 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Altıncı Hukuk Dairesi
E. 1992/2552
K. 1992/5520
T. 21.4.1992
* ŞUF'A HAKKI
* İNŞAİ HAK
ÖZET : Şuf'a hakkı, taşınmazdaki payın tapudaki temliki ile doğar ve satın
alan üçüncü kişiye o pay kaça mal olmuş ise o bedel üzerinden diğer paydaşa
satın alma hakkı veren inşaö bir haktır. Şuf'a hakkının tapuda yapılan
satışın öğrenilmesinden itibaren bir ay içerisinde kullanılması gerekir.
(743 s. MK. m. 659)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair kararın temyiz
incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle;
dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme; davayı
kabul etmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili 6.4.1990 günlü dilekçesinde; 81 parselde müvekkilinin paydaş
olduğunu, 14.7.1988 tarihinde yapılan satışı yeni öğrendiğini, şuf'a
nedeniyle davalı adına olan payın iptali ile adına tescil edilmesini, ayrıca
gıyaplarında sonuçlandırılan taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi
davasının da satış safhasında bulunduğunu, satışın durdurulmasını istemiştir.
15.5.1990 havale tarihli cevaba - cevap dilekçesinde; müvekkilesinin
Amerika'da yaşadığını, ortaklığın giderilmesi davasından haberlerinin
olmadığını, ihalenin feshi için dava açtıklarını, ortaklığın giderilmesi
davasının da yeniden görülmesi için talepte bulunduklarını, 16 yıl önce
bildirilen adrese tebligat çıkarıldığını, oysa emlak vergisi beyannamelerinde
adreslerinin olduğunu, yeterli araştırma yapılmadığını, davalının iyi niyetli
olmadığnı bildirmiştir.
Davalı vekili; HUMK.nun 572. maddesi gereğince şuf'a hakkının müzayede için
yapılmış olan ilk ilan tarihinden itibaren bir ay zarfında kulanılmasının
icap ettiğini, sürenin geçirildiğini, ortaklığın giderilmesi davasında,
davacıya tapudan bildirilmiş adresine davetiye çıkarıldığını, bilatebliğ iade
edilmesi üzerine, Tebligat Yasasının 28 ve Tüzüğün 46. maddelerine uygun
araştırma yapılarak, adres bilinmediğinden ilanen tebligat yapıldığını,
davanın süresinde açılmadığını beyanla reddini savunmuştur. Yargılama
sırasında, şuf'a bedeli ile ilgili olarak Dairemizin kararlarını vermiştir.
Gelen tapu kayıt örneğinde, 81 parsel 169750 m2 yüzölçümlü tarla ve fundalık
vasfındaki taşınmazın 1/10 davacı, 27.4.1977 tarihinde malik olmuştur. Davalı
şirket 14.7.1988 tarihinde 9/10 payı 350.000.000 lira bedelle satın almıştır.
18.12.1989 tarihinde davalı şirketin payı üzerine, Etibank lehine
2.000.000.000 liralık ipotek tesis olunmuştur. Mahkeme 378.000.000 lira
üzerinden şuf'a davasının kabulüne karar vermiştir.
1989/99 esas sayılı dosyada; 9/10 pay sahibi şirket 81 parselle ilgili olarak
Sara aleyhine açtığı ortaklığın giderilmesi davasında, davalı adına çıkarılan
davetiye tanınmadığından iade olunmuştur. Tapu Sicil Müdürlüğünden adres
sorulmuş, dava dilekçesinde yer alan ve tebligat yapılamayan adres
bildirilmiştir. Mahkeme; adres araştırması yapmış, tanınmadığından ilanen
tebligat yoluna gitmiştir. Karar da ilanen tebliğ olunmuş ve 20.6.1989 gün
1989/99 esas ve 1989/459 sayılı karar 6.10.1989 tarihinde kesinleşmiştir.
Satış işlemi 1989/37 sayılı dosya üzerinden yürütülmüş ve 9.4.1990 tarihinde
650.000.000 liraya paydaş şirkete ihale olunmuştur. (1990/324) - 1991/493
esas sayılı dosyada, paydaş Sara 13.4.1990 tarihinde ihalenin feshini
istemiş, mahkeme istemin reddine karar vermiş, davacının temyizi üzerine
Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi'nce karar 27.5.1991 tarihinde bozulmuş;
mahkeme, bozma ilamına uymak suretiyle ihalenin feshine karar vermiştir.
1990/312 - esas sayılı dosyada: Sara 9.4.1990 günlü dilekçesinde, bildirdiği
sebeplere göre iade-i muhakeme yolu ile ortaklığın giderilmesi davasının
yeniden görülmesini istemiş, mahkeme talebin reddine karar vermiş, davacının
temyizi üzerine verilen karar Dairemizce onanarak kesinleşmiştir.
Şuf'a hakkı, taşınmazdaki payın tapudaki temliki ile doğar ve satın alan
üçüncü kişiye o pay kaça mal olmuş ise o bedel üzerinden diğer paydaşa satın
alma hakkı veren inşaö bir haktır. Şuf'a hakkının, tapuda yapılan satışın
öğrenilmesinden itibaren bir ay içerisinde kullanılması gerekir. Bu davada
halli gereken husus davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp
açılmadığı hususu tesbitinde toplanmaktadır. Olayımızda, şuf'alı payın
ilişkin bulunduğu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasında
dava dilekçesi, yapılan araştırma sonunda davalının adresinin bulunmaması
nedeniyle HUMK.nun 28 ve Nizamnamenin 46. maddelerine göre 25.4.1989
tarihinde ilanen tebliğ edilmiştir. İlan tarihinden itibaren şuf'a davasını
davacının hak düşürücü bir aylık süreyi geçirdikten çok sonra 6.4.1990
tarihinde ikame ettiğinden bu dava süresinde açılmamıştır. Bu itibarla,
davanın süre yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile
kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması
gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan gerekçe ile hükmün (BOZULMASINA), bozma
nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek
bulunmadığına, davalı yararına takdir olunan 100.000 lira vekalet ücretinin
davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz
harcının temyiz edene iadesine, 21.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|