç olamayacaðý açýktýr. Çünkü, bileþik suçtan
 söz edebilmek için, iki durumdan biri bulunmak gerekir. Ya bir suça
 (hýrsýzlýk) bir baþka suç (konut dokunulmazlýðýný bozma) eklenir ve ilk suçun
 aðýrlaþmýþ biçimi (T.CY. md. 491/4) elde edilir ya da iki ayrý suç (tehdit
 artý hýrsýzlýk) yeni bir ad altýnda bir baþka suçu (zorla yaðma) oluþturur.
 Dahasý, yerleþik görüþ, Yasanýn güttüðü suç ve ceza politikasý ve sistemiyle
 de çatýþmaktadýr. Gerçekten T.C Yasasýnýn 269. maddeye göre verilecek ceza
 ile ayný Yasanýn 266, 191, 273, 456, 271. maddelere göre verilecek cezalar
 arasýnda büyük farklar doðmaktadýr.

Bütün bu nedenlerle T.C Yasasýnýn 269. maddesi, tehdit ya da etkili eylem
 boyutuna ulaþmayan zor kullanma eylemlerinde uygulanmalý, ayrýca sözle sövme
 aranmamalý, etkili eylem söz konusu olduðunda ise etkili eylem suçu ile sövme
 varsa T.C Yasasýnýn 266 ve 456, 271; tehdit ve etkili eylem söz konusu ise
 269. ve 456/3, 271. maddeleri gerçek içtima kurallarýna göre birleþmelidir.

Bu nedenlerle çoðunluk görüþünü paylaþmýyorum.

Sami SELÇUK
Baþkan


    
Ýçtihat:
Hukuk Forumlarýndan Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artýþ anlaþmazlýðý 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleþmede anarak whatsapp yazýþmalarýnýn yasal bildirim kanalý ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleþmedeki "görüþ alýnarak" ifadesi, görüþü alýnan tarafa eylemi engelleme hakký verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalýk davalarý] Evlat edinilen çocuklarýn eski baba adý deðiþimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kýsmi Kabul ve Kýsmi Red Kararýndan Sonra 3/4 oranýndan indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Þirketleri (Fleetcorp) Borçlarýný Devir ALan Varlýk Yönetim Þirketleri 

  • Filo Kiralama Þirketlerinin Borçlarýnýn Varlýk Yönetim Þirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasýnda kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarý ödenir 

  • Keþide tarihinin tahrif edildiði ve ibraz sürelerinin geçtiði çekler Borçlu olunmadýðýnýn Tespiti 

  • Ýkinci Nesil Ýnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    Ýçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diðer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumlarý + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleþme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Bloglarý + Avukat ilanlarý + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    Ýçtihat Arþivi  Eski içtihat dizini