 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/1902
K. 1992/5282
T. 5.6.1992
* ÜCRETİ VEKALET SÖZLEŞMESİ
ÖZET : BK.nun 388 ve HUMK.nun 63. maddelerinde vekaletin kapsamı ve özel
yetkiyi gerektiren haller sayılmıştır. Avukatlık Yasasında da ücreti vekalet
sözleşmeleri gerek miktar ve gerekse içerik bakımından bazı emredici
nitelikteki hükümlerle sınırlamaya tabi tutulmuştur. Yanlar arasındaki
uyuşmazlığın çözümünde bu yasa hükümlerinin vaz edilip sebepleri de gözönüne
alınarak bir sonuca gidilmesi gerekir.
(818 s. BK. m. 388) (1086 s. HUMK. m. 63) (1136 s. Av. K. m. 163, 164)
Taraflar arasındaki alacak ve iptal davasının yapılan yargılaması sonunda,
ilamda yazılı nedenlerden dolayı asli müdahilin davasının kabulüne yönelik
olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi
üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı avukat, davalıların vekili olarak iş ve davalarını takip ederek
sonuçlandırdığını, haksız olarak azledildiğini, sözleşmede kararlaştırılan
ücreti vekalet alacağının tahsili için yaptığı takibe de davalılarca itiraz
edildiğini beyanla itirazın iptaline, alacağın 30 faiz ve 40 icra inkar
tazminatı ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacı avukatın vekilleri Ali tarafından vekil tayin edildiğini,
taşınmazlarının yarısını istemeleri nedeniyle haklı olarak azledildiklerini,
azilden sonra davaya konu ücret sözleşmesinin iki vekil arasında sırf
kendilerini zararlandırmak amacıyla yapılmış olduğunu takiple öğrendiklerini,
kendilerini bağlamıyacağını, geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar
verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, borçlu davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline,
takibe konu 6.875.000 TL. alacak ile asıl alacak üzerinden hesaplanan
2.000.000 TL. icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş,
hüküm; davalılarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
göre davalıların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz
itirazlarının reddi gerekir.
2- İddia, savunma ve toplanan delillerden davalıların, başkalarını da tevkil
etme yetkisi vererek dava dışı avukat olmayan Ali isimli kişiyi 26.4.1985 ve
12.8.1985 tarihli iki ayrı vekaletname ile vekil tayin ettikleri, bu kişinin
de mevcut yetkisine dayanarak 14.8.1985 tarihinde davalılar vekili sıfatıyla
davacıya vekaletname verdiği ve yine davalılar vekili olarak davacı avukat
ile davaya konu 15.9.1985 tarihli avukatlık ücret sözleşmesini imzaladığı
anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken sorun, tevkil yetkisini
haiz vekilin tayin ettiği ikinci vekil ile müvekkilleri adına
vekaletnamesinde bu konuda özel yetkisi olmamasına rağmen ücreti vekalet
sözleşmesi yapıp yapamayacağı ile yapılmış sözleşmenin müvekkilleri bağlayıp
bağlamıyacağında toplanmaktadır. BK.nun 388 ve HUMK.nun 63. maddelerinde
vekaletin kapsamı ve özel yetkiyi gerektiren haller sayılmıştır. Avukatlık
Yasasında da ücreti vekalet sözleşmeleri gerek miktar ve gerekse içerik
bakımından bazı emredici nitelikteki hükümlerle sınırlamaya tabi tutulmuştur
(Av. Kanununun 163 ve 164. maddeleri). Yanlar arasındaki uyuşmazlığın
çözümünde bu Yasa hükümlerinin vaz ediliş sebepleri de gözönüne alınarak bir
sonuca gidilmesi gerekir.
BK.nun 388 ve HUMK.nun 63. maddelerinde özel yetkiyi gerektiren haller olarak
sayılan hususların tahdidi olup olmadığının değerlendirilmesinin
yapılmasında, tahdidi olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İşlemin müvekkil
bakımından arzettiği önemden dolayı o işlem içinde özel yetki verilmesi
gerektiği sonucuna varılabilir. Nitekim, anılan yasa maddelerinde sayılan tüm
haller müvekil açısından işlemin niteliği de nazara alındığında önem arzeden
hususlardır. Öneminden dolayı özel yetkiyi gerektiren hallere benzerliği
dolayısıyle vekilin müvekkili adına yargılamanın iadesini isteyebilmesi,
konkordato teklif veya kabul edilebilmesi, iflasını istiyebilmesi, kişiye
bağlı haklara ilişkin dava veya taleplerde bulunabilmesi için özel yetki
gerektiği doktrinde ve bazı özel hükümler taşıyan yasalarda kabul edildiği
gibi, uygulamada da hakimler aleyhine tazminat davası açabilmesi için vekilin
vekaletnamesinde bu konuda özel yetki aranmaktadır (Müderrisoğlu, Avukatlıkta
Vekalet ve Ücret Sözleşmesi, Sh: 48-49; Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:
I, Sh: 845; 4.2.1959 Th., 14/6 sayılı Tevhidi İçtihat Kararı). Özellikle,
davaya vekalette ikinci vekilin verdiği avukatlık hizmetine karşılık alacağı,
vekalet ücretinin miktarı, müvekkiller için önemli olabilir ve bu önem
dereceside kişiye, her somut olaya göre değişir. Objektif ölçülerle tesbiti
de mümkün değildir. Bu nedenlede müvekkillerin ödenecek ücreti işin başında
bilmelerini sağlamak amacıyle Avukatlık Yasasının 164/1. maddesiyle ücretin
belli bir miktarı kapsaması gerektiği hükmü getirilmiş, olmakla ücreti
vekaletin müvekkiller için önemli olduğu kabul edilmiştir. Öte yandan, anılan
yasa kamu yararı ve avukatlık mesleğinin disipline edilmesi amacıyla
avukatlık ücret sözleşmesinin yapılmasında özellikle kararlaştırılacak ücret
açısındanda başka sınırlamalar da getirmiştir (Av. Kanununun 163/4, son,
164/2-3, 171. maddesi gibi). Kaldı ki vekilin vekaletnamesinde özel yetki
olmadan tekvil ettiği avukatla ücret sözleşmesinin yapabileceğinin kabulü
istismara da neden olabilecektir. Yasa bunuda önlemeye çalışmaktadır. Bu
durumda vekilin, vekaletnamesinde açık yetkisi olmadan müvekkili adına
avukatlık ücreti sözleşmesi yapamıyacağının kabulü gerekir.
Somut olayda, başkalarının tevkile yetkili ilk vekil Ali'ye verilen
vekaletnamelerin hiç birinde ücreti vekalet sözleşmesi yapma yetkisi olmadığı
gibi, müvekkilleri borçlandırmaya da yetki yoktur. Bu durumda ilk vekilin
yetkisi olmadığı halde ikinci vekil ile yaptığı avukatlık ücret sözleşmesi
geçersizdir. Davalı müvekkilleri bağlamaz. Bu nedenle de davacı bu sözleşmeye
dayanarak sözleşmede kararlaştırılan ücreti davalılardan istiyemez. Ne varki,
davacı vekil vekaletname gereği üstlendiği vekalet görevini ifa etmiştir.
Avukatlık Kanununun 163/son maddesi gereğince, davalılar Asgari Ücret
Tarifesi gereğince hesaplanacak miktarı davacıya ödemekle yükümlüdürler.
Mahkemece yapılacak iş; veraset davaları nedeniyle tarifeye göre bulunacak
miktarlar ile tapudaki intikal işlemleri içinde tarifedeki benzer durumlar ve
avukatın sebkeden emeği de nazara alınarak takdir edilecek miktar toplamına
hükmetmektir. Mahkemece, açıklanan yönler gözardı edilerek yazılı şekilde
karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Davacı, takip talepnamesinde 5.000.000 TL. asıl alacak, 1.875.000 TL.
işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.875.000 TL. alacağın takip tarihinden yasal
faizi ile tahsilini istemiştir. Mahkemece, itirazın iptaline karar verilmiş
olmakla BK.nun 104/son maddesi hükmüne aykırı olarak temerrüt faizi 1.875.000
TL.ye takip tarihinden itibaren ayrıca faiz tahakkuk ettirmiştir ki bu yön de
kabul şekli bakımından usul ve kanuna aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
S o n u ç : Bir nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz
itirazlarının reddine, iki ve üç nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz
olunan hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde
iadesine, 5.6.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|