Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi

	E.	1992/4518
	K.	1992/4764
	T.	14.10.1992

*  İSTİHKAK İDDİASININ REDDİ
*  MUVAZAA İDDİASI 

ÖZET : Davacı, istihkak iddiasının reddini talep ederken satışa dair işlemin
 muvazaalı olduğuna dayanmıştır. Bunun için mutlaka İİK.nun 277 ve ardından
 gelen maddelerince mahkemeden tasarrufun iptalini dava etmesi gerekmez.
 Alacaklının muvazaa iddiasının mercice nazara alınması gerekir.

(2004 s. İİK. m. 99, 277)

Taraflar arasındaki davanın, (İskenderun İcra Tetkik Mercii Hakimliği)nce
 görülerek reddine dair verilen 17.10.1991 tarih ve 492-427 sayılı hükmün
 temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin
 süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:

Davacı alacaklı banka tarafından yükümlülüklerini yerine getirmediği için
 kredilerin 26.11.1990 tarihinde kat' edildiği bildirilerek, borcun ödenmesi
 için ihtarname borçluya noterlik kanalıyla 27.11.1990 tarihinde tebliğ
 edilmiş, 29.11.1990 tarihinde alınan ihtiyati haciz kararı üzerine aynı gün
 borçlu evinde haciz yapılmıştır. Hazır bulunan üçüncü şahıs -davalı- haciz
 yapılan evi tapu kaydıyla, mahcuz eşyaları da 28.11.1990 tarihinde noterden
 onaylı devir senediyle satın aldığını bildirerek, mülkiyet hakkına dayalı
 olarak istihkak iddiasında bulunmuş, verilen mehil içinde İİK.nun 99. maddesi
 gereğince bu dava alacaklı vekilince açılmıştır.

Davada davalı üçüncü şahsın iyi niyetli olmadığı, haciz yapılan konutun
 satışının iptali için ayrıca dava açıldığı, borçlu ile davalı arasında
 düzenlenen menkul satışına dair belgenin mal kaçırmak amacıyla düzenlendiği
 ileri sürülmüş, muvazaaya dayanılarak istihkak iddiasının reddi
 istenilmiştir.

Merci hakimliğince muvazaa iddiasının genel mahkemede ileri sürülmesi
 gerektiğinden, bu konuda iptal davası açıldığının davacı yanca
 bildirildiğinden, dinlenen davacı tanıkları alacaklı banka görevlileri
 olduğundan, satılan evde halen borçlunun eşinin oturduğuna
 inanılmadığından... bahisle dava reddedilmiş, bu karar davacı vekilince
 temyiz edilmiştir.

1- Mahcuz menkullerin devrine dair 28.11.1990 günlü tasarrufun iptali için
 dava açıldığına dair alacaklı vekilinin bir beyanına dava dosyasında
 rastlanılmamıştır. Aksine, davalı vekili 20.6.1991 günlü oturumda böyle bir
 dava açılmadığını bildirmiş, hakimlikçe de menkullerin devri için değil, evin
 satışı için iptal davası açıldığı 18.7.1991 günlü ara kararında kabul
 edilmiştir. Öte yandan, davacı istihkak iddiasının reddini talep ederken
 satışa dair işlemin muvazaalı olduğuna dayanmıştır. Bunun için mutlaka
 İİK.nun 277 ve ardından gelen maddelerince mahkemeden tasarrufun iptalini
 dava etmesi gerekmez. İptal davasına konu olabilecek hususlar ve koşulları
 anılan maddelerde gösterilmiştir. Alacaklının muvazaa iddiasının mercice
 nazara alınması ve önüne gelen uyuşmazlığın halli gerekir. Bu doğrultuda
 uygulama kararlılık kazanmıştır (Y. HGK. T. 22.10.1969, E: 679, K. 774). 

Davacı, taraf olmadığı işlemde muvazaa iddiasını her türlü kanıtla
 ıspatlayabilir. Gösterilen tanıkların alacaklı bankada görevli olmaları da
 sadece bu nedenle beyanlarının samimi olmadığını icabettirmez. Borç miktarı
 500 milyon civarındadır. Aynı şirketin ortakları ve aynı aileden gelen
 borçluların ödeme ihtarını takip eden günde oturdukları evlerini ve içindeki
 eşyalarını -av tüfeğinden, iki dikiş makinasından bebek yatağına değin..- hep
 birlikte satması, borçlulardan ikisinin eşlerinin aynı nedenlerle boşanma
 davası açması, aynı günde boşanması hayatın olağan akışına uygun değildir.
 Satıldığı ileri sürülen evde davadan sonra boşanan eş Feza'nın oturmakta
 olduğu ise tebligatta mevcut şerhten anlaşılmaktadır.

Tüm bu hususlar tanık beyanlarıyla birlikte değerlendirildiğinde davanın
 kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya münderecatına uygun düşmeyen
 nedenlerle ve isabetsiz değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi
 yerinde görülmediğinden karar bozulmalıdır.

2- Dava reddedildiği halde maktu harç yerine nisbi harç tahsiline karar
 verilmesi de 492 sayılı Harçlar Kanununun, A- Mahkeme Harçları bölümünün
 III/2-a pozisyonuna aykırı olup, bu husus da kabule göre bozma nedenidir.

S o n u ç : Yukarıda 1 ve 2. bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın
 davacı banka yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek
 halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.10.1992 gününde
 oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini