 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/4
K. 1992/383
T. 10.2.1992
* MÜSTAKİL TAPU
* PAY TAPUSU
* "NISIF HİSSE"
ÖZET : Davacı Hazineye ait tapu kaydının ilk tesisine ve revizyon gördüğü
parsellere ait kayıtlarla varsa bunlara ilişkin krokileri getirtilerek
bilirkişi aracılığı uygulaması yapılması, adlarına tesbit olunan davalılara
ait tapu kaydının iktisap sutununda yazılı "Nısıf hisse" ibaresinin müstakil
tapu kaydımı, yoksa pay tapusu mu olduğu değerlendirilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K.)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda
davanın reddine ilişkin verilen hükmün davacı Hazine vekili tarafından süresi
içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastroca 7 pafta 173 parsel numaralı 37 hektar 2750 metrekare yüzölçümündeki
taşınmaz, Mayıs 1326 ve 1340 tarih 78 ile 71 nolu tapu kayıtları ve
kazandırıcı zilyetliğe dayanılarak 15.10.1955 tarihinde
Fatma-Hatice-Yusuf-Durdu-İsmail kızı Fatma Münevver-Dursun Ali ile Ömer ve
Ali mirasçıları adına tesbit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen Hazine
dava konusu taşınmazın Hazineye ait 17.3.1955 gün 83 nolu tapunun kapsamında
kaldığını, ayrıca parsele revizyon gören tesbit maliklerinin değişik sınırlı
kayıtlarına göre miktar fazlası bulunduğunu ileri sürerek iptal ve tescil
isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, Hazine davasının reddine tapu kaydı ve zilyetliğe dayanılarak 173
nolu parselin tesbit gibi tesciline dair verilen kararı davacı Hazine
tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli
değildir. Davacı, Hazine evveliyat kaydı getirtilmeyen Ocak 1951 tarih 16
numaradan gelen 1.271.000 metrekare yüzölçümündeki Mart 1955 tarih 83 nolu
davalılarda parsele revizyon gören Mayıs 1326 ve 1340 tarih 78 ve 71 nolu
tapu kayıtlariyle birlikte zilyetliğe de dayanmışlardır. Taraf tapularına ait
uygulama yüzeysel nitelikte olup bilirkişi ve tanık sözleri de soyut
içeriklidir. Davacı, Hazineye ait tapu kaydının ilk tesisi getirtilmediği
gibi sözü edilen Hazine tapusunun ifraz edilerek birden fazla kişilere tahsis
edilip değişik parsellere revizyon gördüğü halde mahkemece bu yön soruşturma
ve uygulama dışında tutulmuştur. O halde Hazineye ait kaydın uygulamasında bu
olguların nazara alınması varsa ifraz krokilerinin de getirtilerek yerine
tatbiki zorunludur. Tesbit maliklerinin dayandıkları Mayıs 1326 tarih 78 ile
Mayıs 1340 tarih 71 nolu kayıtların ilk tesisleri getirtilmediği gibi 250
dönüm yüzölçümünde bulunan kayıtların aynı kökten gelip gelmediği araştırılıp
soruşturulmadığı gibi iktisap sütununda yazılı "Nısıf hisse" ibaresinin
müstakil tapu kaydı mı yoksa pay tapusu mu olduğu da tartışılıp
değerlendirilmemiştir. Ayrıca sözü edilen tesbite dayanak tapu kayıtlarının
173 nolu çekişmeli parsel dışında hangi parsellere revizyon gördüğü ve
revizyon gören parseller hakkında açılan davalar ile verilip kesinleşen
kararlar bulunup bulunmadığı yönleri üzerinde de durulmamış, uzman bilirkişi
krokisinde işaretlenen ve tapu kaydı miktar fazlası olup hüküm konusu yapılan
kesim üzerindeki zilyetlik süresi ve şekli üzerinde yeterince durulup
değerlendirilmemiştir.
O halde, yukarıda işaret edilen eksiklikler tamamlanıp değerlendirildikten
sonra çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek birden
fazla yerel bilirkişiler aracılığı ile taraf tapularının ayrı ayrı ve
sınırlar hakkında ayrıntılı bilgiler alınmak suretiyle mahalline uygulanması
değişmeye ve genişletmeye elverişli sınırlar bulunup bulunmadığının
değerlendirilmesi yerel bilirkişilerin bilemedikleri sınırlar bulunduğu
takdirde taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, bu yolda
belirlenecek kayıt kapsamlarının uzman bilirkişi krokisinde açıkça
gösterilmesi, kayıtların kapsamı dışında kalan bir yer bulunduğu takdirde
zilyetliğin şekli ve süresi üzerinde durulması ve böylece tüm deliller
birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de kadastro tesbiti ölü Ömer mirascıları adına da yapıldığı halde
adı geçen mirasçılar ile payları belirlenmeden kadastro tutanağına yollama
yapılarak tesbit gibi tescile karar verilmesi de doğru değildir. Davacı
Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden
ötürü hükmün (BOZULMASINA), 10.2.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|