Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

     Sayı : 
Esas        Karar  
92/2-658    92/748

	 	Y A R G I T A Y  İ L A M I 

      23.12.1992

	Özet:Boşanma sebebiyle hükmedilen maddi ve manevi tazminata boşanmanın
 kesinleştiğinden itibaren faiz verilebilir.

	Taraflar arasındaki boşanma ve manevi tazminat davasından dolayı
 yapılan yargılama sonunda Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın faiz
 hususundaki isteğin reddine dair verilen 14.11.1990 gün ve 155-680 sayılı
 kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2.
 Hukuk Dairesinin 1.10.1991 gün ve 8574-11849 sayılı ilamı ile (...Medeni
 Kanunun 143/2. maddesi boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz
 karı veya kocanın şahsi menfaatlerini ağır bir suretle haleldar etmiş ise
 hakim manevi tazminat namıyle muayyen bir meblağa hükmedebilir" hükmünü
 getirmiştir.
	Dava 3444 sayılı yasanın ek 1/C maddesinde ifadesini bulan fiili
 ayrılığa dayanılarak ikame edilmiştir. Mahkemece de boşanma isteği münhasıran
 bu çerçeve içersinde değerlendirilmiş ve eşlerin 1974 yılından beri ayrı
 yaşadıkları kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir.
	Davalı ise 24.1.1989 tarihli dilekçesiyle Ankara 16. Asliye Hukuk
 Mahkemesinde boşanmadan bağımsız bir dava açmış ve kocasının başka kadınla
 ilişkiye girdiğini bu sadakatsiz tutumun kişilik haklarına saldırı teşkil
 ettiğini vurgulayarak manevi tazminat istemiştir. Görüldüğü gibi manevi
 tazminatın hukuki dayanağını Medeni Kanunun 143/2. maddesi değil Borçlar
 Kanununun 49. maddesi teşkil etmektedir. Artık bu hali ile boşanma dosyası
 ile birleştirilen bu davayı boşanmanın feri niteliğinde görmeye imkan yoktur.
	Aksi düşünce devam ederken eşlerin birbirleri aleyhine nitelikte bir
 dava açamayacakları sonucuna götürürki böyle bir düşüncenin hukuk
 sistemimizle bağdaştırılması mümkün değildir.
	Evlilik birliğinin sağladığı manevi çıkarlar ve mutluluk kişinin
 manevi değerlerindendir. Borçlar Kanununun 49. maddesinin himayesi
 altındadır. Mahkemenin manevi tazminata hükmetmesinde bir isabetsizlik
 yoktur. Ancak birleştirilen dosyada davacı durumda olan kadın manevi tazminat
 yanına faiz de istemiştir. Verilen tazminatın dayanağı haksız fiildir. Bunun
 istenebilmesi için ayrı bir temerrüt ihtarına gerek yoktur. Ne varki
 dilekçede başlangıç olarak bir tarih belirtilmemiştir. O halde işin özelliği
 de dikkate alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize ve kabul
 edilen kısım üzerinde tarife uyarınca vekalet ücretine de hükmedilmesi
 gerekir.
	Temyiz incelenmesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış
 olmakla davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının
 kaldırılması ve hükmün yukarıdaki gerekçe ile  bozulması gerekmiştir..)
 gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
 yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

	Temyiz eden : Davalı vekili

	 	HUKUK GENEL KURULU KARARI

	Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra geregi
 görüşüldü.
	Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık karı-koca
 arasındaki boşanma davası görülmekte iken davalı kadın tarafından harcı
 verilerek davacı koca aleyhine ayrıca açılan manevi tazminat davası nedeniyle
 hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden faize karar verilip
 verilemeyeceği verilmesi halinde başlangıç tarihinin dava tarihi mi yoksa
 boşanma kararının kesinleşme tarihi mi olduğu noktalarında toplanmaktadır.
 Gerçekten B.K.nun 49. maddesinde şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde
 tecavüze uğrayan kişi uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı
 ile bir miktar para ödenmesini dava edebilir" hükmüne yer vermiştir. Genel
 Nitelikteki bu hükümden ayrı olarak boşanma halinde tazminat başlıklı MK.nun
 143. maddesinde özel bir düzenleme getirilmiş ve maddenin 2. fıkrasında
 boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz karı veya kocanın şahsi
 menfaatlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise hakimin manevi tazminat
 namı ile muayyen bir meblağa hükmedebileceği belirtilmiştir. Öncelikle irade
 etmek gerekirki faiz zararın bir rükmüdür. Manevi tazminat isteyen davacı da
 faiz isteğinde bulunmuş ve bu isteğini reddeden yerel mahkeme kararını bu
 nedeni ileri sürerek temyiz etmiştir.
	Olayda faizin başlangıç tarihinin saptanabilmesi için ise harcını
 vererek kocası aleyhine ayrıca manevi tazminat davası açan ve bu davası
 kocası tarafından aleyhine açılmış ve yürütülmekte olan boşanma davası ile
 birleştirilerek birlikte görülen manevi tazminat davasında dayanılan maddi
 vakıaların değerlendirilmesi ile anlaşılabileceği açıktır. 24.1.1989 hakim
 havale tarihli manevi tazminat istemine ilişkin dava dilekçesinde manevi
 tazminat isteğinde bulunan eşin kocasının 3444 sayılı yasa değişikliğinden
 yararlanarak aleyhine açtığı boşanma davası sırasında manevi tazminat isteği
 ile kocası aleyhine ikame ettiği karşılık davanın 10 günlük süre geçirilmiş
 olması dolayısıyla red edilmesi sonucu temyize konu davayı açmak zorunda
 kalınıldığı ifade edilmiştir. Yine dilekçede tazminat davasının tarafları ve
 olayları aynı olması itabariyle boşanma davası ile birleştirilmesi istenilmiş
 ve kocanın başka bir kadınla sürdürdüğü ilişkisini aleni hale getirip
 topluluğa onu kendi eşi gibi takdim ettiği bütün maddi ve manevi imkanlarını
 birlikte yaşadığı kadına verip kendisini yalnızlığa terk ettiğini boşanma
 sonucu ise bu davranışlar nedeni ile uğrayacağı aşikar olan elem ve eziyet
 karşılığı manevi tazminat talebinde bulunduğu duraksamayacak biçimde
 belirlenmiştir. Görüleceği üzere manevi tazminat isteği tamamen MK.nun 143/2.
 maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu istek boşamanın eki niteliğindedir. Kural
 olarak da bu nitelikteki tazminat alma hakkı ancak boşanma kararının
 kesinleşmesi ile doğabilir. Bu itibarla açıklanan hususlar gözetilmeksizin
 kadın leyhine hüküm altına alınan manevi tazminat bedeli üzerinden boşama
 kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize de hükmedilmesi gerekirken
 alacağın bir parçası olup istekte bulunduğu halde faize hükmedilmemesi doğru
 değildir.
	O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır. 
	SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
 kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi
 gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine
 ilk görüşmede çoğunluk sağlanmadığı için 23.12.1992 günü yapılan ikinci
 görüşmede bozmada oybirliğiyle nedeninde oyçokluğu ile karar verildi. 

B.B.Vekili  3.H.D.Baş.  17.H.D.Baş.   1.H.D.Baş.  18.H.D.Baş. 2.H.D.Baş     
İ.T.Pamir   E.Doğrusöz  H.H.Karadoğan  Y.i.Dimici  S.Rezaki   Tahir Alp
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

    Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini