 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1992/3-68
K. 1992/91
T. 23.3.1992
* ORMAN SUÇU
* AĞAÇLANDIRMA GİDERİ
* ŞAHSİ HAKKA İLİŞKİN TAZMİNAT
* CUMHURİYET SAVCISININ TEMYİZİ
ÖZET : Ağaçlandırma gideri; kamusal nitelikli özel bir tazminat değil, şahsi
hakka ilişkin bir tazminattır.
C. Savcısının sanık hakkındaki hükmü, sadece ağaçlandırma giderine yönelik
olarak temyiz ettiği saptanmıştır.
C. Savcılarının şahsi hak yönünden temyize yetkileri bulunmamaktadır.
(1412 s. CMUK. m. 317)(6831 s. OK. m. 114)
6831 sayılı Orman Yasasına aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık
İbrahim'in, aynı Yasanın 93/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca
109.500 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 107.550 lira tazminat
ile 110.000 lira ağaçlandırma giderinin sanıktan alınarak katılan İdareye
verilmesine ilişkin, (Saimbeyli Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 27.2.1991 gün
ve 1990/40-1991/11 sayılı hükmün o yer C. Savcısı tarafından ağaçlandırma
giderine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay
Üçüncü Ceza Dairesi, 29.1.1992 gün ve 1991/13467-1992/1409 sayı ile; "C.
Savcısının temyizinin ağaçlandırma giderine yönelik olduğunu şahsi hak
yönünden temyize yetkisinin" bulunmadığını belirterek, temyiz isteğinin
CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı 12.3.1992 gün ve 18-29323 sayı ile itiraz yoluna başvuran C.
Başsavcılığı;
"Sorun, ağaçlandırma giderinin niteliğinin belirlenmesiyle çözülecektir.
6831 sayılı Yasanın 114. maddesinde her türlü tazminattan başka istek ve talep
şartı olmadan re'sen ağaçlandırma giderine hükmolunacağı yazılıdır.
Halbuki, 112 ve 113. maddelerde öngörülen tazminatlara istek ve talep halinde
hükmedilmektedir.
114. madde, kamu yararı ön planda tutulup toplumu koruma tedbiri olarak bu
şekilde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, genel tazminattan ayrı müdahale olsun olmasın zarar ve
masrafa hükmedilecektir.
TCK.nun 202, 203 ve 230. maddeleri de bu yöndedir.
Bu açıklamalara göre, ağaçlandırma gideri kamusal nitelikli özel bir tazminat
türüdür. Şahsi hak değildir. Tazminatın uzantısı olan harcı C. Savcısı nasıl
temyiz edebiliyorsa bunu da etmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.6.1981 gün ve 173/241; 6.7.1991 gün ve
174/286 sayılı kararları da bu doğrultudadır" görüşüyle, Özel Daire red
kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.
Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, C. Savcılarının Orman
Yasasının 114. maddesine göre re'sen hükmedilen ağaçlandırma gideri yönünden
temyize yetkileri bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözülmesi için öncelikle ağaçlandırma giderinin niteliğinin
saptanması gerekmektedir.
Ağaçlandırma gideri, Orman Yasasının 114. maddesinde düzenlenmiştir.
Şahsi hakka ilişkin bir tazminat olan ağaçlandırma giderini 112 ve 113.
maddelerde yazılı tazminatlardan ayıran özellik, İdarenin mal varlığında
azalma olmasa ve İdare bir gidere katlanmasa bile orman tahrip edilmişse
istek olsun olmasın bu tazminata re'sen hükmolunmasıdır.
Ağaçlandırma giderine re'sen hükmolunması, şahsi hakka ilişkin tazminat olma
niteliğini ortadan kaldırmaz. Çünkü;
a) Ağaçlandırma gideri, tahsil olunduğunda İdareye verilmektedir. Halbuki
TCK.nun 202, 203 ve 230. maddelerinde öngörülen tazminatlar Hazineye ait olup
ağaçlandırma giderinden tamamen farklıdır.
b) Ağaçlandırma gideri üzerinden nisbö harç ve nisbö vekalet ücreti
alınmaktadır.
c) Beraat kararlarından sonra hukuk mahkemelerine dava açılıp ağaçlandırma
gideri talep edilebilmektedir.
d) Takip hukuku bakımından özel hukuka tabidir.
e) Tahrip edilen ormanın tekrar kazanılmasını amaçlayan ağaçlandırma giderine,
ileriye yönelik olması ve Yasadan doğan zorunluluk nedeniyle re'-sen
hükmolunmaktadır.
f) Orman Kanununun 112, 113 ve 114. maddelerinin uygulanması hakkında
Yönetmeliğin 16. maddesinde, ağaçlandırma giderinin bir tazminat olduğu
açıkça belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi ağaçlandırma gideri; kamusal nitelikli özel bir tazminat değil,
şahsi hakka ilişkin bir tazminattır. Nitekim, Yargıtay'ın ağaçlandırma
giderinin niteliğini belirlemedeki duraksamasız kabulü bu yöndedir.
İncelenen dosyada, o yer C. Savcısının sanık hakkındaki hükmü sadece
ağaçlandırma giderine yönelik olarak temyiz ettiği saptanmıştır.
C. Savcılarının şahsi hak yönünden temyize yetkileri bulunmadığına göre o yer
C. Savcısının temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar
verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Bu nedenle, C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
* Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi O. Şirin:
"6831 sayılı Yasa, tazminat türlerini tanımlar ve sıralarken;
a) 112. maddede; ağaç kesimi dışındaki fiillerle oluşan gerçek zararların
istek halinde,
b) 113. maddede; dikiliden ağaç kesilmesiyle husule gelen zararların talep
halinde hüküm altına alınabileceğini belirtmiş ve bu iki tazminat türünü
"Şahsi hak" kavramında değerlendirmiş,
c) 114. maddeye göre, "Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan
sahalar için yasada yazılı tazminattan başka ayrıca ağaç cinsine göre
ağaçlandırma masrafına dahi hükmolunacağını" vazetmiş, diğer tazminat
türlerinden farklı nitelikte görerek "masraf" ibaresiyle tanımladığı bu
ödemeleri, talebe bağlı olmaktan çıkarmış ve mahkemelerce kendiliğinden hükme
konu edilmesini zorunlu saymıştır.
Yasanın 112 ve 113. maddelerinde tarif olunan tazminat istemlerinde miktar
yönünden sanığın kabulü, mahkemelerin araştırma ve hesaplamasını durdurarak
bağlayıcı kabul olunurken, 114. maddede zikredilen ağaçlandırma giderlerinde
miktara ilişkin sanık kabulleri geçerli sayılmamış, mahkemece re'sen
hesaplanması zorunlu addedilmiş, diğer iki türde faiz yürütülmesi mümkün
görülürken ağaçlandırma masraflarında faiz dahi yürütülemiyeceği görüşü
benimsenmiştir.
Bu farklılıklar, Yasanın 112 ve 113. maddelerinde tarif olunan tazminat
türlerinin, ancak davaya müdahale yoluyla ve talep halinde şahsi hak
niteliğinde olmak üzere hükme bağlanmasını olası kılarken 114. maddesinde
tarifini bulan ağaçlandırma giderini şahsi hak kapsamından çıkarmış,
mahkemelerce re'sen gözetilip hesaplanması ve hükmedilmesi zorunlu bir "Kamu
alacağı" niteliğine dönüştürmüştür.
Güdülen amaç, kamuya ait olan ormanların yine kamu yararına korunması ve geniş
çaplı tahribat ve yangınlarla verilmiş kapsamlı zararların, müsebbibinden
mahkemelerce re'sen alınacak bedellerle giderilmesi ve ormanların
gençleştirilerek ihyasıdır.
Yasa koyucu tarafından böylesine önem atfedilen ve isteme tabi olmaktan
çıkarılarak mahkemlerce hüküm altına alınması zorunlu sayılan bir kamu
alacağının, görevi öncelikle kamu haklarını korumak ve kollamak ve yasa
hakimiyetini sağlatmak olan C. Savcılarının denetim hak ve yetkisi dışında
sayılması ve mahkemelerin ağaçlandırma giderine ilişkin hatalı kararlarını C.
Savcılarının temyiz incelemesine konu edemeyeceklerinin düşünülmesi, kamunun
zararına sonuç doğuracağı gibi yasa koyucunun amacına ve yasanın lafzı ile
ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Kabul edilmelidir ki, ceza yaptırımına konu olan hiç bir kamu hakkı C.
Savcılarının takibi ve denetimi dışında bırakılmamıştır.
Öte yandan, Yasanın 112 ve 113. maddelerinde tarif olunan tazminatlarla ilgili
şahsi hakların hükme bağlanmasından kaynaklanmış cüzi miktardaki harçları
dahi, temyiz denetimine götürebilen C. Savcılarının, kamu alacağı niteliği
çok açık bulunan ve tahsili halinde genel bütçeye dahil olacağı tartışma
götürmeyen ağaçlandırma giderini takibe hak sahibi olamıyacağı görüşü, kendi
içinde de çelişki oluşturacaktır.
Bu nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın itirazının kabulü gerektiği
görüşünde olduğumdan, Yüksek Ceza Genel Kurulu'nun çoğunluğunca belirlenen
görüşe katılmıyorum....) diyerek C. Başsavcılığı itirazının kabulü yolunda oy
kullanmıştır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının
(REDDİNE), 23.3.1992 günü oyçokluğuyla karar verildi.
|