 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1992/2181
K. 1992/2392
T. 12.5.1992
* BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
ÖZET : Çözümü özel veya teknik bilgiye dayanmadığı ve hakimlik mesleğinin
gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle halli mümkün hususlardan olduğu halde,
T.C Anayasası'nın 141/son, HUMK.nun 77 ve 275. maddelerine bakılmaksızın
toplanan kanıtlara göre menkulun mülkiyetinin kime ait olacağı hususunda
bilirkişiden düşünce sorulması gereksizdir.
(2709 s. Anayasa m. 141/son) (1086 s. HUMK. m. 77, 275)
Taraflar arasındaki davanın, (İstanbul Birinci Tetkik Mercii Hakimliği)nce
görülerek kararda belirtilen gerekçelere binaen verilen 19.11.1991 tarih ve
200-1793 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili ile davalı
borçlu Halil tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde
verildiği anlaşılmış olmakla ve eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen
dosya tekrar gelmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Çözümü özel veya teknik bilgiye dayanmadığı ve hakimlik mesleğinin
gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle halli mümkün hususlardan olduğu halde
T.C Anayasası'nın 141/son, HUMK.nun 77 ve 275. maddelerine bakılmaksızın
toplanan kanıtlara göre menkulün mülkiyetinin kime ait olacağı hususunda
-emekli banka müdürü- bilirkişiden düşünce sorulması gereksiz olmakla
beraber, toplanan delillere, dosyadaki yazılara, özellikle menkul mahcuzun
yıllardır davalılar zilyedliğinde bulunduğunun tanıklarca belirtilmiş
olmasına göre davalı alacaklı vekili ile davalı borçlu Halil'in aşağıdaki
bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davaya konu motor 14.9.1990 tarihinde haczedildiğinde üçüncü şahıs olan
davacı Ali hazır olup hacze muttali olmuş herhangi bir şekilde istihkak
iddiasında bulunmamıştır. Ancak, 1.10.1990 tarihinde diğer davacı Mustafa ile
birlikte İcra Müdürlüğüne sunduğu dilekçe ile motora Mustafa ile birlikte
malik olduğunu iddia etmiştir. Bu haliyle İİK.nun 96/3. maddesince istihkak
iddiasında bulunulması için öngörülen ve hak düşürücü süre olduğundan mercii
hakimliğince doğrudan gözönünde bulundurulması gereken 7 günlük süreyi
geçirmiştir. O halde davacı Ali hakkında ve payı oranında süre yönünden
davanın reddi gerekirken kabulü doğru değildir.
S o n u ç : Yukarıda 2. bendde açıklanan nedenlerle hükmün davalılar alacaklı
ve borçlu yararına (BOZULAMASINA), 1. bendde açıklanan nedenlerle sair temyiz
itirazlarının reddine, istekleri halinde ödedikleri temyiz peşin harcının
temyiz eden davalılara geri verilmesine, 12.5.1992 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|