 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1992/18589
K. 1993/2075
T. 15.2.1993
* KİRA SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ
* GÖREV
ÖZET : HUMK.nun değişik 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu
dava ve işler açıkca belirtilmiş bulunmaktadır. Kira sözleşmesinin iptali
davaları anılan yasa maddesinde sayılan davalardan değildir. Bu durumda
davanın değer ve miktarına göre mahkemenin görevi belirlenmelidir.
Kira sözleşmesinin iptali davalarında mahkemenin görevi iptali istenen
sözleşmede tayin edilen süreye ilişkin kira parası ile kira alacağı
istenilmesi halinde alacak miktarının idaresiyle elde edilecek miktara göre
belirlenir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup hakim tarafından öncelikle ve re'sen
dikkate alınması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 1, 2, 8)
Dava dilekçesinde kira sözleşmesinin iptaliyle 1.700.000 lira kira bedelinin
faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece
davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, 1.7.1988 tarihli kira sözleşmesinin geçersiz olduundan bahisle iptali
ve birikmiş 1.700.000 lira kira karşılığının tahsili istenmiştir.
Mahkemece, iddiaların aksine sözkonusu kira sözleşmesinin geçerli olduğunun
belirlendiğinden bahisle neticeten kabule şayan görülmeyen davanın reddine
karar verilmiştir.
İptali istenen 1.7.1988 tarihli kira sözleşmesinin 10 yıl süreli ve yıllık
kira parası miktarının da 1.200.000 lira olduğu anlaşılmaktadır.
HUMK.nun değişik 8. maddesinde, hangi davaların sulh hukuk mahkemesinde
bakılacağı diğer bir anlatımla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu dava ve
işler açıkca belirtilmiş bulunmaktadır.
Belirtilen şekliyle bu dava, anılan yasa maddesinde sayılan davalardan
değildir.
Öyle olunca da, davanın değer ve miktarına göre mahkemenin görevinin
belirlenmesi gerekir.
Bu tür davalarda mahkemenin görevi ise, iptali istenen kira sözleşmesinde
tayin edilen süreye ilişkin kira parası ile ayrıca istenen kira alacağı
miktarları toplamına göre tesbit edilmek gerekir ki, oda 13.700.000 lira
tutar ve böylece davanın miktarı 13.700.000 lira olmakla anılan yasa
maddesinin ilk fıkrasında öngörüldüğü üzere ve 20.12.1989 olan dava tarihi
itibariyle sulh hukuk mahkemesinin 500.000 liralık görece sınırını aşar.
Daha önce asliye hukuk mahkemesince verilen ve temyizsiz kesinleşen
görevsizlik kararı da, sözedilen yasanın değişik 25. maddesinin son fıkrasına
göre bağlayıcı değildir.
O halde; belirtilen kural ve ilkeler doğrultusunda öncelikle görev yönünden
gözetilerek davaya görevli olan asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava
dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu cihet
düşünülmeksizin davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya
aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve şimdilik
diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve peşin ödediği temyiz
harcının istek halinde temyiz edene iadesine 15.2.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|