 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/384
K. 1992/2617
T. 19.3.1992
* TAŞINMAZ MAL SATIŞI
* SEMENİN İNDİRİLMESİ
* TAZMİNAT
ÖZET : Bir olay içersinde ayıba karşı tekeffülün maddi koşulları ile, akdin
gereği gibi ifa edilmemesinin koşulları aynı zamanda gerçekleşmiş olabilir.
İşte bu hallerde davacı Borçlar Kanununun 202. maddesinde düzenlenen
satıcının ayıba karşı tekeffül borcu hükümlerine dayanan semenin indirilmesi
davası açabileceği gibi şartları varsa borcun gereği gibi ifa edilmemesinden
dolayı Borçlar Kanununun 96. maddesi uyarınca uğradığı zararın tazminine
ilişkin bir dava da açabilir.
(818 s. BK. m. 96, 202)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik
olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi
üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı; Milli Eğitim ve Spor Müdürlüğü'nce lojman olarak kullanılmak üzere
1984 yılında 16 daire ve dükkandan oluşan binayı davalıdan satın aldıklarını,
satımdan üç yıl sonra binada çatlaklar oluştuğunu, binada proje ve yapım
hataları ile beton kalitesinin düşük olmasından dolayı tahliye edilmesi
gerektiğinin tesbit edildiğini, binanın takviyesi ve ayıplarının giderilmesi
için 73.327.639 TL.na ihtiyaç olduğunu öne sürerek zararın tazminini
istemiştir.
Davalı; binayı müteahhite yaptırdığını, yan binadaki yüklemelerden dolayı
çatlaklar meydana gelmiş olabileceğini, Valinin istekleri üzerine binadaki
çatlaklıkları ve (6) kolonu takviye ettiğini savunmuş, daha sonra yargılamaya
gelmemiştir.
Mahkemece; satış tarihi 13.12.1984 tarihinde binanın ayıplı değerinin, satış
bedelinin 20 altındaki değeri olacağı, bunun da 70.400.000.- TL. olduğu,
satış değeri 88.000.000.- TL.sından çıkarıldığında kalan 17.600.000 TL.sının
davacının zararını oluşturduğu kabul edilmiş, 17.600.000.- TL.sının
ödetilmesine karar verilmiştir. Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı İdarenin temyizinin incelenmesinde;
Bir davada dayanılan olguları belirlemek ve hukuksal açıdan nitelemek
uygulanacak yasa hükmünü arayıp bulmak hakimin doğrudan görevidir (HUMK. m.
76).
Mahkemece, dava ayıp nedeniyle semenin tenzili davası olarak nitelendirilerek
sonuca kavuşulmuştur.
Dava ayıplı taşınmaz satışından kaynaklanmaktadır. Gerçekte, Borçlar Kanununun
217. maddesi yollamasıyla taşınmaz mal satışlarında uygulanması gereken
BK.nun 202. maddesi hükmünce ayıba karşı tekffülden alıcı lehine seçimlik
bazı haklar doğar. O, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın
feshini, dilerse satılanı alıkoyup satış parasından indirim yapılmasını talep
edebilir. Veya misli eşya satımında satılanın ayıptan ari misli ile
değiştirilmesini isteyebilir (BK. m. 203). Ancak, semenin indirilmesi, çok
defa satılan şeyin ayıplı olmasından ileri gelen zararı karşılayamaz bir
mahiyet arzedebilir. Farklı bir anlatımla bazen bir olay içerisinde ayıba
karşı tekeffülün maddi koşullarıyla, akdin gereği gibi ifa edilmemesinin (BK.
m. 96) koşulları aynı zamanda gerçekleşmiş olabilir. İşte bu hallerde davacı
Borçlar Kanununun 202. maddesinde düzenlenen satıcının ayıba karşı tekeffül
borcu hükümlerine dayanan semenin indirilmesi davası açabileceği gibi
şartları varsa borcun gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı Borçlar Kanununun
96. maddesi uyarınca uğradığı zararın tazminine ilişkin bir dava da açabilir.
Hemen belirtelim ki az yukarda açıklanan gereği gibi ifa edilmeme dolayısıyle
tazminat davasında da ayıba ilişkin muayene ve ihbar yükümlülükleriyle ayıbın
tabi olduğu zamanaşımı hükümlerinin (BK. m. 207, 215/3) uygulanması gözardı
edilmeyecektir (Bakınız, Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç
İlişkileri, Cilt: I/I, 1985, Sh. 202 vd.; Prof. Dr. Necip Bilge, Borçlar
Hukuku Özel Borç Münasebetleri, 1962, Sh. 75; Prof. Dr. Avni Göktürk, Borçlar
Hukuku İkinci Kısım Aktin Muhtelif Nev'ileri, 1951, Sh. 406-407). Borçlar
Kanununun 96. maddesi gereğince alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa
edemediği taktirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemiyeceğini
ısbat etmedikçe bundan ileri gelen zararı tazmine mecburdur. Açıklanan
nedenlerle, semenin indirilmesi davası Borçlar Kanununun 96. maddesine
dayanılarak zararın tazmini davasının açılmasına engel değildir. Dosya
içeriğine ve toplanan delillere özellikle bilirkişi raporuna göre binadaki
ayıpların gizli olduğu davacının muayene ve ihbar yükümlülüklerini yasal süre
içinde davalı tarafa bildirdiği olayda davalının kusurlu olduğu
anlaşılmaktadır. İleri sürülen maddi olayların ve isteklerin niteliği
özellikle semenin indirilmesi, davacının satılan şeyin ayıplı olmasından
ileri gelen zararını karşılamadığına dair olgular değerlendirildiğinde
davacının satış bedelini indirme yolunu seçmediği, BK.nun 96. maddesine
dayanılarak uğranılan zararın tazmininin istediği açık bulunmuştur.
Hal böyle olunca, satılan binanın ayıplarının giderilmesi için davacı İdare
tarafından ihtiyar edilen giderlerin tazminine karar verilmesi gerekirken
dava yanlış nitelendirilerek bedel tenziline karar verilmesi usule ve yasaya
aykırıdır. Bozma nedenidir.
S o n u ç : 1. bent gereğince davalının tüm temyiz itirazlarının reddine. 2.
bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına (BOZULMASINA),
peşin harcın istek halinde iadesine, 19.3.1992 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|