 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/2472
K. 1992/9596
T. 2.11.1992
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ÖZET : Dava konusu parselin mütegayip kişiden kaldığı, tevzi ve tahsis
edilmediğinin anlaşılması ve kayıtların kapsamı dışında kaldığının
belirlenmesi halinde kazandırıcı zamanaşımı zilliyetliği ile edinilmesine
olanak bulunmadığından, dava red edilmelidir. Ve eğer çekişmeli yerin
mütegayip kişiden kalmadığı tapu ile vergi kaydının kapsamı dışında
kaldığının saptanmaması halinde davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14.
maddesindeki 40 ve 100 dönüm kısıtlamasının da gözönünde bulundurularak
kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleşip
gerçekleşmediği değerlendirilmeli ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir
karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar tarafından süresi içinde
temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 18 parsel sayılı 28750 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 20
ve 446 parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası olarak
Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı, tapulama komisyonunda reddedilen
davacılar tapu ve vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine
dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine dava konusu parselin
davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar
tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Nizalı
18 parsel kadastroca davacılara ait tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası
olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacılar tapu ve vergi kaydı yanında
zilyetliğede dayanmaktadırlar. Mahkemece nizalı parselin batı tarafında
bulunan 19 parsele revizyon gören tapu kaydının çekişmeli parsel yönünü
mütegayip kişi olan Nevroz yerini okunduğu var sayılarak değişir sınırlı
kayda kapsamı kadar yer tesbit edildiğinden davanın reddine karar
verilmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi tapu kaydı ile vergi kaydında
gösterilen bazı sınırları bilmediğini buna karşın kayıtların çekişmeli
parseli kapsadığını bildirmiştir. Esasen 1941 doğumlu bilirkişinin Kanunisani
331 tarihli tapu kaydı ile 1938 tarihli vergi kaydının tesisindeki sınırları
bilmesine yaşı itibariyle olanak yoktur. Komşu taşınmaza uygulanan tapu
kaydının çekişmeli parsel yönünde okuduğu Nevrozun mütegayip kişi olduğuna
dair dava dosyasında her hangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi bu konuda
araştırma ve soruşturmada yapılmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken
iş tapu ve vergi kaydının çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından
seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile yerine uygulanmalı, kayıttaki
sınır yerleri arz üzerinde gösterilmeli, bilinmeyen sınırlar bulunduğu
takdirde taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı Nevroz yerinin mütegayip
kişiye ait olup olmadığı araştırılıp soruşturulmalı, dava konusu parselin
mütegayip kişiden kaldığı tevzi ve tahsis edilmediğinin anlaşılması ve
kayıtların kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde kazandırıcı
zamanaşımı zilyetliği ile edinilmesine olanak bulunmadığından dava red
edilmeli, komşu kayıtlarla tanık ve bilirkişi sözleri denetlenmeli keşfi
izlemeye elverişli biçimde uzman bilirkişiye kroki çizdirilmeli, çekişmeli
yerin mütegayip kişiden kalmadığı tapu ile vergi kaydının kapsamı dışında
kaldığının saptanmaması halinde davacı yararına 3402 sayılı Yasanın 14.
maddesindeki 40 ve 100 dönüm kısıtlamasının da gözönünde bulundurularak
kazandırıcı zamanaşımı yolu ile mülk edinme koşullarının gerçekleşip
gerçekleşmediği değerlendirilmeli ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir
karar verilmelidir.
Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü
hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri
verilmesine 2.11.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|