 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
92/2613 92/3350
ÖZET:Vakfiye müsait olmadıkça vakıf vasiyet yolu ile mal edinemez.
(Muhalefet:Balıklı Rum vakfının durumu araştırılmalı)
Temyiz eden:Davalı
Hazine ile Balıklı Rum Hastahanesini temsilen Yönetim Kurulu
arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup
gereği görüşülüp düşünüldü:
Davalı Balıklı Rum hastanesi vakfı 2762 sayılı vakıflar yasasının
birinci maddesinin ikinci fıkrasında tanımı yapılmış bulunan mülhak
vakıflardandır.
Cemaat vakıflarının taşınmaz mal edinebilmeleri buna yasaların
vakfiyelerinin yada vakfiye yerine geçen beyannamenin imkan vermesine
bağlıdır. Vakfeden, vakıfnamesinde izin vermedikçe onun iradesi dışına
çıkılıp taşınmaz mal edinilemez. Dosyada vakfın vakfiyesi yoktur.
Vakfiye yerine geçen l936 tarihli beyannamesinde davalı vakfın
sonradan taşınmaz mal edinebileceği yoluna bir açıklık bulunmamaktadır.
Düzenlenmiş vakfiyesi olmayıp,vakıfname olarak nitelendirilmesi
gereken beyannamesinde taşınmaz mal edinebileceği açıkca belirtilmiyen davalı
vakıf sonradan taşınmaz mal edinemez.
O halde, yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi
doğrudur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle usul ve
kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz
edene yükletilmesine l9.3.l992 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Üye
İ.Yanıkömeroğlu T.Alp N,Turhan H.Dinç F.Kıbrıscıklı
Muhalif
ll.800 Tl.İlam H.
7.700 Tl.Peşin H.
4.l00 Tl.Kalan
MUHALEFET ŞERHİ
Davalının bir vakıf olduğunda bu hali ile hükmi şahıslara tanınan
haklardan yararlanma imkanına sahip bulunduğuna ihtilaf yoktur."Ehil
olmayandın başka herkes... vasiyet ve miras mukavelesi ile mirascı veya
lehine vasiyet yapılan kimse olabilir" (M.K.519/1) bu cümleden olarak vakıfı
yerinde bir engel bulunmadıkça davalı vakıf lehine muayyen malın vasiet
edilmesine ve vakfın bu yolla iktisapta bulunmasına engel bir kanun hükmü
yoktur.
Davalı vakfın vakfiyesi dosya arasında yoktur. Ne zaman ne suretle
konulduğu belli değildir. Ancak iddia ve savunmadan Medeni Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce de mevcut olduğu anlaşılmaktadır.Medeni Kanundan önce mer'i
hukukumuza göre "hastahane, imaret, çeşme, şifahane, kütüphane, fikaraya
yardım için bakım yerleri ve köprü yapmak için müslüman olmayan biri de vakıf
yapabilirdi" (Dr.SuatBertan,Aynı Haklar l976,Sf.96).
l6 Şubat l328 (l9l2) tarihli Eşhası Hükmiyenin Emvali Gayrimenkulye
tasarrufu hakkında kanuna göre önce hükümet ve belediye daireleri, sonra
özel kanunları gereğince dernekler ve daha sonra hükümetce tanınan sözleşme
veya şartname yada tüzükleri uyarınca Türk Ticaret ve Sanat ve inşaat
şirketleri taşınmaz mal edinme hakkına sahiptirler.
Davalı vakfın, 2762 sayılı vakıflar kanununun geçici maddesinin A
(a)bendi uyarınca verdikleri beyannamenin ilk sırasında tapu sicilinin 28
Mart l336 tarihli 232 numarasında kayıtlı taşınmaz malın kendi adlarına
yazılı olduğu bildirilmiştir. Söz konusu beyannamede daha birçok taşınmaz
malın aynı hastahane adına kayıtlı olduğu gösterilmiştir.Bu hal davalı kuruma
Medeni Kanunun Meriyetinden önce de hükmi şahsiyet tanındığını gösterir.
Davalı kurum yukarıda açıklanan kural çerçevesinde oluşan bir gayri müslin
vakfı olabileceği gibi bir cemiyet niteliğinde iken 2762 sayılı kanun
uyarınca vakıf niteliği kazanmış dahi olabilir. Davalı vakfın vakfiyesi olup
olmadığı taraflardan sorulup varsa bulunduğu yerden getirtilmek, sonucu
uyarınca işlem yapılmak gerekir. Eksik inceleme ile davanın reddi doğru
değildir.
Üye
Tahir Alp
|