 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1992/3992 1992/2815
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Çorum 2.Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 22.1.1991
Nosu : 1988/413-1991/23
Davacı : Recep Küçükcanbaz Vekili Av. Yücel Keman
Davalı : Satı Ural vs. Vekili Av. Sefa Bilge
Dava dilekçesinde yeniden kat irtifakı tesisi istenilmiştir. Mahkemece
davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kat irtifakı kurulmuş olduğu anlaşılan binada davacıların ek projeler
uyarınca inşa edip kazandıkları bağımsız bölümün adlarına tescili istemi ile
açılan bu davanın 2981 Sayılı Kanunun 16. maddesine 3290 Sayılı Kanunla
eklenen ek fıkra uyarınca incelendiği anlaşılmaktadır.
Sözü edilen yasa hükmünün uygulanabilmesi için önceden kat
maliklerinin ittifakını sağlamayan hak sahibinin bağımsız bölüme ait tasdik
edilmiş yapı ruhsatı ve kullanma izni belgesini ibraz ile arsa payına
karşılık hesap edilen değeri kat malikleri adına bir milli bankaya bloke
ettirilmiş olması gerekir.
Bu nitelikte açılan davada davacıların ana taşınmazda paydaş olmaları
gerekir. Paydaş olmayan kişiler bu yasadan yararlanarak dava açıp tescil
isteyemezler.
Dosya içerisinde hak iddia edenlerin diğer kat malikleri adına arsa
payına karşılık hesap edilen değerin bir milli bankaya bloke ettiklerine dair
bir belgeye rastlanmadığı gibi celp edilen tapu kaydına göre davacılardan
Mustafa ve Duran'ın taşınmazda paydaş olmadıkları anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle;
1-Yukarıda sözü edildiği üzere öncelikle arsa payına karşılık değerin
hak sahibi kat malikleri adına milli bir bankaya bloke ettirilmemesi ve
taşınmazda paydaş olmayan kişiler yararına tescil kararı verilmesi doğru
değildir.
2-İlk projesine göre kapıcı dairesi olan yer, Kat Mülkiyeti Kanununun
4. maddesine göre niteliği itibariyle apartmanda paydaş olanların tümünün
yararlanmasına tahsis edilen özel amaçlı yerlerdendir. Böyle yerlerde proje
değişikliği ile bağımsız bölüm kazanılması Yargıtay'ın yerleşmiş
uygulamalarına göre mümkün değildir. Mahkemece İmar Kanununun 36. maddesi
hükmü dikkate alınarak ana gayrimenkulde bağımsız bölüm sayısı itibariyle
kapıcı dairesinin varlığının zorunlu olup olmadığı konusunda bir araştırma
yapılmalı kapıcı dairesinin zorunlu olduğunun saptanması halinde kapıcı
dairesinin bu netiliği dikkate alınarak dava reddedilmelidir. Bu araştırma
yapılmadan ortak yerin bağımsız bölüme dönüştürülmesi ve tescili yasaya
aykırıdır.
3-Öte yandan yapılacak araştırmayla kapıcı dairesinin zorunlu olmadığı
sonucuna varıldığı takdirde de, bu yerin kömürlük olarak kullanıldığı
konusundaki savunmalar dikkate alınarak böyle bir yerin yukarıda da
açıklandığı üzere özel amaçlı kullanıma tahsis edilen ortak yer olduğu
gözönünde bulundurulmalı ve sonuca göre karar verilmelidir.
Eksik inceleme ve yasa hükümleri dikkate alınmadan davanın yazılı
olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.4.1992 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki M.A.Selçuk V.Canbilen Z.Sağdur T.Demirtaş
|