Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



       T.C.
  Y A R G I T A Y 
 19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I    

 Esas      Karar   
92/5875   93/8741               

  	   Y A R G I T A Y   İ L A M I	

Mahkemesi     :Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi        :25.3.1992
Nosu          :560-135 
Davacı        :Mannesmann-Sümerbank Boru Endüstri T.A.Ş. 
	       vek.Av. Mesut Sunay 
Davalı        :Türkiye Demiryolu Makinaları San.A.Ş. vek.Av.Alev
	       Erken	 	 	

	Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda
 ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne  yönelik olarak
 verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya
 incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

                         - K A R A R  -

	Davacı vekili, yanlarca imzalanan boru satım sözleşmesi koşullarına
 uygun olarak partiler halinde davalıya teslim edilen mal bedelinin süresinde
 ödenmediğini, borcun sözleşme koşullarına aykırı ve geçikmeli olarak ödenmesi
 nedeniyle uğramış olduğu zararlar ve finansman giderleri tutarının davalıdan
 alınmasını istemiştir.
	Davalı vekili, alınan mal bedelinin tamamı ödediğini, sözleşmenin
 kesin süreli olmadığını, vade geçtiği halde davacının süresinde gerekli
 ihtarda bulunmadığını, yapılan ilk ödemeleri kabul etmekle duruma rıza
 göstermiş sayıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. 
	Mahkemece, geç ödemeden kaynaklanan bedelin dava gününden başlayan
 faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmiştir. 
	Hüküm, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
	I-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici
 sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre
 davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
	II-Davalının temyiz itirazına gelince;
  	1-Yanlar arasında sözleşme imzalandığı ve sözleşmede tanınan 30
 günlük süreden sonra geçiktirilerek ödemelerin yapıldığı tartışmasızdır.
 Davacı ödemelerin geçiktirilmesi nedeniyle B.K.nun 105. maddesi uyarınca
 geçmiş günler fazini aşan ve bu sürede kullanmak zorunda kaldığı krediler
 için ödediği faiz tutarlarını oluşturan finansman giderini istemiştir.
 Mahkemece, yanlar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde belirtilen her malın
 tesliminden itibaren 30 günlük sürenin B.K.nun 107. madde anlamında bir kesin
 mehil oluşturduğu, yanların temerrüt için ihtar çekme zorunluğu,
 bulunmadığından finansman giderinin alınmasına karar verilmiştir. 
	Yanlar arasında uyuşmazlık konusu 14.2.1989 gün  203 sayılı
 sözleşmenin 5. maddesindeki, "malzemenin şartnamesine uygun olarak teslim
 alınmasından sonra, düzenlenecek gerçekleştirme belgesinin ilgili muhasebeye
 verilmesinden sonra 30 gün içinde malzeme bedeli ödenir." hükmünün direnim
 (temerrüt) sonuçlarının uygulanması için yeterli olup olmadığı noktasındadır.
	Borçlar Yasasının 107. maddesi, aynı yasanın 106. maddesinde
 düzenlenen karşılıklı borçları içeren sözleşmelerde, borçlunun direnimi
 halinde alacaklıya tanınmış secimlik hakkını önel verilmeksizin derhal
 kullanmasına ilişkindir. Karşılıklı sözleşmelere özgü 106. maddede kabul
 edilen, "aynen yerine getirme ve geçikmeden doğan zarar" ya da borcun yerine
 getirilmesinden vazgeçip onun yerine ödence isteme yahut "sözleşmeden dönme"
 hakkının kullanılması için borçlunun direnime düşmüş olması yeterli değildir.
 Kural olarak, bunun yanında ayrıca borçluya borcun yerine getirilmesi için
 uygun bir önel verilmiş olması da gerekmektedir. Bunun ayrık ve özel durumu
 107. maddede düzenlenmiştir. Yani önel verilmeksizin 106. maddede öngörülen
 seçimlik hakkı kullanmak olasıdır. Yasaca önel verilmesi gerekmeyen haller ya
 "borçlunun tutum ve davranışından süre vermenin yararsız olacağı anlaşılmalı"
 ya da "borçlunun direnimi sonucu aynen yerine getirilmesi alacaklı yönünden
 yararsız duruma gelmeli" yahut ta "sözleşme hükümlerine göre borcun kesin
 olarak belirlenen ve saptanan süre içinde yerine getirilmesi gerekmeli"dir. 
	Somut olaya özgü; B.Y.nın 106. maddesi koşulları bulunmadığı gibi bu
 maddenin ayrık ve özel durumunu belirleyen 107. maddesinin uygulanma alanı da
 bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacı sözleşmeyi feshetmediğine göre 107.
 maddedeki hallerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de dava konusu olayda
 incelenme olanağı bulunmamaktadır.
	Olaya uygulanması gereken borçlunun borcunu ödemede geçikmiş olması
 nedeniyle B.K.nun 101. maddesi hükümleridir. Kural olarak borçlunun direnimi
 için, borcun muaccel olması yeterli değildir. Borcun muaccel olmasına karşın
 sözleşmede borcun yerine getirileceği gün belli değilse ayrıca alacaklının
 ihtarı gerekir. Sözleşme hükümlerine göre borcun yerine getirileceği gün
 kesin olarak belirlenmiş ya da saptanan bir sürede yerine getirilmesi
 kararlaştırılmışsa ihtara gerek olmadan direnim durumu gerçekleşir.
 Sözleşmede sadece "vadenin belirlenmiş" olması yetmez. Bunun kesin, belirli
 bir vade olması gerekir. Uygulamada, kesin vade genellikle "engeç" örneğin
 "engeç 5. ayın sonuna kadar" "mutlaka" gibi sözcüklerle anlatılmaktadır.
 Olayda, 30 günlük ödeme süresine başlangıç sayılan malın tesliminden sonra
 "düzenlenecek gerçekleştirme belgesinin ilgili muhasebeye verilme günü"
 kesin, hemen belirlenebilir bir gün olarak kabul edilmez.
	Sonuç olarak B.K.nun 107/3. maddesi "derhal fesih ile ilgili olup,
 106. maddenin ayrık hükmü niteliğindedir. Borçlunun direnimi ise 101. maddede
 düzenlenmiştir. Olayda borcun yerine getirileceği gün kesin olarak
 belirlenmiş sayılamaz. Bu durumda direnim için ihtar gerekli bulunmakla bu
 yön gözetilmeden davanın kabulü bozma nedeni sayılmıştır. 
	2-Kabul biçimine göre ; 
	a-Dava dilekçesinde hükmolunacak miktar yönünden bir faiz istemi
 yoktur. Buna karşın H.U.M.K.nun 74. maddesi hükmüne aykırı olarak istem
 olmaksızın hüküm altına alınan miktara da dava gününden başlayan reeskont
 faizi yürütülmesine karar verilmesi isabetsizdir. 
	b-Davacı, geçikmeden doğan faiz alacağına dayanak olarak 14.2.1989 gün
 ve 203 sayılı sözleşmeyi göstermiştir. Bu sözleşmede yazılı (74.834.914.-
 lira (KDV)li ) tutarındaki 7 kalem boru için 28.2.1989 gün ve 868 nolu
 (60.305.031.- lira) ve 23.3.1989 gün ve 1472 nolu (14.531.743.- lira)lık
 düzenlenen faturalar nedeniyle geçikmeden doğan faiz hesabı yapılmak
 gerekirken davacı şirket ile 3. bir tüzel kişi tacir olan dava dışı TÜLOMSAŞ
 arasında yapıldığı bildirilen 31.8.1989 gün 89178 nolu sözleşmeye dayalı
 faturalarında hesaba katılarak inceleme yapan bilirkişi raporunun hükme esas
 alınması doğru görülmemiştir. 
	c-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, teslim edilen mal
 bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle finansman gideri olarak kredi aldıkları
 bankaya ödenen faizlere yönelik istem B.K.nun 105. maddesine uygun "munzam
 zarar" olarak nitelendirilmiştir. Kuşkusuz, alacaklının para borcunun
 süresinde ödenmemesi yüzünden uğradığı olumlu zararı, yasal geçikme faizinden
 daha fazla ise aradaki farkı isteyebilir. B.K.nun 105. maddesinde belirlenen
 bu ek "munzam" zararın alacaklı yanca kanıtlanması gerekir. Borçlu kendisine
 hiç bir kusur yükletilemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle
 sorumludur. Zarar hesabı içinde direnim faizi de vardır. Anılan maddede,
 alacaklının zararının faiziyle karşılanamaması durumunda faizden sonraki,
 onun üstündeki zararın ödetilmesi amaçlanmıştır. Olayda davacının zararı
 bilirkişi tarafından secenekli olarak hesaplanmış  olup mahkemece kabul
 edilen seçeneğe göre hüküm kurulmuştur. Oysa kabul edilen zarardan, davacının
 isteyebileceği direnim faiziyle karşılanabilir miktar düşülerek kalan miktar
 varsa ek zararı oluşturduğundan buna hükmedilmek gerekir. Ancak, davacının
 B.K.nun 105. maddesinde düzenlenen "munzam" zararın ödetilmesini
 isteyebilmesi için borçlunun alacaklının ihtarıyla direnime düşürülmesi
 gerekir. Bu koşula uyulmaması karşısında davanın reddine karar verilmesi
 gerekli iken davanın kabulü isabetsizdir.
	SONUÇ : Yukarıda birinci bendde yazılı nedenle davacının temyiz
 itirazlarının reddine, ikinci bendde gösterilen nedenle davalının temyiz
 itirazlarının kabulüyle yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,
 davalının peşin harcının istek halinde aidesine, 20.12.1993  gününde
 oybirliğiyle  karar verildi.

Başkan               Üye        Üye       Üye         Üye
Cengiz Kostakoğlu    N.Sucu    İ.Erdemir  K.O.Şengün  Y.Özdilek
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini