 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1992/4211
K. 1992/4607
T. 31.3.1992
* KİRALANANIN BAŞKASINA DEVRİ
* AKTE MUHALEFET
ÖZET : Kiralananı başkasına devretmek isteyen kiracı hakkında bu sebebe
dayanarak dava açılabilmesi için kendisine akte riayet için daha önce usulen
bir ihtar yapılması gerekir. Davalı kiracının belirlenen hareketi BK.nun
256/2. maddesinde ifade edilen açıktan fena kullanma hali olarak düşünülemez.
(818 s. BK. m. 256/2)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı
tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar
okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, akte aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir.
Mahkeme, istem gibi karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
6570 sayılı Yasanın kapsamına giren yerler için, bu Yasanın 12. maddesi
uyarınca akte aykırılıktan kiracı veya fuzuli şagil hakkında birlikte veya
bunlardan istenen hakkında müstakilen tahliye davası açılabilir. Aralarında
zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı için her ikisi için birlikte dava açma
mecburiyeti yoktur. Kiracı için açılacak davada, daha önce kiracıya süreli
ihtar tebliğ edilerek, kiralananın akte uygun hale getirilmesinin istenmesi
ve bunun neticesiz kalması şarttır. Fuzuli şagil hakkında açılacak davada
böyle bir ihtar tebliği gereği yoktur.
Olayımızda; davacı vekili, davalının yeni bir iş tutup taşındığını, Yalova'da
münteşir bir gazetede devren kiralık ilanı verdiğini, ayrıca dükkanın camına
devren kiralık ilanı astığını, bu nedenle akte aykırı davrandığını belirterek
kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı vekili, kendilerine bir ihtar gönderilmediğini, kiralananda halen
ticari faaliyetlerini devam ettirdiklerini, akte muhalefetin unsurlarının
oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Kiralananı başkasına devretmek isteyen kiracı hakkında bu sebebe dayanarak
dava açılabilmesi için kendisine akte riayet için daha önce usulen bir ihtar
yapılması gerekir. Davalı kiracının belirlenen hareketi BK.nun 256/2.
maddesinde ifade edilen açıktan fena kullanma hali olarak düşünülemez.
Dosyada, davalıya ihtar gönderilmediği anlaşılmıştır. Kaldıki davalı
kiralananı devretmediğini ve böyle bir niyeti bulunmadığını ve ticari
faaliyetini burada devam ettirdiğini savunmuştur.
Bu hususlar nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken, yasanın
amacına ve uygulamaya uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddi uygun
olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.3.1992 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|