 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/6062
K. 1993/1622
T. 4.3.1993
* HESABIN KAT'I İHTARI - BORCUN MUACCEL HALE GELMESİ
* KEFİLİN TEMERRÜDÜ - İCRA TAKİBİ - KISMI ÖDEME - MÜKERRER TAHSİLATI ÖNLEMEK
ÖZET : Hesabın kat'ı ihtarı ile borç muaccel hale gelir ve temerrüt oluşur.
Kefil kendi temerrüdünün sonuçlarına katlanmaktan sorumludur.
Hesabın katından ve icra takibinden sonra davanın devamı sırasında yapılan
ödemeler bilirkişiye hesaplatılarak mükerrer tahsilatı önlemek için bulunan
bu miktar yönünden takibe olanak sağlanacak şekilde karar verilmelidir.
(818 s. BK. m. 101, 104, 490, 491)(2004 s. İİK. m. 144, 169)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik
olarak verilen hükmün temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan
sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve
delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının bütün,
davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının
reddi gerekir.
2- Davacı banka tarafından müşterisi Cem ile aralarında yapılan kredi
sözleşmesine dayanılarak yapılan ikrazda, diğer davalı şirket sözleşmedeki
limit içinde sorumludur. Davalı borçlunun bankadan aldığı borç karşılığı
verilen senetlerle borcun gerek icra takip dosyasına ve gerekse bankaya
haricen ve kısmen ödendiği bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Kural olarak
hesabın katedildiği tarihte borç muaccel hale gelmiş olup, borçlu ve kefiline
yapılacak ihtarla temerrütleri oluşur ve kefil de kendi temerrüdünün
sonuçlarından sorumludur. Davacı banka borcun katedildiği tarihte oluşan ana
para ve faiz alacağını takip konusu yapmış olup, bilirkişi incelemesinde de
bu miktarda bir hatanın bulunmadığı belirtilmektedir. Ancak, hesabın katından
ve icra takibinden sonra, mahkemede açılan bu davanın devamı sırasında ve
bilirkişi incelemesinin yapıldığı süreye kadar davalıların bu hesabına
karşılık muhtelif şekillerde ödemelerde bulundukları halde bu ödemelerin
miktarı kesin olarak saptanıp icra takibindeki borç ve fer'ilerini karşılar
ise, bu takdirde davanın konusunun kalmayacağı aşikardır. Borcun kısmen
karşılanmış olması halinde ise, alacağın aynen tahsiline imkan verecek
şekilde icra takibinin devamına imkan verecek bir karar halinde, borçlunun
mükerrer ödemesinin zorunlu hale geleceği düşünülerek mahkemenin itirazın
iptali kararını kalan borç miktarına göre vermesinin uygun olacağı dairemizin
yerleşmiş görüş ve kararıdır. Bu durumda, mahkemece bilirkişiden ek rapor
alınarak itirazın iptali ile icra takibine olanak veren alacak miktarının
tesbit edilmesi ve dava tarihindeki borç miktarı gözetilerek inkar
tazminatının hesaplanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi
gerekmektedir.
S o n u ç : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının bütün,
davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte gösterilen
nedenle hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), 250.000 lira duruşma
avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, davalıların
peşin harçlarının istek halinde iadesine, 4.3.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|