 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
92/5076 62/5394
Özet:Tenkiste tazminat ödenmesi halinde faiz tercih hakkının
kullanıldığı günden başlamalıdır.
Temyiz eden:Davalı
Süleyman Kabasakal ile Seyit M.Kabasakal arasındaki tenkis ve iptal
davasının bozmaya uyularak yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece
verilen hüküm faiz yönünden davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup
gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin
takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün
temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün
ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine
ll.5.1992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
İ.Yanıkömeroğlu T.Alp H.Dinç F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Murisin mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden tasarruflarının, tasarruf
nisabı sınırına indirgenmesini hedefleyen tenkis davası, kural olarak
tasarruf konusu malın aynen paylaşılması sonucunu doğrurur. Tenkise konu
malın değerinde azalma meydana gelmeden bölünmesi mümkün olmayan hallerde
(M.K.506)taraflardan birine ödenecek tazminat; o tarafın mal varlığında aynen
taksim halinde husule gelecek değişiklikten farklı bir sonuç doğurması
kanunda yer alan"kıymet" karşılık fikri ile bağdaşmaz. Medeni Kanunun 454 ve
517.maddelerinde yer alan terekenin ölüm günündeki haline göre hesaplanan
yapılacağı gündeki kurallar, ölüm günündeki para karşılığının ödeneceğini
göstermez. Enflasyonist baskıların çoğaldığI dönemlerde paranın ölüm
günündeki alım gücü ile tenkis kararının verildiği gündeki alım gücü
arasındaki aşırı fark karşısında kararda yer alan uyğulamayı Adalet
duyğularıile bağdaştırmak mümkün değildir. Bu sebeple Medeni Kanunun
506.maddesi uyğulamasına yeni bir yorumla yaklaşmak gerekir. Tereke murisin
ölüm günüdeki haline ve o ünkü ekonomik şartlara göre değerlendirmek
suretiyle tasarruf nisabının aşılıp aşılmadığı bir oran olarak
hesaplanmalıdır. Bu oran değişmez tenkis oranını (bakınız,
Prof.Dr.N.Kocayusufpaşaoğlu Yasa Hukuk Derğisi l986/8 sayfa l053)
oluşturacağından taksimin mümkün olması halinde bu oran nisbetinde taksim
yapılmalı, taksimin mümkün olmadığı hallerde malın tercih hakkının
kullanıldığı günündeki değeri üzerinden ve bu değişmez orana göre hesap
edilecek tazminat ödenmelidir. Bu sebeplerle ölüm gününe göre belirlenen
tazminat doğru değilsede davacının temyizi
olmadığından buyön bozma sebebi sayılamaz. Ancak bu yanılğı davalı aleyhine
başka bir yanılğının yapılmasına yol açmaz.
Konusu bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda borcun
doğduğu veya muaccel olduğu tarihe kadar geçen süreden borçlunun faydalanması
dolayısıyla alacaklıya kanun veya akit gereğince bir oran dahilinde ödenmesi
gerekli faizin başlangıç tarihinin ne olacağı tartışma konusudur. Bu
açıklamalardan da anlaşılacağı gibi tenkis sonunda davacının asıl isteği aynı
niteliktedir. Ancak tasarrufun konusu olan şeyin değerinde eksiklik meydana
gelmeden bölünmesinin mümkün olmaması halinde taraflardan biri için tazminata
dünöşme olmaktadır. Tercih hakkı kullanılıncaya kadar para alacağının
varlığından söz edilemiyeceği gibi onun muacceliyetinden de söz edilemez.Bu
sebeple mirasın açıldığı günden (murisin ölüm gününden) itibaren fazla
hükmedilmesi doğru değildir.
Karar davalı yararına bozulmalıdır.
Üye
Tahir Alp
|