 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E. 1992/1992
K. 1993/143
T. 29.1.1993
* AMACA ULAŞMAK İÇİN GEREKLİ ÖZEN
* YÜKLENİCİ KUSURU
ÖZET : Özen borcu, önceden belirlenemez ve olay meydana gelince somutluk
kazanır.
Onarım en iyi sonucun elde edilmesi için, iş sahibinin, aracı davacı
yükleniciye teslim etmesine karşılık, yüklenicinin beklenen özeni
göstermemesi üzerine amaca erişilmemiş olduğundan, olayda kusurun tamamının
davacı yüklenicide olduğunu kabul etmek gerekir.
(818 s. BK. m. 356/2, 357, 96)
Taraflar arasındaki davanın, (Ankara Ondokuzuncu Asliye Hukuk Hakimliği)nce
görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 12.11.1991
tarih ve 21-386 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından
istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla;
dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davalı Ordu Belediyesi'ne ait CAT 950/B iş makinasının genel bakım ve
onarımının çevrede randıman alınacak şekilde yapılamadığı için Belediye
Encümenince davacıya ait Ankara'daki serviste yapılmasına 7.6.1990 gün ve
1134 sayıyla karar verilmiş, araç bu karar gereğince davacıya teslim edilmiş,
3.8.1990 tarihinde onarım tamamlanmış, davalı İdarece teslim alınan araç 30
saat çalıştıktan sonra bu kez krank kolunu kesmiştir. Bu hususta yanlar
arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı yüklenici; 12.908.390 TL. parça, 5.763.890 TL. işçilik ücreti olmak
üzere toplam 18.672.280 TL.nin tahsilini dava etmiştir. Davalı taraf onarımı
müteakip kısa çalışmadan sonra krank kolu kesmesinin servis hatasından
doğduğunu, yedek parçaların ise kendilerince temin edildiğini bildirip
davanın reddini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna bağlı
kalınarak, işçilik bakımından davacının 50 kusurlu olduğundan bahisle
neticeten 15.622.280 TL.'nin tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş,
bu karar davalı belediye vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, özellikle akdin icra yeri
itibariyle davada Ankara Mahkemesi yetkili olduğuna göre, aşağıdaki bendlerin
dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı yana bir nüshası
tevdi edilen Belediye Encümen kararında aracın genel olarak onarımı
öngörülmüştür. Civar illerde yapılan onarımlardan sağlıklı sonuç alınamadığı
için aracın Ankara'ya nakli göze alınmış, kısa sürede yeni arızalarla
karşılaşılmayacak biçimde bakım ve onarımı amaç edinilmiştir. İşin ehli ve
tacir olduğundan basiretli davranmaya mecbur olan davacı tarafca iş emrinde
yer almadığı halde gerekli görülerek segman ile ana ve kol yataklarının dahi
değiştirildiği bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Bu nedenle, daha önce hatalı
taşlanmış krank kolunun inceleme ve kontrol dışı bırakılmasıyla davacının
kusurlu olduğuna dair bilirkişi mütalaası yerindedir. Ancak, rapordaki kusur
oranı hakim için bağlayıcı değildir. Yüklenici olarak, krankın o haliyle
kaldığı sürece yapılan onarımdan beklenen yararın sağlanamıyacağını davacı,
iş sahibine bildirmekle yükümlüdür (BK. md. 357). Genelde özen borcu da bunu
gerektirir (BK. md. 356/ilk). Niteliği itibariyle özen borcu (davranış borcu)
çok kez önceden belirlenemez, olayımızda olduğu gibi ortaya çıktıkca, ihlal
edildikçe somutluk kazanır. Bu borç dürüstlük kuralından kaynaklanır. BK. nun
96. maddesinde yer alan sorumluluğun özel bir şeklidir. Kanun koyucu
sorumluluğu akdin sonucuna bırakmamış, özel hüküm getirmiş olmakla eser
sözleşmesinde özen borcuna ne denli önem verdiğini göstermiştir. Öğreti ve
uygulamada da yüklenicinin özen borcunun - işin ehli ve tacir olmakla -
işçinin işverene karşı olan özen borcundan daha ağır takdirinin uygun olacağı
görüşü egemendir (BK. md. 356, 325; Prof. Dr. Tandoğan, Özel Borç İlişkileri,
C.2, 2.B, S. 38 vd.; M.T. Öz, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, 1989
B., s. 91; Y. 15. H.D., T. 21.5.1973, E. 319, K. 167; T. 24.1.1991, E. 2793,
K. 148...). Onarımdan en iyi sonucun elde edilmesi için iş sahibinin aracı
Ordu'dan Ankara'ya göndermesi karşısında, yüklenicinin beklenen özeni
göstermemesiyle amaca erişilmemiş olduğundan olayda kusurun tamamının
davacıda olduğunu kabuletmek gerekirken, teknik bilirkişilerin tespit ettiği
-teknik- maddi olgu yanında tayin ve takdiri hakime ait kusur oranına dair
düşüncenin de aynen benimsenmesi doğru olmamıştır.
3- Davalı taraf cevabında parça bedellerinin kendilerince ödendiğini ileri
sürmüştür. Belediye Encümeni'nin 8.11.1990 gün ve 2140 sayılı kararında da
parçaların Belediyece temin edildiği belirtilmiştir. Dava dışı T..........
Firması'ndan doğrudan Belediye Başkanlığı adına tanzim edilmiş fatura
örnekleri dosyaya davacı tarafca ibraz edilmiştir. Davada talep edilen parça
bedeli ile cevap layihasında ödendiği ileri sürülen parça bedeli farklıdır.
Tüm bunlar üzerinde mahkemece durulmadan istem gibi parça bedeline
hükmedilmiştir. Oysa, resmi müessese olan davalı Belediyeden ödemeye dair
kayıt ve belgelerin istenilmesi, davacı taraftan varsa imzalı belgelerine
karşı diyeceğinin sorulması, parça bedelleri Belediyece doğrudan faturayı
tanzimeden firmaya ödenmiş ise parçaların davacıya tesliminin araştırılması,
gerekirse konusuna göre bilirkişiden de mütalaa alınarak hükme varılması
gerekirken, noksan incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması da
hatalıdır.
S o n u ç : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle sair temyiz
itirazlarının reddine, iki ve üçüncü bendlerde yazılı nedenlerle temyiz
edilen hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), istek halinde ödediği temyiz
peşin harcının temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29.1.1993 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|