Hukuki.NET


Yargýtay içtihatlarý bölümü

Yargýtay Kararý

 


T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1992/5-14
	K.	1992/81
	T.	16.3.1992 

*  ZÝMMET 
*  FER'Ý FAÝL

ÖZET : Zimmet suçunu iþlemeye karar veren kiþinin bu suçu irtikap kararýný
 takviye eden, müzaharet ve muavenetle icrasýný kolaylaþtýran, ona çýkar
 saðlayan sanýðýn eylemi; zimmet suçuna fer'i fail olarak katýlma suçunu
 oluþturur.

(765 s. TCK. m. 202, 65/3)

Zimmet suçundan sanýk Mustafa'nýn TCY.nýn 202/1, 80. maddeleri gereðince 7 yýl
 aðýr hapis cezasýyla cezalandýrýlmasýna, zimmet miktarýnýn sanýktan
 tahsiline, nisbö harç, vekalet ücreti ve fer'i ceza tayinine iliþkin, (Ýzmir
 Birinci Aðýr Ceza Mahkemesi)nce; "Eylemin, TCY.nýn 512. maddesine uygun
 bulunduðu karþý oyu ile oyçokluðuyla" verilen 7.3.1991 gün, 315/72 sayýlý
 hükmün, sanýk ve davaya katýlan vekilleri tarafýndan temyizi üzerine dosyayý
 inceleyen Yargýtay Beþinci Ceza  Dairesi 12.7.1991 gün 2856/3593 sayý ile;
"Ýki Üye; sanýðýn eylemi, muhafaza ve mesuliyeti altýnda bulunan emanetteki
 yabancý paralardan yarar saðlamak hususunda sanýk Bekir'in müsnet suçu
 irtikap kararýný takviye, müzaharet ve muavenetle icrasýný kolaylaþtýrmak
 suretiyle iþtirak niteliðinde olup hakkýnda TCK.nun 65/3. maddesinin
 uygulanmasý gerektiði,
Bir Üye; sanýðýn zimmet suçuna katýldýðýna dair açýk ve kesin delil
 bulunmadýðýndan eyleminin; diðer sanýðýn sýfatý ve görevini ve paranýn
 menþeini bildiði hususu da gözetilerek TCY.nýn 512. maddesinde yer alan suçu
 oluþturduðu,
Daire Baþkaný ve Bir Üye; kuyumcu olan sanýk, borç para aldýðý þahsý bakkal
 olarak bilmektedir. Borç paralarý senet karþýlýðý ve banka yasal faizinin
 üstünde yüksek faizle almýþtýr. Bekir'in suçuna katýlmadýðýna iliþkin
 savunmasýnýn aksi kanýtlanamadýðýndan beraati gerekir".

Düþüncesinde olduklarýndan, CMUY.nýn 385. maddesi uyarýnca aleyhteki iki oyun,
 kendisine yakýn olan oya ilavesiyle, çoðunluðun sanýk hakkýnda TCK.nun 512.
 maddesinin uygulanmasý yolundaki reyde oluþmasý nedeniyle hükmün bozulmasýna"
 karar vermiþ, 
Yerel Mahkeme, 10.10.1991 gün 253/284 sayý ile; "Sanýk hakkýnda TCY. nýn 512.
 maddesinin uygulanmasý gerektiði" karþý oyu ile ve oyçokluðuyla" sanýk,
 aldýðý ve iade etmediði paralarýn emanet memurluðuna ait olduðunu, parayý
 aldýðý Bekir'in emanet memuru olduðunu bilmektedir. Bekir'in amacý,
 emanetteki paralarý iþletip tekrar yerine koymakdýr. Sanýðýn paralarý alýp
 kullanmasý ve karþýlýðýnda Bekir'e faiz adý altýnda para vermesi suretiyle
 suç iþlemiþtir. Sanýðýn bu paralarý almamasý halinde Bekir'in zimmet suçunu
 iþlemesi olanaksýzdýr. Bu nedenle suça asli fail olarak katýlmýþtýr"
 gerekçesiyle önceki hükümde direnmiþtir.

Bu hükmün de, Yargýtay'ca incelenmesi sanýk vekili tarafýndan süresinde
 istenildiðinden dosya, Yargýtay C. Baþsavcýlýðý'nýn onama istemli 21.1.1992
 tarihli tebliðnamesiyle Birinci Baþkanlýða gönderilmekle; Ceza Genel
 Kurulu'nca okundu, gereði konuþulup düþünüldü:

Sanýðýn direnme kararý dýþýnda kalan Adliye Emanet Memuru olan diðer sanýðýn
 zimmet suçuna asli fail olarak iþtirak ettiðinden bahisle cezalandýrýlmasýna
 karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasýnda oluþ ve sübutta
 uyuþmazlýk bulunmamaktadýr.

Çözümlenecek sorun; suç vasfý ile ilgili olup, sanýk hakkýnda TCY.nýn
 uygulanmasý gereken maddelerinin belirlenmesidir.

I- Dosyanýn esasýna girilmeden önce bir Üye, "Sübutun bulunmadýðý görüþünde
 olan ve azýnlýkta kalan üyelerin de, suç vasfý yönünden yeniden yapýlacak
 oylamaya katýlmalarý gerektiði, bu nedenle CMUY.nýn 384, 385. maddelerine
 uygun þekilde Özel Dairece oylama yapýlmadýðýndan, usulüne uygun bir bozma
 kararý verilmediðini, dosyanýn daireye gönderilmesi gerektiðini" ileri
 sürdüðünden, Özel Daire kararýnýn öncelikle bu yönden incelenmesine karar
 verildikten sonra yapýlan incelemede;
Özel Daire kararýnda üç grup oy bulunmaktadýr. Birinci grup; "sanýðýn, Adliye
 Emanet Memuru olan Bekir'in zimmet suçuna fer'i fail olarak katýldýðý ve
 hakkýnda TCY.nýn 65. maddesinin uygulanmasý gerektiði", ikinci grup; "eylemin
 TCY.nýn 512. maddesine uygun bulunduðu", üçüncü grup ise; "sanýðýn beraatine
 karar verilmesi gerektiði" yönündedir. Sanýðýn müsnet suçu iþlediðine dair
 kanýt bulunmadýðý görüþündeki iki Üyenin, çoðunluk tarafýndan sübutun
 varlýðýnýn kabulü üzerine, suç vasfýyla ilgili oy kullanýp
 kullanmayacaklarýnýn tespiti için CMUY.nýn 256, 384, 385. maddelerinin
 birlikte incelenmesi gerekmektedir.

Hüküm, Yargý makamlarýnca gerekli ve yeterince araþtýrma, inceleme, kovuþturma
 ve soruþturma yapýlýp tamamlandýktan sonra, müþahhas olayýn hukuk normlarý
 karþýsýndaki durumunun tespiti yoluyla uyuþmazlýðý ve davayý
 sonuçlandýrmaktadýr. Her hükümde, sorun-gerekçe-sonuç olmak üzere üç unsur
 görülmektedir. Bunlarýn, iþin niteliðine göre sýra ile, aþama aþama halli ve
 sonuca ulaþýlmasý gerekir.

Hukukö mesele, olayýn hangi hukukö tipe uyduðunun tespitidir. Esas meselesi,
 çözümlenecek olan uyuþmazlýða taalluk eden meseledir. Meseleler çoðu kez
 birbirine baðlýdýr. Bunlardan biri ana mesele denebilecek olan asýl
 meseledir. Tali meseleler, asýl meseleden önce çözülmesi gerekiyorsa ön
 mesele adýný alýr. Tali sorunlarýn asýl meseleden önce halli gerekiyorsa,
 bunlar ayrý ayrý çözümlenmeli, sonraki aþamalara bilahare geçilmelidir.
 Sonuca bütünüyle varabilmek için halli gereken belli noktalar hakkýnda oylama
 yapýldýktan sonra asýl karara ulaþýlmalýdýr.

Müzakere sona erip, herkes sonuç kararý verebilecek duruma gelince sýra "oy"
 vermeye gelir. Oy vermekten çekinilemez.

Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasýnýn 381, 385. maddeleri, Alman Teþkilat-ý
 Mehakim Kanununun 192-198. maddelerinden aynen alýnmýþtýr. Yasada, reylerin
 nasýl toplanacaðý hakkýnda açýklýk yoktur. Öðreti ve Yargýtay kararlarýnda bu
 konu tartýþýlmýþtýr.

"Reylerin toplanmasýnda takip olunacak sýra þöyledir: a- Dava þartlarý, b-
 Mücrimiyet meselesi; bu mesele müsbet þekilde hallolunursa ceza mesuliyetini
 kaldýran veya hafifleten sebepler; bundan sonra cezayý kaldýran sebepler
 hakkýnda ayrýca rey toplanýr, c- Ceza meselesi, cezayý hafifleten sebepler,
 bundan sonra asli ceza ve daha sonra fer'i ceza, 
Delil toplanmasý hakkýnda ekalliyette kaldýðýndan bahisle reye iþtirakden
 imtina edilemez. Þu kadar ki ekseriyetin reyi ile baðlý deðildir ve ademi
 mücrimiyet hakkýnda rey vermeye selahiyetlidir. "MÜCRÝMÝYET MESELESÝ
 HARÝCÝNDE olarak yalnýz ceza iþlerinde bizatihi ekseriyeti ihtiva etmiyen
 ikiden fazla noktayý nazar hasýl olacak olursa, lazým gelen ekseriyet hasýl
 oluncaya kadar maznunun en ziyade aleyhine olan reyler kendisine daha yakýn
 aleyhteki hafif reylere ilave olunur. Ceza meselesinde bizatihi ekseriyeti
 ihtiva etmeyen iki noktayý nazar hasýl olursa, daha hafif noktayý nazar mer'i
 olur" (Otto Schwarz, Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Þerhi, Çeviren:
 Rýfat Taþkýn).

"Genelde oylama için þöyle bir sýralama yapýlabilir: "Þekli usul
 sorunlarý-soruþturmanýn yeterlilik aþamasýna ulaþýp ulaþmadýðý sorunu-suç,
 kusur sorunu ve bunu etkileyici incelemeler sorunu- suçluluk baðý sorunu-ceza
 sorunu- ceza dýþý sonuçlar sorunu gibi.

Ýlk aþamalardan birinde çoðunluk dýþýnda kalan oy; buna baðlý kalarak ve onda
 direnerek merdiven oylamanýn dýþýnda kalamaz. Bu, yargýcýn sorumluluðu ve
 sonuç belirleme görevi gereðidir. Madde 195. Yasamýzdaki 384. madde.

Suçluluk sorununun oylanmasý, müzakerelerden ortaya çýkan tabloya göre tek tek
 sebeplerin oylanmasý-merdiven oylama-veya bütünsel oylama niteliðinde
 olabilir. Hükmün amacý olaysal düðümü çözmek olduðuna göre; oylama türünün
 seçim ve uygulamasý bu amaca uygun olmalýdýr. Aksi halde 384/son fýkra hükmü
 yargýçlar için müeyyide olmak niteliðini kaybeder.

384. madde, suçluluk ve ceza konularýnda 385. maddeye göre bütünsel oy
 verebilmenin aþamasý ve koþuludur" (Yargýtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.12.1982
 gün, 196/523 sayýlý kararý). 

"Ceza Muhakemesi Kanununun 6. kitabýnýn "müzakere ve oyverme usulü" baþlýklý
 2. faslýndaki 383. madde, halledilecek meseleler, yani çözülecek sorunlar
 derken, Askerö Mahkemeler Kanununun 168. maddesi delaletiyle kolayca
 anlaþýlacaðý üzere, çözülecek konularý kasdetmektedir. Gerçekten, hakimlik
 olsun, mahkeme olsun bütün yargýlama makamlarý bir karar vermek için birçok
 sorunlarý çözmek, yani birçok konularda karar vermek zorunda kalýrlar.
 Mesela, ceza mahkemesi, bir muhakeme þartýnýn sözkonusu olduðunu hemen
 anlarsa, öteki sorunlara geçmeden bu þartýn gerçekleþip gerçekleþmediði
 sorununu çözecektir. Zira, þart gerçekleþmiþse davayý düþürecek veya
 muhakemeyi durduracak, dolayýsý ile sanýk beraat mi etmeli, mahkÞm mu olmalý
 sorusuna ve mahkÞm olacaksa suçun adýna ve verilecek cezaya iliþkin sorunlara
 ihtiyaç kalmayacaktýr.

Bir yargýlama makamýnýn aslö de diyebileceðimiz bir karar vermeden önce talö
 bazý kararlar vermesi konusunda dikkat edilmesi gereken þudur ki, burada
 sözkonusu olan muhakkak mahkemenin hüküm denilegelen ve çok defa mahkÞmiyet
 veya beraet þeklinde gerçekleþen son kararý deðildir. Her yargýlama makamý,
 kendi gördüðü iþe yani görevine girdiði için görevli olduðu, subjektif
 bakýmdan ise yapmakla bir bakýma ödevli, bir bakýma yetkili bulunduðu
 iþlemler bakýmýndan karar vereceðine göre, sorunlar da bu kararlara iliþkin
 olacaktýr. 

Bir karar verilirken ele alýnacak sorunlarýn neler olduðunu ve bunlarýn
 sýrasýný önceden kanunlarýn gösterebilmesi imkansýzdýr. Hangi sorunlarýn
 ortaya çýkacaðýný yargýlama makamýnýn görevi kadar ve belki daha çok
 yargýlanan davanýn özelliði belirler. Onun içindir ki, bu sýrayý her davanýn
 özelliðine göre tek hakimli yargýlama makamlarýnda hakim, toplu yargýlama
 makamlarýnda baþkan tayin eder" (Prof. Dr. Nurullah Kunter, Yargýlama
 Makamlarýnda Daðýlan Oylarýn Toplanmasý Sorunu, Yargýtay Dergisi, C: 9, sayý:
 3, sh: 354 ve dv.).

Yargýtay Ceza Genel Kurulu 18.6.1973 gün, 454/482 sayýlý kararýnda; "Yapýlan
 oylamada; a) Sanýðýn eyleminin irtikap suçunu oluþturduðu, b) Direnme
 kararýnda belirtildiði üzere görevi kötüye kullanma suçunun oluþtuðu, c) Suç
 kastý ve unsurlarýnýn bulunmadýðý biçimde oylarýn üçe bölünmesi ve her
 birinin kendi baþýna üçte iki çoðunluðu saðlayamamasý nedeniyle CMUY.nýn 385.
 maddesi gereðince aleyhe olan oylarýn ona en yakýn bulunan oylara katýlmasý
 suretiyle eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluþturduðu hususunda
 çoðunluk saðlandýðýndan direnme hükmünün onanmasýna" karar verilmiþtir.

Yukarýda açýklandýðý üzere mesele (sorun) sonuç kararýn verilmesinden önce
 çözümlenen, karara varýlmasý ve olayýn hangi hukuki tipe uygun olduðunun
 tespiti gibi öncelikle halledilmesi gereken hususlardýr. Hüküm (son karar)
 ise, dava konusu olayýn hukuk normlarý karþýsýndaki kesin durumunun tespiti,
 bu suretle uyuþmazlýk ve davanýn sonuçlandýrýlmasýdýr. Hükmü, hüküm yapan,
 mevcut meseleyi çözmesi ve nihai sonuç unsuru olmasýdýr. Tüm meseleler
 çözülüp, müzakere sona erdikten ve karar verilebilecek hale geldikten sonra
 yapýlan oylamada, sübutun var olup olmadýðý konusunda ayrýk oy kullanýlmasý
 "mesele" olarak nitelendirilemez. Bu nedenle çoðunluðun, sübutun varlýðýný
 kabul etmeleri üzerine, suçun oluþmadýðý ve sanýðýn beraatine karar verilmesi
 gerektiði görüþüyle karþý oy kullanan üyelerin, suç vasfýyla ilgili görüþ
 bildirmeleri ve oy kullanmalarý olanaksýzdýr. Aksi görüþ, vicdanen ve hukuken
 suç iþlemediði kanýsýna ulaþtýðý kiþi hakkýnda beraet oyunu açýkladýktan
 sonra bu konuda azýnlýkta kaldýðý için bu kerre mahkumiyet yönünden ve (suç
 niteliðiyle) ilgili oy kullanmasýný zorunlu görmek hakimin vicdani kaný
 özgürlüðüne, mantýða, hukuk mantýðýna ters düþer. Kaldý ki CMUY.nýn 385.
 maddesinde "oylarýn daðýlmasý halinde sanýðýn en ziyade aleyhine olan oyun,
 çoðunluk saðlanana kadar kendisine yakýn olan oya ilave edileceði" hükme
 baðlanmýþtýr. Subut yok (beraet) oyu, nihai olan, sanýðýn en lehine oydur.
 Subut olmadýðý görüþünde olan bir üyenin, çoðunluðun subutu kabul etmesi
 üzerine suç vasfýna iliþkin oy kullanmasý ve safýn belirlenmesine katýlmasý
 gerektiðini savunmak, 385. maddenin öngördüðü en lehe oy'un bertaraf edilmesi
 sonucunu doðurur ki buna hukuken imkan görülemez. Yargýtay'ýn yerleþik ve
 sürekli ve duraksamasýz uygulamalarý da bu yöndedir.

Bu itibarla, Özel Dairece CMUY.nýn 385. maddesi uygulanarak sonuca
 varýlmasýnda bir isabetsizlik olmayýp, yapýlan oylama ve kararýn veriliþ
 biçimi usul ve yasaya uygun bulunduðundan, dosyanýn esasýnýn incelenmesine
 karar verilmelidir.


* Çoðunluðun görüþüne katýlmayan Kurul Üyesi 4. Ceza Dairesi Baþkaný Sami
 Selçuk; "Yerel Mahkeme ilkin sanýðýn eylemlerinin yapýlan açýk duruþma sonucu
 kanýtlandýðýna iliþkin vicdani kaný yargýsý; sonra da eylemleri hakkýnda
 hukuki taný yargýsý oluþturmuþ ve T. Ceza Yasasýnýn 64, 202/1, 80, 227/2.
 maddeleri uyarýnca oyçokluðuyla hüküm kurmuþtur. Bir üye ise eylemin T.C
 Yasasýnýn 512. maddesine girdiði kanýsýndadýr".

"Temyiz davasý üzerine Yüksek 5. Ceza Dairesi; oyçokluðuyla kararý bozmuþtur.
 Yüksek Daire kararýna katýlan üyelerden ikisi (bir baþkan ve bir üye)
 eylemlerin kanýtlanmadýðý görüþüyle beraat; kanýtlandýðý görüþünde olan üç
 üyeden ikisi sanýk hakkýnda T.C Yasasýnýn 202/1, 65, 80, birisi ise 512.
 maddelerinin uygulanmasý gerektiði yönünde oy kullanmýþlardýr. Yüksek Daireye
 göre, bu oy daðýlýmý karþýsýnda, C. Yargýlama Yasasýnýn 385. maddesi uyarýnca
 sanýða en çok karþý olan iki oyun en yakýn karþý tek oya eklenmesiyle sanýk
 hakkýnda T.C Yasasýnýn 512. maddesi uygulanacaktýr".

"Yerel Mahkemenin eski kararýnda direnmesi üzerine, Yüce C. Genel Kurulu'nda
 konu görüþülürken Yüksek Dairede oylamanýn yasaya uygun bulunmadýðý yolundaki
 düþüncem, bu ilk görüþmede bir oya karþý oluþan büyük çoðunluðun kararýyla
 benimsenmemiþ ve esasa geçilmiþtir. Görüþmeden sonra yapýlan oylamada, dört
 çeþit oy kullanýlmýþtýr: 3 beraet, 8 onama (TCY. mad. 64), 16 T.C Yasasý md.
 65, 5 T.C Yasasý, md. 512. Oyçokluðu saðlanamayýnca 16.3.1992 tarihindeki
 ikinci görüþmede ise oylar yine dört türde çýkmýþ (1 beraet, 3 onama, 5 TCY.
 md. 512, 24 TCY. md. 65) ve sonuçta eylem hakkýda T.C Yasasýnýn 65.
 maddesinin uygulanmasýna karar verilmiþtir".

"Gerek Yüksek 5. Ceza Dairesi'nin ve gerekse Yüce Genel Kurulun, hem inceleme
 alaný ve hemde oylama yöntemleri yazýlý hukuka aykýrýdýr".

"Birincisi, duruþma yapmayan; davanýn deðil, yalnýzca kurulan hükmün yargýcý
 olan, bu yüzden de bir bozma mahkemesi bulunan Yargýtay'ýn duruþma
 tutanaklarýna göre eylem (ler) in varlýðý ya da yokluðu konusunda vicdanö
 kaný yargýsý (sübut) oluþturmasý olanaksýzdýr. Bu yargýnýn oluþturulabilmesi
 için açýklýk, sözlülük, doðrudanlýk, yoðunluk gibi diyalektik ilkelere göre
 yapýlan, maddi olayýn bir kez daha yaþanmasýna olanak veren, esasen varlýk
 nedeni sübut sorununun çözümüyle ilgili bulunan ve bu yüzden de bütün
 yargýlama kurallarýnýn gerçekleþtirmesi için seferber edildiði duruþma
 aþamasý icat edilmiþtir. Maddi olayý böylesine yaþamayan yargýçlarýn vicdanö
 kaný yargýsý oluþturmasý, C. Yargýlamasý Yasasýnýn benimsendiði suçlama ve
 karma sistemine ve ayrýca 254. maddesine aykýrýdýr. Duruþmada bulunmamýþ bir
 yargýcýn katýldýðý bir mahkeme kurulunun kararýnýn yargýlama hukukundaki
 yaptýrýmý, ayrýksýz tüm dünyada hiçliktir (butlan; nullitŽ, nullitç). Özetle
 duruþma ve dolayýsýyla öðrenme, bilme (cognizione) yargýlamasý yapmayan
 Yargýtay, vicdanö kaný yargýsýný oluþturamaz ve bu yargýyý yalnýzca gerekçe
 açýsýndan denetleyebilir. Maddi olaylarla ilgili saptamalarýn gerekçeye tam
 ve denetimi saðlayacak, herkesi doyuracak ve ulaþýlan çözümleri haklý kýlýcý
 zorunlu ögeleri ve özlerine uygun biçimde yansýtýp yansýtmadýðýný, tüm
 olasýlýklarý çeliþkisiz, tutarlý ve mantýklý, doða ve deneyim kurallarýnýn
 ýþýðýnda bir bir irdeleyip irdelemediðini gerekçe üzerinden inceleyen
 Yargýtay; bunlarda bir yetersizlik varsa hükmü yalnýzca bozmakla yetinir ve
 fakat bu konuda hüküm kuramaz; yeniden duruþma yapýlmasý (yollama
 yargýlamasý) için dosyayý ilk mahkemeye geri gönderir. Eðer Yargýtay hükmün
 deðil de, duruþma yapan istinaf gibi, davanýn yargýcý olsaydý, ilk mahkemeye
 dosyayý yeniden yargýlama yapýlmasý için geri göndermez; davayý bitirirdi.
 Hükmün esasýný çözen, duruþma ve yollama yargýlamasýný hiçleyen bir bozma
 mahkemesi, ne yasalarýný aldýðýmýz ve ne de baþka ülkelerde yoktur. Bu
 yüzden, vicdanö kaný yargýsý konusunda oylama yapýlmasý, C. Yargýlama
 Yasasýna aykýrýdýr".

"Oylama konusuna gelince: Bu konuda C. Yargýlama Yasasýnýn, Yargýtay'da oluþan
 kurullarda ve tüm toplu yargýlama iþlemlerinde uygulanan 383-385. maddelerine
 uyulmamýþtýr".

"Gerçekten anýlan Yasanýn 383. maddesinde çözülecek sorunlardan = hallolunacak
 mes'elelerden" söz edilmektedir. Burada kullanýlan sorun = mes'ele , Fra-ge =
 question = guestione" teriminin çoðulundan amaçlanan, Garraud, Vitu, Roux,
 Levasseur, StŽfani, Bouloc, Manzini, Löwe, Rosenberg, Beling, Birkmeyer,
 Kern, Henkel, Binding, Stock, Peters, Gerland, Foschini, Kunter, Kantar,
 Yenisey ve daha bir çok Türk, Fransýz, Alman ve Ýtalyan bilim adamýnýn
 belirttikleri gibi, sonucu belirleyici her þeydir. Bunlar, olaylarýn ve
 yargýlamanýn doðal geliþimi çizgisinden ve öncelik sonralýk sýrasýna göre
 ortaya çýkarlar. Baþlýcalarý þunlardýr: Dava koþullarý, önsorunlar, bekletici
 sorunlar gibi yargýlamayla; yargýlanan failin suçu iþleyip iþlemediði,
 iþlediyse suça katýlma ve sorumluluk derecesi gibi olayla; eylemin niteliði
 (suç) ve suçun öðeleri, artýrýcý, indirici nedenler gibi hukukö tarzýyla;
 duruþmada ortaya çýkan bir çok asýl ve ikincil konularla ve temel, fer'i ve
 tamamlayýcý cezalar gibi yaptýrýmla ilgilidirler. Bir sorun çözülmeden
 öbürüne geçilemez (md. 383: sýra sonuncu). Sorunlar basamak basamak
 çözülürler. Gerek Yüksek 5. Ceza Dairesi ve gerekse Yüce C. Genel Kurulumuzda
 ilkin buna uyulmamýþ, vicdanö kaný yargýsý (sübut) ile hukuki taný yargýsý
 (suçun niteliði) birlikte oylanmýþlardýr".

"C. Yargýlamasý Yasasýnýn 384. maddesine de uyulmamýþtýr. Bu maddeye göre bir
 sorun oyçokluðu kuralýna göre çözüldükten sonra gelen sorunda görüþmeye
 katýlan tüm üyeler, oyçokluðunu saðlamak için, oy kullanmak zorundadýrlar.
 Hiçbir yargýç, önceki oylamada azýnlýkta kaldýðýný ileri sürerek oylamaya
 katýlmaktan çekinemez. Sanýðýn suça katýlmadýðý yolunda oy kullanan bir
 yargýç, azýnlýkta kaldýðý takdirde, vicdanö kaný özgürlüðü gerekçesiyle,
 hükümlülükle ilgili sorunlara katýlmamazlýk edemez. Zira, toplu yargýlamada
 kararlar, mutlaka oyçokluðuyla alýnýr (md. 385) ve her üye çoðunluk görüþüyle
 baðlýdýr. Bu baðlýlýk daha önceki görüþünün hiçlenmesi anlamýna gelmez.
 Karara o da yansýr. Ancak karar, azýnlýkta kalanlar dahil, tüm yargýçlarýn
 iradelerinin ürünüdür, yalnýzca çoðunluðun iradesinin deðil. Eðer, bu ilke
 kabul edilmeseydi, sorunlar çoðunluk kuralýna göre çözülemez ve yeter sayýda
 yargýç bulunamayacaðýndan karar verilemezdi. "Vicdani baský yapýlamaz".
 Ýtirazý, belki olmasý gereken hukuk açýsýndan olan hukukun bir eleþtirisi
 olabilir. Ancak bu doðru deðildir. Üstelik yargýçlar, yazýlý hukuka göre
 karar verirler; olmasý gereken hukuka göre deðil. Bu konuda görüþ ve uygulama
 ayrýlýðý hiçbir ülkede yoktur. Özetle her yargýç (üye), her sorunda (konuda)
 oy kullanmak zorundadýr. Ýþte ne Yüksek 5. Ceza Dairesi ve ne de Yüksek C.
 Genel Kurulunda bu kurala uyulmuþtur. "Fail suça katýlmamýþtýr (sübut
 beraet)" oyu kullanan üyeler, hükümlülük (suç niteliði) sorununda oy
 vermemiþler; bu nedenle de saðlýklý bir oyçokluðu oluþmamýþtýr. Eylemin
 niteliði konusunda, bir kesim üyelerin oyu belirlenmemiþ; bu yöntem bu konuda
 oy kullananlarýn oylarýný da elbette etkilemiþtir. Esasen bu doðrultuda
 saðlanan oyçokluðuna Yüce Genel Kurul ancak ikinci görüþmede ulaþýlabilmiþ;
 Yüksek 5. Ceza Dairesi'nde ise yanlýþ toplamayla karar verilmiþtir".

"Gerçekten oylama yukarýda sergilendiði gibi yanlýþ yapýlýr ve oylar
 daðýlýrsa, "en çok aleyhteki oyun çoðunluk saðlanýncaya deðin kendisine en
 yakýn oya eklenmesi" kuralý (md. 385) da yanlýþ iþletilir. Zira, Peters'in
 dediði gibi, türdeþ olmayan öðeler nasýl mantýkta ve matematikte birbirlerine
 eklenemezlerse, hukukta da ayný nitelikte bulunmayan ve bir payda da yer
 almayan oylar toplanamazlar. O nedenle, "fail suça katýlmamýþtýr" oyunun,
 eylemin niteliðine iliþkin oylarla toplanmasý olanaksýzdýr".

"Fransýz Yargýtay'ýnýn bir çok kararlarýnda ve tüm yazarlarýn yapýtlarýnda
 vurgulandýðý üzere, C. Yargýlama Yasasýnýn 383-385. maddelerindeki kurallara
 uymamanýn yargýlama hukukundaki yaptýrýmý, üzülerek belirteyim ki, hiçliktir.
 Yargýtay'ýn denetim yetkisini aþmasý (exces de pouvoir) ve oylama kurallarýna
 uyulmamasý, Yüksek Daireyle Yüce Kurulun kararlarýný bu yaptýrýmla
 sakatlamýþtýr" görüþüyle karþý oy kullanmýþtýr.

S o n u ç : Açýklanan nedenlerle Özel Dairece yapýlan oylamanýn Yasaya uygun
 bulunduðuna, daire kararýnýn mevcut ve geçerli olduðuna, dosyanýn esasýnýn
 incelenmesine, 24.2.1992 günü 1'e karþý 31 oyla oyçokluðuyla karar verildi.

II- Dosya içeriðine göre;
Bir gazetede yayýnlanan haber üzerine yapýlan soruþturmada, Adliye Emanet
 Memuru olan ve direnme kapsamý dýþýnda kalan Bekir'in adliye ematinde bulunan
 54.000 Amerikan Dolarý'ný aldýðý, tanýdýklarýna ve bu arada sanýða da
 iþletmesi için verdiðini, karþýlýðýnda faiz adý altýnda kendisine de çýkar
 saðladýðý ve paranýn iade edilmediði olayda sanýk Mustafa'nýn; emanet memuru
 olan diðer sanýðýn zimmet suçuna iþtirak edip etmediði ve suç vasfýnýn tayini
 uyuþmazlýk konusunu oluþturmaktadýr.

Adliye emanet memuru olan Bekir aþamalarda alýnan ifadelerinde, döviz
 kaçakçýlýðý suçundan adliyeye gelen sanýkla tanýþtýðýný, kuyumcu ve döviz
 alým satýmý yaptýðý için iþyerine giderek incelediðini, emanetteki dövizleri
 yasal olmayan yollardan çýkartýp iþletmek istediðini söyleyince sanýðýn kabul
 ettiðini, 1988 yýlýnda emanete alýnan 35.000 Mark'ý günlük 15.000 lira faizle
 sanýða verdiðini, Mark'larý geri alarak yerine koyduðunu, daha sonra 50.000
 Amerikan Dolar'ý verdiðini ve geri alamadýðýný söylemiþtir.

Sanýk, Mark ve Dolar'larý bakkal olduðunu söyleyen Bekir'den aldýðýný, bu
 þahsýn adliyede görevli olduðunu bilmediðini, 21.12.1989 günlü oturumda ise
 dükkanýndan 2.1.1989 günü yapýlan hýrsýzlýk nedeniyle adliyeye geldiðinde
 Bekir'i gördüðünü, Dolar'larý bu olaydan önce 1988 yýlýnda aldýðýný
 savunmuþtur. Sanýða verilen Dolar'larýn 24.1.1989 tarihinde emanete alýnmasý,
 diðer emanet memuru Ahmet'in, sanýðý 1989 yýlý Þubat ayýnda emanet
 memurluðunda diðer sanýkla gördüðünü beyan etmesi karþýsýnda bu savunmaya
 itibar edilmemiþtir.

Savunmasýnýn aksine sanýðýn, dövizleri faiz karþýlýðý, iþletmek için aldýðý
 Bekir'in adli emanet memuru ve dövizlerin de emanete alýnan suç eþyalarýndan
 olduðunu bildiði, Bekir'in aþamalarda deðiþmeyen samimi beyaný, tanýk
 anlatýmlarý, emanet makbuzu ve tüm dosya kapsamýyla sabit olunmuþtur.

Emanet memuru olan sanýk Bekir, emanete alýnan dövizleri iþleterek kendisine
 çýkar saðlamaya karar vermiþtir. Diðer bir ifadeyle, sanýk Mustafa ile
 konuþmadan önce zimmet suçunu iþlemeyi kararlaþtýrmýþ, daha sonra kararýný
 sanýða açýklamýþtýr.

Suç iþleme kararý veren bir kimsenin suça azmettirilmesi söz konusu olamaz.
 Sanýk, dövizlerin emanet dairesinden çýkartýlmasýna katýlmamýþtýr. Öte
 yandan, TCY.nýn 65/son maddesi de olayda uygulanamaz. Çünkü emanet memuru
 olan diðer sanýðýn zimmet suçunu iþlemesi için kuyumcu olan sanýðýn suça
 katýlmasý zorunlu deðildir. Dövizlerin bir baþkasýna verilmesi veya bankaya
 yatýrýlmasý da mümkündür. Ayrýca, diðer sanýk Bekir, emanetteki dövizleri,
 daha önceden verdiði karar doðrultusunda bir çok kiþiye vermiþ ve geri
 almýþtýr. Bu nedenlerle sanýðýn, zimmet suçuna aslö fail olarak iþtirak
 ettiðinin kabulü mümkün deðildir.

Sanýk, zimmet suçunu iþlemeye karar veren Bekir'in, bu suçu irtikap kararýný
 takviye etmiþ, müzaharet ve muavenetle icrasýný kolaylaþtýrmýþ, dövizleri
 alarak iþletmiþ ve ona çýkar saðlamýþtýr. Bu suretle zimmet suçuna fer'i fail
 olarak katýlan sanýk Mustafa hakkýnda, TCY.nýn 65/3. maddesi uygulanmalýdýr.
 Yerel Mahkeme direnme hükmünün deðiþik bu gerekçe ile bozulmasýna karar
 verilmelidir.


* Çoðunluk görüþüne katýlmayan bir Üye; "Sanýðýn yüklenen suçu iþlediðine dair
 savunmasýnýn aksini gösterir, sanýk Bekir'in maddi delillerle doðrulanmayan
 beyanýndan baþka, cezalandýrýlmasýna yeterli ve kesin kanýt bulunmadýðýndan
 beraetine karar verilmelidir" görüþüyle,
Bir kýsým Kurul Üyeleri de; "Sanýðýn aslö veya fer'i fail olarak suça
 katýldýðýna iliþkin kesin kanýt bulunmamaktadýr. Adliye emanet memuru olan
 diðer sanýðýn sýfat ve görevini, paranýn menþeini bilerek dövizleri alýp
 kullanmýþtýr. Bu nedenle sanýðýn eylemi TCY.nýn 512. maddesine uygundur"
 düþüncesiyle,

* Bazý Üyeler ise; "Mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme hükmünün
 onanmasý gerektiði" doðrultusunda,
Karþý oy kullanmýþlardýr.

S o n u ç : Yerel Mahkeme direnme hükmünün yukarýda açýklanan deðiþik gerekçe
 ile isteme aykýrý olarak (BOZULMASINA), Bekir yönünden inceleme yapýlmak
 üzere dosyanýn Beþinci Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 24.2.1992 günlü
 müzakerede yasal çoðunluk saðlanamadýðýndan, 16.3.1992 günü yapýlan ikinci
 müzakerede üçte ikiyi aþan çoðunlukla karar verildi.


    
Ýçtihat:
Hukuk Forumlarýndan Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artýþ anlaþmazlýðý 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleþmede anarak whatsapp yazýþmalarýnýn yasal bildirim kanalý ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleþmedeki "görüþ alýnarak" ifadesi, görüþü alýnan tarafa eylemi engelleme hakký verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalýk davalarý] Evlat edinilen çocuklarýn eski baba adý deðiþimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Þirketleri (Fleetcorp) Borçlarýný Devir ALan Varlýk Yönetim Þirketleri 

  • Filo Kiralama Þirketlerinin Borçlarýnýn Varlýk Yönetim Þirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasýnda kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarý ödenir 

  • Keþide tarihinin tahrif edildiði ve ibraz sürelerinin geçtiði çekler Borçlu olunmadýðýnýn Tespiti 

  • Ýkinci Nesil Ýnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    Ýçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diðer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumlarý + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleþme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Bloglarý + Avukat ilanlarý + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    Ýçtihat Arþivi  Eski içtihat dizini