 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1992/5-19
K. 1992/41
T. 24.2.1992
* ZORLA IRZA GEÇMEK
* GÖREVSİZLİK
ÖZET : Mağdurenin akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise bu durumun
fiile karşı koymasını bertaraf edip etmeyeceği, hastalığın hekim olmayanlarca
anlaşılıp anlaşılmayacağı ve beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği
konularında Adli Tıp Kurumu'ndan görüş alınmalıdır. Mağdurenin akıl hastası
olduğu ve fiile mukavemet edemeyecek bir durumda bulunduğunun tespiti halinde
ise kanıtların takdiri, suçun niteliği, mağduredeki karşı koyma halinin
nedeni ve sanığın amacının tayini ve TCK.nun 416/1. maddesinin uygulanıp
uygulanmayacığının tespiti üst derecede görevli Ağır Ceza Mahkemesine ait
olduğundan görevsizlik kararı verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 416/1) (1412 s. CMUK. m. 1)
Evlenme sözü vererek kızlık bozmak suçundan sanık Özcan'ın, TCY.nın 423.
maddesi gereğince 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Havsa
Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 4.6.1991 gün 26/49 sayılı hükmün C. Savcısı
ve sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Beşinci
Ceza Dairesi, 17.12.1991 gün 4668/5523 sayı ile;
"TCK.nun 29. maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınmayarak alt sınır
düzeyinden ceza tayin edilirken gerekçe gösterilmeden takdiren sözcüğüyle
yetinilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına, "mağdurenin hakkında düzenlenen
raporlarla birlikte Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulu'na sevk edilerek
suç tarihinde akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise bu durumun maruz
kaldığı fiile mukavemetini bertaraf edip etmeyeceği, keza hastalığının hekim
olmayanlarca anlaşılıp anlaşılmayacağı ve ifadelerine itibar edilip
edilemeyeceği konularında mütalaa alınıp sonucuna göre sanığın hukuki
durumunun tayini gerekirken noksan soruşturma ile karar verilmesi nedeniyle
hükmün bozulması gerektiği" karşı oyu ile ve oyçokluğuyla karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 28.1.1992 gün 7 sayı ile;
"Olaydan bir yıl öncesinden beri psikiyatri tedavisi gördüğü anlaşılan
mağdurenin, mevcut akıl hastalığı nedeniyle fiile mukavemet edemeyecek bir
durumda olduğunun saptanması halinde eylem, TCY.nın 416/1. maddesinde yazılı
suçu oluşturacaktır.
Bu nedenle, suç niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesine etkisi
yönünden, mağdurenin maruz kaldığı fiile, mukavemete muktedir olup olmadığı,
bu durumun hekim olmayanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı konusunda Adli Tıp
Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulu'ndan mütalaa alınması gerektiğinden, hükmün bu
sebeple bozulmasına karar verilmelidir" gerekçesiyle itiraz ederek Özel Daire
bozma kararının kaldırılmasını ve hükmün açıklanan eksik soruşturma nedeniyle
bozulmasını talep etmiştir.
Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Bir süre arkadaşlık yaptıktan sonra, evlenme vaadi ile mağdurenin kızlığını
bozan sanık hakkında, TCY.nın 423. maddesi gereğince cezalandırılması için
Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmış ve sevk mahkemesi ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Olaydan bir sene öncesinden beri tedavi gördüğü ve akıl hastası olduğu iddia
olunan mağdure hakkında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı
tarafından düzenlenen raporda; epilepsi ve paranoid psikoz teşhisiyle tedavi
gördüğü, Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi Psikoloji Laboratuvarı'nda
yapılan psikogram sonucuna göre Dissociation olmadığı, zeka fonksiyonunda
kalitatif yetersizlik, emotif, enfantil kişilik yapısı bulunduğu
saptanmıştır. Bu nedenle mağdurenin akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası
ise bu durumun fiile karşı koymasını bertaraf edip etmeyeceği hastalığın
hekim olmayanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı ve beyanlarına itibar edilip
edilmeyeceği konularında Adli Tıp Kurumu'ndan görüş alınmalıdır. Mağdurenin
akıl hastası olduğu ve fiile mukavemet edemeyecek bir durumda bulunduğunun
tespiti halinde ise kanıtların takdiri, suçun niteliği, mağduredeki karşı
koyma halinin nedeni ve sanığın amacının tayini ve TCY.nın 416/1. maddesinin
uygulanıp uygulanmayacağının tespiti üst derecede görevli Ağır Ceza
Mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmelidir. Bu itibarla, C.
Başsavcılığı itirazı kabul edilmeli, sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme
kararı bu nedenle bozulmalıdır.
* Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler; "Suç vasfının tayininde bir
isabetsizlik görülmediğinden, Yerel Mahkeme hükmü, Özel Daire kararında
belirtilen nedenle bozulmalıdır" gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
S o n u ç : Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire bozma
kararının kaldırılmasına ve sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme hükmünün
yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 24.2.1992 günü oyçokluğuyla
karar verildi.
|