  | 
				
 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
	 
		  
   
  
             
  
    
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
	E.	1992/4-95
	K.	1993/72
	T.	5.4.1993
*  TEHDİT
*  CİDDİ BİR KORKU
ÖZET : Maddi olayda, iki aile arasında kız alıp verme yüzünden yoğun çekişme
 bulunması, tarafların olay günü sabahleyin ve öğle vakti kavga etmeleri,
 sanıkların bu çekişmenin devam edeceğini söylemeleri de gözönünde tutularak,
 sanıkların sözlerinin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratacak nitelikte ve
 sonuç almaya elverişli, yeterli, uygun vasıfta olup olmadığı tartışılarak
 sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden itirazın reddine karar
 verilmelidir.
(765 s. TCK. m. 188, 191, 192)
Tehdit suçundan sanıklar Ayşe ve Fatma'nın beraetlerine ilişkin (Gündoğmuş
 Asliye Ceza Mahkemesi)nce veilen 19.2.1991 gün, 56/8 sayılı hükmün müdahil
 tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi,
 22.1.1992 gün, 7610/355 sayı ile;
"....Tehdit cürmünün hukuki ve maddi konumları, suç kastının zaman süreci
 içindeki oluşumu ve niteliği, suçun yapısına ilişkin nedenler gözetilmeden
 tartışma ve kavga sırasında salt öfkeyle işlenen tehditin suç olamayacağı
 nedenine dayanılarak yasal temelden yoksun gerekçeyle hüküm kurulması"
 isabetsizliğinden bozmuş,
Yargıtay C. Başsavcılığı, 30.3.1992 gün, 19 sayı ile;
"Tehdit, bir kimseye ağır ve haksız bir zarara uğratılacağının
 bildirilmesidir. Bu bildirmenin bilerek ve isteyerek yani tasarlanarak
 yapılması gerekir. Kavgada söylenen sözlerde tasarlama unsuru ve dolayısıyla
 ciddilik niteliği bulunmadığından tehdit suçu oluşmayacaktır. Olayda,
 sanıklar ile katılan kavga etmişler ve müdahil dövülmüştür. Bu sırada
 söylenen sözlerde tasarlama unsuru gerçekleşmediğinden, beraet kararı
 doğrudur" gerekçesiyle itiraz ederek Özel Daire bozma kararının
 kaldırılmasını ve hükmün onanmasını talep etmiştir.
Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
 konuşulup düşünüldü:
Kız alıp verme yüzünden davaya katılan ile sanıklar arasında kırgınlık olup,
 olay sabahı bu yüzden münakaşa etmişlerdir. Öğle üzeri tekrar
 karşılaştıklarında aralarında kavga çıkmış, bu arada sanıkların "seni
 öldüreceğiz, ölünü kaybedeceğiz" diyerek tehdit suçunu işlediklerinden
 bahisle cezalandırılmaları için dava açılmıştır.
Yerel Mahkemece; bu sözlerin, kavga sırasında tasarlanmadan söylendiğinin
 kabulü ile sanıkların beraetlerine karar verilmiş, müdahilin temyizi üzerine
 hüküm bozulmuştur. Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki
 uyuşmazlık, olayda, tehdit suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığına
 ilişkindir.
Tehdit, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağının mağdura bildirilmesidir.
 Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vukubulacak bir
 kötülüğün gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit, mağdurun karar verme ve
 serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı, iç huzurunu bozmalı, onu
 endişeye düşürmelidir.
Maddi olayda, iki aile arasında, kız alıp verme yüzünden yoğun çekişme
 bulunması, tarafların olay günü sabahleyin ve öğle vakti kavga etmeleri,
 sanıkların bu çekişmenin devam edeceğini söylemeleri de nazara alınarak,
 sanıkların sözlerinin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratacak nitelikte ve
 sonuç almaya elverişli, yeterli, uygun vasıfta olup olmadığı tartışılarak
 sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, itirazın reddine karar
 verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan bu nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının
 reddine, 5.4.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.
    
  
                  
 
 
 
 
   |