 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/3147
K. 1992/4041
T. 29.4.1992
* VEKİL
* HESAP VERME
ÖZET : Vekil, müvekkilden veya üçüncü kişilerden aldığı değerler ve kendi
ücret, masraf ve tazminat alacakları hakkında hesap vermek zorunluluğundadır.
Hesap verme borcu hukuksal nitelikçe bir yapma borcudur.
(818 s. BK. m. 392)
Taraflar arasındaki hesap verme davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün
süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, kiralarını tahsil eden ve taşınmaz malını satan davalı vekilin
kendisine hesap vermediğini öne sürerek hesap vermeye mecbur tutulmasına
karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yargılamaya gelmemiş, davaya da cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
BK.nun 392. maddesi, vekilin vekaleti ifa için veya ifa dolayısıyla aldığı
şeyleri müvekkile verme borcu ile borç para borcu ise zamanında yerine
getirilmemesi yüzünden faiz ödeme borcunu düzenlemiştir. Olayımızda olduğu
gibi; geniş anlamda hesap verme yükümlülüğünün diğer bir görüntüsüde vekilin
vekaleti dolayısıyla üçüncü kişilerden para aldığı takdirde sözkonusu olur.
Vekil, müvekkilden veya üçüncü kişilerden aldığı değerler ve kendi ücret,
masraf ve tazminat alacakları hakkında hesap vermek zorunluğundadır. Hesap
verme borcu hukuksal nitelikçe bir yapma borcudur.
Burada; konuyu iki açıdan değerlendirmek zorunluluğu vardır.
a) Borcun vekilden başkasına ifa ettirmek olanağı söz konusu ise müvekkil BK.
md. 97/f.I'e dayanarak hesaplar ve masrafı vekile ait olmak üzere, başkasına
yaptırmak için mahkemeden izin alabilir. Müvekkil, vekilin hesap verme
borcunu yerine getirmeğe mahkum eden ilamı alıp, İİK. md. 30 uyarınca, icra
memurundan bu borcun başkası tarafından ifa ettirilmesini isteme hakkına
sahiptir.
b) Eğer; hesap verme borcunu bizzat vekilden başkasının yerine getirmesi
olanağı bulunmuyorsa, müvekkil vekilin bu borcu ifaya mahkum edilmesini
mahkemeden isteyebilir. Böyle bir ilam alan müvekkil, vekil makbul bir özürü
olmaksızın ilama uymaktan kaçınırsa onu İcra Tetkik Merciine şikayet ederek
İİK. md. 343 gereğince bir aya kadar hafif hapis cezasıyla tecziyesini
isteyebilir.
Öte yandan; vekilin hesap vermekten kaçınarak müvekkile iade ve teslim etmesi
gereken şeyleri vermemesi cezayı gerektirir suç olacağından müvekkilin
yarışan iki hakkı hukuken ortaya çıkar. Bunlardan biri; haksız fiile dayanan
tazminat talebi, diğeri ise akdi tazminat talebidir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul
ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekir.
S o n u ç : Davalının temyiz itirazlarının reddine, mahkeme kararının
(ONANMASINA), peşin harcın onama harcından çıkartılmasına, 29.4.1992 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|