 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/5978
K. 1992/9106
T. 24.11.1992
* AVUKATLIK KANUNU
* ÜCRET ALACAĞI
ÖZET : Avukatlık Yasasının 164/son maddesinde açıklanan ve aksine sözleşme
olmadığında avukata ait olacağı kabul edilen ücret alacağı, yargılama ve icra
gideri niteliğinde olduğundan, ancak dava ve takip sonuçlandığında miktarı
belli olur ve bundan sonra müvekkil tarafından hasımdan tahsili mümkün hale
gelir. Müvekkilin vekiline ödeme borcuda hasım taraftan tahsil edilmeden
doğmaz.
(1136 s. Av. K. m. 164/son)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda;
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca duruşmalı
olarak temyiz edilmiş ise de, çağrı kağıdı gideri ödenmediğinden duruşma
isteğinin reddiyle incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar
verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı avukatlar; davalının hukuk müşaviri ve avukatı sıfatıyla dava ve
takiplerde davalıyı temsil ettiklerini, davalının haksız olarak kendilerini
azlettiğini, sözleşmede kararlaştırılan ücreti vekalet alacaklarını
ödemediğini, aleyhine yapılan takibe de haksız olarak itiraz ettiğini
beyanla, icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin devamına 40 icra
inkar tazminatına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacı avukatların haklı nedenle azledildiklerini beyanla davanın
reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporunda belirlenen 25.651.126 TL. alacağa, davalının
itirazının iptaline, davacının fazla ve icra inkar tazminatına ilişkin
istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm; davacılarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle, davacıların bu davada dayandıkları ücret
sözleşmesinin önceden belli dava ve takipler için değil, genel olarak hukuki
yardım hizmetleri için düzenlenmiş olmasına bu sözleşmede kararlaştırılan ve
başarıya göre değişme koşulunu da içermeyen 10 ücretin, belli bir miktar
olarak kabulünün mümkün bulunmamasına, tazminatların avukatlara ait olacağına
dair hükmünün ise, dava konusuna iştirak yasağına aykırılık teşkil etmesine,
(Avukatlık Kanununun 164. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkraları) bu nitelikteki bir
sözleşmeyle ücret istenmesine rağmen, alacağın hangi dava ve takipler için
nasıl hesaplanarak herbiri yönünden ne miktar istendiğinin icra takibinde
açıklanmamış olmasına, gerçek alacak miktarının yargılama ile belirlenecek
bulunmasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair
temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Haksız olarak azledilen avukat, avukatlık ücretinin tamamına hak kazanır
(Avukatlık Kanununun 174/2. maddesi). Avukatın bu ücret alacağı kapsamında,
müvekkili ile arasında geçerli bir ücret sözleşmesi yoksa, Avukatlık
Yasasının 163/son maddesi hükmünce avukatlık asgari ücret tarifesine göre
hesap edilecek ücret ile, aynı Yasanın 164/son maddesi gereğince aksine
sözleşme yapılmadığı takdirde avukata ait olacağı açıklanan ve hasma tahmil
edilmesi gereken ücretin bulunduğunda duraksama olmamalıdır.
Ne varki bu her iki ücret alacağının hesaplanması ve muacceliyet kazanması
konusunda uygulamada süregelen tereddütlere de açıklık getirilmelidir.
Avukatlık Yasasının 163/son maddesi delaletiyle asgari ücret tarifesi
hükümleri gereğince hesaplanacak ücret, avukat ile takip edilen dava ve icra
takeplerinde, avukatın bu dava ve takiplere hangi tarihte katıldığına
bakılmaksızın dava ve takip tarihlerinde yürürlükte olan avukatlık asgari
ücret tarifesine göre dava ve takibin konusu esas alınarak ayrı ayrı
hesaplanır. Avukatın bu şekilde hesaplanan ücret alacağı dava ve takip hangi
aşamada olursa olsun haksız azlin tebliği ile muaccel hale gelir.
Müvekkilleri de ödeme borcu doğar. Avukatlık Yasasının 164/son maddesinde
açıklanan ve aksine sözleşme olmadığında avukata ait olacağı kabul edilen
ücret alacağı ise, yargılama ve icra gideri niteliğinde olduğundan ancak dava
ve takip sonuçlandığında miktarı belli olur ve bundan sonra müvekkil
tarafından hasımdan tahsili mümkün hale gelir. Müvekkilin vekiline ödeme
borcuda hasım taraftan tahsil edilmeden doğmaz. Diğer bir anlatımla henüz
hasım taraftan vekalet ücreti alacağını tahsil etmemiş veya edememiş olan
müvekkilden avukat bu alacağını isteyemez. Tahsil edilmiş olmasını beklemek
durumundadır. Kural böyle olmakla birlikte, hakim bu kurala sıkı sıkıya bağlı
kalmamalı, Avukatlık Yasasının 164/son maddesine işlerlik kazandıracak
şekilde her olayın özelliğine, durum ve şartlarına göre değerlendirme
yapmalı, özellikle MK.nun 2. maddesinde ifadesini bulan hakkın kötüye
kullanılmasına ve dürüstlük kurallarının ihlaline izin vermemeli,
gerektiğinde müvekkilin dava veyatakip sonucunda belirlenen bu ücret
alacağını tahsil etmiş kabul etmeli, aksi halde bu nitelikteki ücret
alacağına ilişkin istemi henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddetmelidir.
Somut olaya bakıldığında, mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı bilirkişi kurulu
raporunda az yukarıda açıklanan ilkelerin gözardı edildiği, maddi hesaplama
hataları yapıldığı gerekçeden yoksun ve yeterli açıklama ve bilgileri
içermediği bu haliyle Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı
anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; açıklanan genel ilkeler
ışığında yeniden oluşturulacak bir bilirkişi kurulu marifetiyle her dava ve
takip için dava ve takip tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
gereğince dava ve takip konusuna göre ücret alacağını tesbit etmek, hasma
tahmili gereken ücretlerden yine her dava ve takip için tahsil edilmiş veya
tahsil edilmiş kabul edilecek müvekkilin ücret alacağı olup olmadığını
nedenleri de açıklanmak suretiyle belirlemek böylece hasıl olacak sonuca
uygun davalının ilk hükmü temyiz etmemesi nedeniyle davacıların kazanılmış
haklarını da ihlal etmemek suretiyle bir hüküm vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan yönler gözardı edilerek eksik soruşturmaya yetersiz
bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı
olup bozmayı gerektirir.
S o n u ç : Bir nolu bentte belirtilen sebeplerle davacıların sair temyiz
itirazlarının reddine, iki nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan
hükmün davacılar yararına (BOZULMASINA), istek halinde peşin harcın iadesine,
24.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|