Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi

	E.	1992/2264
	K.	1992/5879
	T.	10.12.1992

*  SEÇİMLİK HAK  (BK. m. 106/ilk)


ÖZET : Davacı iş sahibinin yüklenicinin temerrüdü halinde ifadan vazgeçip
 olumlu zararını isteyebilmesi BK. 106/ilk 'de öngörülen koşullara uymasına
 bağlıdır.

(818 s. BK. m. 106/2, 98, 44)

Taraflar arasındaki davanın, (Ankara Asliye İkinci Ticaret Mahkemesi)nce
 görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 22.1.1992
 tarih ve 915 - 70 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar
 vekili tarafından istenmiş olmakla; temyiz dilekçesinin süresi içinde
 verildiği anlaşıldıktan sonra, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup
 düşünüldü:

Yanlar arasındaki 22.4.1981 günlü sözleşmeyle davacıya ait arsalarda üç katlı
 villalara ait subasmanı inşaatı parsel başına 155.000'er liradan davalı Ömer,
 altyapı işleri ise her parsel için 60.000'er liradan K...... Turistik
 Tesisleri A.Ş. tarafından üstlenilmiş, bu işin teminatı olarak davalı Ömer'in
 9 milyonluk bono vermesi kararlaştırılmıştır. İşlerin teslim tarihi 1.4.1982
 ve 1.12.1982 olarak kabul edilmişken, daha sonra iş süresi iki kez uzatılmış,
 bu tarihler 1.4.1984 ve 1.12.1984 olarak değiştirilmiştir.

Davacı subasman ve altyapı işlerinin ancak  25 oranında yapıldığını, kalan
 işe kendisinin daha yüksek fiyatlarla devam ettiğini, ayrıca inşaat gecikince
 bir kısım parsellerin belediyece yeşil sahaya ayrıldığını ileri sürerek bu
 sebeplerle doğan zararından - fazlaya dair hakkını saklı tutup - 200 milyon
 liranın 1.4.1984'den itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep
 etmiştir. Davalılar cevabında, işleri ayrı ayrı üstlendiklerini, subasmanı
 işinden 3,5 milyon, altyapı işinden de 7 milyon hakedişlerinin ödenmediğini,
 kendi edimini yerine getirmeyen davacının istemde bulunamıyacağını,
 sözleşmeyi müteakip imar mevzuatına göre o yörede her türlü inşaata yasak
 konulduğunu bildirip davanın reddini istemiştir.

Yargılama aşamasında subasmanı işleriyle, bazı parsellerin yeşil sahaya
 çevrilmesinden doğan istem atiye terkedilmiş, mahkemece alınan bilirkişi
 raporuna bağlı kalınarak altyapı inşaatından doğan zarar karşılığı 200 milyon
 liranın dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte her iki davalıdan
 tahsiline karar verilmiş, bu karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, toplanan belgelere, özellikle faizin dava tarihinden
 başlatılmış ve istemle bu tarih arasında geçen süreye hasren faiz isteminin
 reddine karar verilmiş olmasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendlerin
 kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2) Üstlenilen altyapı işlerinin yüklenici tarafından yerine getirilmemesi
 sonucu doğan zararın tazmini istenilmiş ve buna hükmedilmiştir. Yanlar
 arasında ilişki eser sözleşmesiyle kurulmuştur. Borçlar Kanununda eser
 sözleşmesini düzenleyen hükümler arasında borçlunun temerrüdü halinde
 alacaklının ifadan vazgeçip olumlu zararını istemesine dair özel bir hüküm
 yer almamıştır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde BK.nun umumi hükümleri
 uygulanır. Buna göre, öncelikle yüklenicinin direngen duruma düşmüş olması,
 daha sonra BK.nun 106/ilk maddesi uyarınca kendisine bir mehil verilmesi, bu
 mehil sonunda edimini yerine getirmediği taktirde aynı maddenin son fıkrası
 uyarınca alacaklının kendisine tanınmış inşaö hakların üçünden biri olan
 "akdin icrasından ve teahhuru sebebiyle zarar ve ziyan talebinden
 vazgeçtiğini "derhal" beyan ederek borcun ifa edilmemesinden mütevellid zarar
 ve ziyanı talep" hakkını kullandığını bildirmesi gerekir.

Somut olayda, altyapı işleri için kademeli olarak 11 ay 11 gün ile 1 yıl 7 ay
 22 günlük süreler kararlaştırılmıştır. Sözleşme 22.4.1981 tarihinde yapılmış,
 iş süresi geçmeden -8 ay 3 gün sonra- 25.12.1981'de imar mevzuatına göre, o
 yörede inşaatlar durdurulmuştur. Bu yasaklama - yanlarca son kez teslim
 tarihi olarak kabul edilen 1.4.1984'ü de içine alacak şekilde - 22.3.1985'e
 değin devam etmiş, bu tarihte kaldırılan yasak 8.11.1985'den 16.4.1986'ya
 değin yeniden konulmuştur. İş süresi içinde getirilen bu yasak kamu düzeniyle
 ilgili olup, yükleniciden işe devam etmesi istenemez. Orta yerde hukuki
 imkansızlık vardır. Bu imkansızlık objektif imkansızlık olup, cevap
 layihasında dile getirilmiş, Kalkan Belediye Başkanlığından alınan 27.12.1989
 gün ve 1545 sayılı yazıyla da kanıtlanmıştır. İmkansızlığın ortadan
 kalkmasından sonra yeni bir vade tespit edilmiş ve borçlu direngen duruma
 düşürülmüş değildir (BK. md. 101). Ayrıca, davacı vekilince verilen kanıt
 listesinde "borcun ifasından vazgeçip olumlu zararı isteyebilmek" için BK.
 nun 106/ilk maddesi uyarınca yükleniciye mehil verildiğine dair bir kanıttan
 söz edilmemiş, böyle bir mehlin verildiği, sonuçsuz kalması üzerine ifadan
 "derhal" vazgeçildiğinin borçluya bildirildiği iddia ve ıspat edilmemiştir.
 İfadan vazgeçip olumlu zararın istenebilmesi için öngörülen koşullara uymayan
 davacı iş sahibince açılan davanın bu nedenlerle reddi yerine, hakimlik
 mesleğinin gerektirdiği genel ve mesleki bilgiyle çözülecek uyuşmazlıkta -
 yargı bağımsızlığına dolaylı şekilde gölge düşüreceği de düşünülmeden -
 bilirkişi raporuna bağlı kalınarak yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi
 yasaya aykırı bulunmuştur (Prof. Dr. H. Tandoğan, Borçlar Hukuku, Özel Borç
 İlişkileri, B. 1987 S. 130 vd.; M.T.Öz, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden
 Dönmesi, B. 1989, S. 153 vd.; K. Dayınlarlı, İstisna Akdinde Müteahhidin ve
 İş Sahibinin temerrüdü, B. 1988, S. 42 vd.).

3) Mahkemenin kabulüne göre de;
a) Yorumu hakime ait sözleşmede davalıların her birinin ayrı ayrı işleri
 üstlendiği, Ömer'in diğer davalının aldığı işle ilgisinin sadece 9 milyonluk
 teminat bonosunu vermekten ibaret kaldığına bakılmaksızın hüküm altına alınan
 tazminatın tamamının her iki davalıdan tahsiline karar verilmesi,
b) İstem subasmanı inşaatı, altyapı işleri ve bir kısım parsellerin yeşil
 sahaya ayrılmasıyla üç ayrı nedenle doğan zarar karşılığı olup, bunlardan
 subasmanı ve yeşil saha dolayısıyle doğan kısmı yargılama aşamasında atiye
 terkedildiği halde herbir nedene dayalı olarak ne miktar istemde bulunulduğu
 açıklattırılıp, atiye terkedilen kısım saptanıp HUMK.nun 409. maddesince
 gerekli karar verilmeden sadece altyapıdan doğan zarar nedeniyle atiye
 terkedilen istemleri de kapsar miktara hükmedilmesi suretiyle istemin
 aşılması (HUMK. md. 74).

c) Son kez imar yasağı 16.4.1986'da kaldırıldığı, bir kısım tanık beyanlarında
 da davacının 1986 ve takip eden yıllarda işi yaptığı anlaşıldığı halde,
 işlerin yapıldığı yıllar üzerinde durulmayarak 1989 yılı fiyatlarının hükme
 esas alınması, ifada kararlı olan davacının buna makul sürede başlayıp
 bitirmemesi halinde zararın artmasına sebebiyet vermiş olacağından, BK.nun
 98. maddesi gereğince olayda aynı Kanunun 44. maddesinin uygulanmaması, 
d) Davalılar cevaplarında işin yaptıkları kısmından ötürü 3,5 ve 7 milyon TL.
 alacaklı olduklarını ileri sürdükleri halde, bu husus araştırılıp mahsubun
 düşünülmemesi,
e) Sözleşmede kararlaştırılan bedel götürü olmakla, davalılar edimlerini tam
 olarak yerine getirmesi halinde dahi davacının mal varlığından götürü bedel
 kadar eksilmenin yine olacağı nazara alınarak, ancak götürü bedeli aşan
 zararın tazmini gerekeceğinin akla getirilmemesi,
Suretiyle ve HUMK.nun 283, 284. maddelerinde hakime tanınan olanaklar
 kullanılmadan, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde
 verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, kabul bakımından da bozulması
 gerekir.

S o n u ç : Yukarıda birinci bendde yazılı nedenlerle sair temyiz
 itirazlarının reddine, iki ve üçüncü bendlerde açıklanan nedenlerle temyiz
 edilen hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), davalılar duruşmada
 kendilerini vekille temsil ettirmediklerinden vekalet ücretine yer olmadğına,
 ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri
 verilmesine, 10.12.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini