Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi

	E.	1992/3285
	K.	1993/1196
	T.	11.3.1993

*  SÖZLEŞMENİN FESHİ
*  İNŞAAT SÜRESİ
*  TARAF EDİMLERİ

ÖZET : Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa inşaat ruhsatının alınması arsa
 sahibine aittir. Bu yükümlülük yerine getirilmediği sürece yükleniciden işe
 başlamasını istemek kamu düzeniyle bağdaşmaz.

İş sahibinin kusuru olmaksızın yüklenici işe başlamakta gecikmiş olsa dahi,
 eserin vadede bitirilmesi olanağı varsa iş sahibi sözleşmenin bozulmasını
 isteyemez.

Aslolan üstlenilen edimlerin yerine getirilmesidir. Yüzeysel nedenlerle
 sözleşmeden dönme ahde vefa kuralını zedeler.

(818 s. BK. m. 358/ilk)

Taraflar arasındaki davanın, (Bakırköy Yedinci Asliye Hukuk Hakimliği)nce
 görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 13.2.1992
 tarih ve 616-33 sayılı hüküm davalılarca temyiz edilmiş ve davalılardan
 Mustafa vekili ile M. Beşir vekili duruşma istemiş olmakla; dosyadaki
 kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı arsa sahipleri ile davalılar Beşir ve Naci arasında, 19.2.1988 tarih ve
 8439 yevmiye numarasıyla yapılan taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat
 sözleşmesine rağmen geçen süre içinde inşaata başlanılamamış, arsa
 sahiplerinin rızasıyla Beşir ve Naci 9.6.1991 gün ve 22944 yevmiye sayılı
 sözleşmeyle -imar mevzuatına göre faaliyetleri nedeniyle- arsa sahiplerinden
 devraldıkları 240/480 paydan 40/480 payın uhdelerinde kalması ve buna
 ilaveten 50 milyon lira karşılığı cümle hak ve borçlarını davalı Mustafa'ya
 devretmiş, Mustafa da inşaata başlamadığından 26.8.1991 tarihinde sözleşmenin
 feshi için bu dava açılmıştır. Davalı Mustafa, davacılar ile diğer davalı
 Naci'nin ruhsat almamaları veya bunun için vekaletname vermemeleri nedeniyle
 inşaata başlanamadığını; davalı Naci temel üstü ruhsatı alınmadığı için
 uhdesine geçen arsa payını işin yapımını üstlenen davalı Mustafa'ya
 devretmediğini, Beşir ise devir ve temlik sözleşmesi uyarınca ve davacıların
 muvafakatını da alarak uhdesindeki payın ferağını yüklenici Mustafa'ya verip,
 edimini yerine getirdiğini, eserin yapımıyla yükümlü olmadığını bildirip
 davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, mahallinde yapılan keşifle dava tarihine değin işe başlanılmadığı
 saptanıp, 19.6.1991 günlü sözleşme gereği yerine getirilmediğinden ve "bundan
 böyle de" yerine getirilemiyeceği anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne
 karar verilmiş, bu karar her üç davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Yanlar arasında tanzim edilen 19.6.1991 günlü sözleşmede işin süresi ruhsat
 alımından itibaren 20 ay olarak kararlaştırılmıştır. Dava ise 26.8.1991
 tarihinde açılmıştır. Bu haliyle ifa zamanından önce sözleşmeden dönme
 hakkının kullanılması söz konusudur. Borçlar Kanununun 358/ilk maddesince,
 henüz işe başlanılmadan eser sözleşmesinden iş sahibinin dönebilmesi belli
 koşulların varlığı halinde mümkündür. Yasa metninde; "iş sahibinin kusuru
 olmaksızın vaki olan teahhur"den söz edilmektedir. Buna göre "iş sahibine
 isnadı kabil olmayan gecikme" ön koşuldur. Bunun yanında, eser sözleşmesinde
 yüklenici genelde ifa süresi içinde hareket serbestisine sahip olduğundan işe
 başlamak ve onu yapmak hususundaki gecikmeye rağmen, işin tayin edilen sürede
 bitirilme olanağı olup olmadığının araştırılması lazımdır. İşe zamanında
 başlanmasa da vadede eserin bitirilmesi olanağı varsa sözleşmenin bozulması
 istenemez. Ayrıca, maddede yer almamakla beraber yüklenicinin direngen duruma
 düşebilmesi için genel hükümlere göre iş sahibi tarafından yükleniciye işe
 başlaması için uygun bir mehil tanınarak ihtar yapılması da zorunludur (Prof.
 H. Tandoğan - Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, C. 2, B. 3, s. 113 vd;
 M.T. Öz-İş sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, S. 52 vd; K. Dayınlarlı -
 İstisna Akdinde Müteahhidin ve İş Sahibinin Temerrüdü, S. 57 vd; Y. 15. HD.,
 T. 18.9.1973, E. 15, K. 54; T. 26.11.1974, E. 898, K. 1922; T. 1.2.1979 E.
 110, K. 170; T. 15.9.1981, E. 1820, K. 1701).

Somut olayda; her iki sözleşmede aksine hüküm yer almadığından inşaatta ruhsat
 alımı arsa sahiplerine aittir. Davalı Naci ve Beşir'in Mustafa'ya pay devri
 ruhsat alınması koşuluna bağlanmış, daha sonra arsa sahiplerinin muvafakatı
 üzerine Beşir payı devretmiş, Naci ise ruhsat alınma koşulu yerine
 getirilmediğinden pay devrini yapmamıştır. Davacılar ve uhdesinde pay bulunan
 diğer davalılarca ruhsat alınmadığı gibi bu konuda yüklenici Mustafa'ya
 vekaletname de verilmiş değildir. Bundandır ki bir örneği dosyaya giren
 "tescil istem belgesi" de uhdelerine pay geçirilen ilk yüklenicilerle
 birlikte arsa sahiplerince düzenlenmiştir. Yüklenici Mustafa'dan ruhsatsız
 hafriyata ve inşaata başlamasını beklemek ve istemek kamu düzeniyle
 bağdaşmaz. O halde işe başlanılmada gecikmeyle iş sahibi davacıların tutumu
 arasında nedensellik bağının varlığı açık ve ortadadır. Ruhsat tarihinden
 itibaren yirmi aylık sürede bitirilmesi öngörülen işin hiç bir girişimde
 bulunulmadan geçen 68 günlük süreden arta kalan zaman içinde bitirilme
 olanağı bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmamış, olanaksız bulunduğu
 da saptanmış değildir. Tüm bunlar bir yana davalıların edimlerini yerine
 getirmeleri için kendilerine işe başlanması ihtar edilerek mehil verilmemiş,
 dava yoluyla doğrudan fesih iradesi karşı tarafa iletilmiştir. Yanların işe
 başlama ve işin tamamlanma tarihlerini tespitte gerçek amaçları bu iki tarih
 arasında inşaatın bitirilmiş olması esasında toplanmaktadır. Aslolan
 üstlenilen edimlerin yerine getirilmesidir. Yüzeysel nedenlerle ve yasada
 öngörülen koşulların varlığına bakılmaksızın sözleşmelerin bozulması ahde
 vefa kuralıyla da bağdaşmaz.

Öte yandan, davalılardan Beşir bu aşamada edimini yerine getirmiş, davalı Naci
 ise ruhsat alınmadığı için ferağ vermemiştir. Ruhsat alımına iştirakleri için
 bu davalılara yapılmış bir ihtarın varlığı ve bundan kaçındıkları da ileri
 sürülmüş değildir.

Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair verilen
 karar isabetli olmadığından bozulmalıdır.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalılar
 yararına (BOZULMASINA), 250.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacılardan
 alınarak kendisini duruşmada vekille temsil ettiren davalı M. Beşir'e
 verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının temyiz eden davalılara
 iadesine, 11.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini