 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/5148
K. 1992/14707
T. 18.5.1992
* KADASTRO TESBİTİ
* BELGESİZ ZİLYEDLİK
* TERCİH HAKKI
ÖZET : Belgesiz zilyedliğe dayanan kişi yada kişilerin, belgesiz zilyedlik
yoluyla iktisabını iddia ettikleri taşınmazların çalışma alanı sınırları
içinde yasada öngörülen miktarları aşması halinde zilyede tercih hakkının
tanınması zorunludur.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin yasal süresinde olduğu
anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
Hükmüne uyulan daire bozma kararında; zilyetliğe dayanan davacı hakkında 3402
sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünce belgesiz zilyetlik yoluyla
edindiği taşınmaz miktarının belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesi
gereğine değinilmiştir. Daire bozma kararına uyulduktan sonra yapılan
yargılama sırasında davaya Zekine katılmıştır. Mahkemece yapılan araştırma
sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın katılan Zekine adına
tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde (katılan) Zekine yararına taşınmaz edinme
koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. 3402
sayılı Kadastro Kanununun 14/1. maddesi hükmünce belgesiz zilyetlik yoluyla
bir çalışma alanı sınırları içerisinde sulu toprakta 40, kuru toprakta 100
dönüm taşınmaz edinme imkanı sağlanmıştır. Yasa hükmünün uygulanmasında
belgesiz zileytliğe dayanan kişinin bağımsız zilyetliğinin tesbit gününde 20
yıla ulaşması gerektiği gibi belgesiz zilyetliğe dayanan kişi ya da kişilerin
belgesiz zilyetlik yoluyla iktisabını iddia ettikleri taşınmazların çalışma
alanı sınırları içinde yasada öngörülen miktarları aşması halinde zilyede
tercih hakkının tanınması, tercih hakkının tanınmasında tüm dava konusu
taşınmazların gözönünde tutulması zorunludur. Hal böyle olunca; davacı ile
davaya katılan zilyedin tercih hakkının kullandırılması için derdest bulunan
tüm davaların birleştirilmesi, birleştirildikten sonra davacı ve katılana
tercih hakkının sorulması, davacı ve katılan hakkında tesbit gününde bağımsız
zilyetliğin iktisaba yeterli süreye ulaşıp ulaşmadığına bakılması, eklemeli
zilyetlikten yararlanılması halinde gerek davacının gerekse davaya katılanın
çalışma alanında iktisap ettiği taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen miktarı geçmemesi gerekir. O halde,
3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünce 1481, 1543, 1963, 2766
sayılı parseller hakkındaki davalar birleştirilmeli, ondan sonra davacı ve
katılandan tercih hakları sorulmalı, yukarda açıklandığı biçimde araştırma
yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenlerle, davalı
Hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün
(BOZULMASINA), 18.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|