 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1992/2505
K. 1993/402
T. 2.2.1993
* SÖZLEŞME EKİ BAYINDIRLIK İŞLERİ GENEL ŞARTNAMESİ
* TEMİNATIN İRAD KAYDI
* ÖDEME İHTARI - TEMERRÜD FAİZİ BAŞLANGICI
ÖZET : HUMK.nun 287. maddesi gereği; sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel
Şartnamesi taraflar arasında delil sözleşmesi niteliği taşır. Tüm maddeleri
tarafları bağlar.
Teminatın irad kaydında yüklenicinin, iş sahibine borcunun mahsubu nazara
alınmalıdır.
Muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarıyla direngen duruma düşer.
Ödeme ihtarı varsa tebliğ tarihinden, ödeme için belli süre verilmişse tebliğ
tarihine bu sürenin eklenmesi suretiyle bulunacak tarihten, böyle bir ihtar
yoksa dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 287) (2490 s. AEİK. m. 51) (2886 s. İhale K. m. 62) (818
s. BK. m. 101)
Taraflar arasındaki davanın (Adana Asliye Altıncı Hukuk Hakimliği)nce
görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 14.2.1992
tarih ve 172-131 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı -
karşı davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu,
gereği konuşulup düşünüldü:
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve takdirde isabetsizlik
bulunmamasına göre, davacı ve karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin
kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi
sözleşme ekleri arasında sayılmış olmakla, bu husus HUMK.nun 287. maddesi
uyarınca yanlar arasında "delil sözleşmesi" niteliğinde olup, uyuşmazlığın
çözümünde anılan şartname hükümlerinin uygulanması zorunludur. Sözü edilen
Şartnamenin 34. maddesinde kat'i hesabın tanziminde yüklenici hazır
bulunmadığında, keyfiyetin İdarece yazıyla kendisine bildirleceği, bildirim
tarihinden itibaren 30 gün içinde itiraz edilmediğinde İdarenin çıkarmış
olduğu kat'i hesabın kesinleşeceği öngörülmüştür. Davalı ve karşı davacı
İdarece bu hükme dayanılarak çıkarılan kat'i hesabın yükleniciye 4 Nisan 1989
gün ve 484 sayılı yazı ekinde gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak, bu yazının
yüklenici tarafından alındığına dair bir belgeye dosyada rastlanılmadığı gibi
bilirkişilerce de bu husus üzerinde durulmamıştır. Bu durumda, dava yoluyla
yüklenicinin karşı çıktığı kat'i hesabın sağlıklı olduğu kabul edilerek,
düzenlenmiş rapora bağlı kalınarak hükme varılması doğru olmamıştır.
O halde, mahkemece kat'i hesabın yükleniciye tebliğine dair belgenin davalı ve
karşı davacıdan istenilmesi, böyle bir belge ibraz edildiğinde süresi içinde
yüklenicinin itirazı olup olmadığının araştırılması, itiraz yoksa İdarenin
çıkardığı kat'i hesabın kesinleştiğinin -bu takdirde- kabul edilmesi, süresi
içinde itiraz varsa bu durumda yanların karşılıklı iddialarına ve itiraza
göre kat'i hesabın bilirkişiler marifetiyle çıkarılması, alınacak raporla
toplanan sair deliller birlikte değerlendirilerek hükme varılması
gerektiğinden hüküm bozulmalıdır.
3) Sözleşme tarihinde yürürlükte olan 2490 sayılı Yasanın 51. maddesince
teminatın irad kaydı hallerinde -halen yürürlükte olan 2886 sayılı Kanunun
62. maddesi hükmü aksine- bu miktarın yüklenicinin iş sahibi İdareye olan
borcundan mahsubu gerektiği halde, davalı ve karşı davacı İdare yararına
hükmedilen alacaktan teminat miktarının düşülmemiş olması da, kabul
bakımından isabetli değildir.
4) Muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarıyla direngen duruma
düşer (BK. md. 101). Dava tarihinden önce böyle bir ihtarın yapıldığı ileri
sürülüp belgelendirilmemiş, mahkemece de bu husus araştırılmamıştır. Borcun
saptandığı ya da kat'i hesabın tebliğ tarihinin ödeme ihtarı yerine
geçmediğinden temerrüt tarihi kabulüyle faizin bu tarihten başlatılması
mümkün olamaz.
Ödeme ihtarı varsa tebliğ tarihinden, ödeme için belli süre verilmişse tebliğ
tarihine bu sürenin eklenmesi suretiyle bulunacak tarihten, böyle bir ihtar
yoksa dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
S o n u ç : Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının
(REDDİNE), 2, 3 ve 4. bendlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün
davacı ve karşı davalı yüklenici yararına (BOZULMASINA), duruşmada kendisini
vekille temsil ettirmeyen davacı ve karşı davalı yararına vekalet ücreti
takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz
eden davacı - karşı davalıya geri verilmesine, 2.2.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|