 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:1992/18-715
K:1992/740
T:16.12.1992
ÖZET: Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin (f) bendi uyarınca,
kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi
kullanılması halinde getireceği net gelire göre taşınmazın belirlenen
değerinin, ayrıca aynı maddenin (i) bendine göre arttırılabilmesi için,
arttırma unsuru olan "objektif ölçülerin" açık, seçik, tüm nitelikleri ile
belirtilmesi yanında bu ölçülerin, araziye getirdikleri katkıların ne olduğu
ve arazi değerini hangi nedenlerle etkilediklerinin açıklanması gerekir.
Yasada öngörülen "objektif ölçülerin" arazinin (f) bendinde açıklandığı gibi
olduğu şekli ile kullanılması haline yönelik olmaları zorunlu olup, ileride
gelişebilecek kültürel ve sosyal faaliyetler, bu objektif ölçüler kapsamında
mütalaa edilemez.
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin arttırılması" davasından
dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara Yirminci Asliye Hukuk Mahkemesi)nce
davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.9.1991 gün ve 366-466 sayılı kararın
incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk
Dairesi'nin 20.12.1991 gün ve 344-365 sayılı ilamı ile; (...Hükme esas alınan
bilirkişi raporunda Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin (i) bendi dikkate
alınarak esas itibariyle buğday, bostan ekilen tarlanın diğer objektif
ölçüler nazara alınarak bilimsel metodla tesbit edilen değeri 300 oranında
arttırılmıştır.
Bilirkişinin objektif arttırıma dayanarak gösterdiği hususlar,
taşınmazın Ankara'ya 22 km., Ankara-İstanbul karayoluna da 500 metre mesafede
olduğu, ayrıca gelecekte alt yapı hizmetlerinden ve kültürel ve sosyal
faaliyetlerden de yararlanabilecek konumda bulunduğu hususlarıdır. Ankara'ya
ve Ankara-İstanbul karayoluna olan mesafeler 300 oranında objektif değer
arttırımına neden olamıyacağı gibi yararlanılabilecek alt yapı hizmetleri ile
sosyal ve kültürel faaliyetlerin ne olduğu veya olabileceği
belirtilmediğinden genel nitelikte sözler olup 11. maddenin (i) bendindeki
objektif ölçü niteliklerini de yansıtmamaktadır. Anılan maddenin (f) bendine
göre arazi niteliğinde olan taşınmazın değerinin tesbitinde, kamulaştırma
tarihindeki mevki ve şartlara göre ve "olduğu gibi kullanılması" halinde
getireceğine net gelir esas alınır. Taşınmazın karayoluna ve şehire uzaklık
veya yakınlığı ancak tarımsal faaliyet kapsamı içinde (i) bendi uyarınca
belli oranda arttırıma tabi tutulabilir. İleride gelişebilecek kültürel ve
sosyal faaliyetlerin tarım arazisinin değerine bir katkısı düşünülemez.
Bundan ayrı 11. maddenin (i) bendine dayanılarak ve objektif ölçüler
ileri sürülerek değerin arttırımına gidilirken tarım arazisinin asıl değer
belirleme ölçülerinin (f) bendinde yer aldığı, (i) bendinin tali bir arttırım
(veya indirim) unsurlarını içerdiği gözden ırak tutulmamalı ve bu bende göre
yapılan arttırımın asli unsurlara dayalı olarak belirlenen değerin katlarını
oluşturacak oranda olmamasına dikkat edilmelidir.
Yukarıdaki hususlar gözetilmeden ve 11/i bendinin amacı da aşılarak
objektif ölçüler nedeniyle değerin aşırı oranda arttırılması usul ve Yasaya
aykırı görülmüştür...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,
yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
Özel Daire bozma ilamında da değinildiği üzere, Kamulaştırma Kanununun
11. maddesinin (f) bendi uyarınca, kamulaştırma tarihindeki mevkii ve
şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelire
göre, taşınmazın belirlenen değerinin, ayrıca aynı maddenin (i) bendine göre
arttırılabilmesi için arttırma unsuru olan "objektif ölçülerin" açık, seçik,
tüm nitelikleri ile belirtilmesi yanında bu ölçülerin, araziye getirdikleri
katkıların ne olduğu ve arazi değerini hangi nedenlerle etkilediklerinin
açıklanması gerekir. Bunun yanında Yasada öngörülen "objektif ölçülerin",
arazinin (f) bendinde açıklandığı gibi olduğu şekli ile kullanılması haline
yönelik olmaları zorunlu olup, ileride gelişebilecek kültürel ve sosyal
faaliyetler, bu objektif ölçüler kapsamında mütalaa edilemez. Arazinin Yasada
öngörülen şekilde dekar başına düşen yıllık net geliri bulunduktan sonra
değerinin bilimsel yöntemle belirlenmesi için uygulanacak kapitalizasyon
faizi oranının ( 3-15 arası) seçilmesinde belirleyici olan unsurların da,
"objektif ölçüler" kapsamında olmadığı açıktır. Çünkü aynı unsurun taşınmazın
bedelinin tesbiti işleminde iki kez değerlendirilmesi mümkün değildir. Bunun
sonucu olarak, davaya konu taşınmazla ilgili, "objektif ölçüler" uyarınca
arttırım, ancak taşınmazın Ankara-İstanbul Oto yoluna ve Ankara'ya yakın
denebilecek mesafede olması nedeni ile mümkün olabilecektir. Bu da bu
unsurların taşınmazın "kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına" ve
"olduğu gibi kullanılması" haline ek katkıda bulunan, bunlara paralel
objektif ölçüler olarak değerlendirilmelerinden kaynaklanmaktadır.
Diğer taraftan, Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin (i) bendine göre
"diğer objektif ölçüler" nedeni ile, bilimsel metodla bulunan değerin
arttırılması gereken hallerde bu arttırım oranının, uygulanan bilimsel
metodun öğelerini anlamsız kılacak veya onları bertaraf edecek ölçüde
olmamasına dikkat edilmelidir. Arazilerde bedel, esas itibariyle maddenin (f)
bendine göre belirlendiği, asıl değeri belirleyen öğelerin bu bentde yer
aldığı nazara alınmalı, bunun dışında (i bendindeki) arttırımların temel ve
esas alınan ögelere göre yapılan asıl değeri anlamsız kılacak oranlarda
yüksek olmamasına özen gösterilmelidir. Gerçekten taşınmazın (f) bendinde
sözü edilen "mevkii ve şartları" ve "olduğu gibi kullanılması halinde
getireceği net gelir" esas alınacağı cihetle bu net gelirin bulunması için
yapılan uygulama; taşınmazın coğrafi ve topoğrafik konumu, toprak yapısının
sulanabilir olup olmadığı, verim düzeyini, ekilebilecek ürünün cinsini ve
verimini, yetiştirme masraflarını ve daha birçok öğenin araştırılıp
saptanmasını öngörmektedir. Böylesine ayrıntılı bir araştırma ve hesap
işlemlerinden sonra gene kendi içerisinde bir çok ögeyi içeren kapitalizasyon
faiz oranının da seçilip ( 3-15 arasında değişen) yıllık net gelire
uygulanmasının ardından, bilimsel yöntemle bulunan değerin, (i) bendine göre
"objektif ölçüler" nedeni ile arttırma oranının yüksek tutulması yukarıda
açıklanan ve Yasa hükümlerinden kaynaklanan maddi unsurların, nihai değerdeki
etkilerini ortadan kaldıracağı cihetle Yasaya aykırı bir sonucun doğmasına
neden olacaktır.
Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere "objektif ölçüler" nedeni ile,
bilimsel metodla bulunan değer artırılırken mutlaka objektif nedenlere
dayanılmalı, bu nedenler açık ve gerekçeli olmalı, taşınmazın (f) bendine
göre değerlendirilmesinde ya da kapitalizasyon faiz oranının seçilmesinde
dikkate alınmamış olmalıdır.
Bu arada, direnme kararında yer alan ve "bilirkişilerin ihtisasına
giren konularda onlara müdahale edilmemesi" gerektiği görüşüne yer veren
gerekçeye de değinmekte yarar görülmüştür. Her şeyden önce Hakim,
bilirkişilerin mütalaası ile mutlak anlamda bağlı değildir. Hukuki konulara
ilişkin hususlar ise her zaman Hakimin denetimindedir. Kamulaştırma Kanununun
11. maddesinin (i) bendinin uygulama yeri olup olmadığı, uygulanacaksa hangi
haller nedeni ile uygulanacağı ve uygulama kapsamı ile sınırı hakim
tarafından takdir edilir. Çünkü bu hususlar Yasa hükümlerinin yorumu ile
ilgili olup, bilirkişinin teknik bilgisi kapsamında değildir. Kamulaştırma
Kanununun 11. maddesi taşınmazların değerlendirilmesinde ve gerçek
kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde bilirkişilere görev vermiş ise de, bu
hal genel hüküm niteliğindeki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275.
maddesine, Kamulaştırma Kanunu uygulamasında da uyulması zorunluluğunu
ortadan kaldıramaz.
Bu nedenlerle, yukarıdaki açıklamaların ışığında, inceleme konusu
somut olayla ilgili olarak, mahkemece yapılacak iş yürütülen tahkikatın
yeterli olduğu da dikkate alınarak, keşifler sonucunda düzenlenen bilirkişi
raporlarından, taşınmazın, 11. maddenin (f) bendine göre ve bilimsel metodla
bulunan değeri yönünden uzlaştırıcı olan 6.8.1991 tarihli olanına itibar ile
bu raporda 6.041 TL. olarak bulunmuş, metrekare fiyatın yukarıda
uygulanabileceği belirtilen objektif ölçülerin niteliği ve dava konusu
taşınmazın değerine katkısı dikkate alınarak misli (l00'ü) geçmeyen bir
oranda arttırılıp bu değer esas alınmak suretiyle diğer unsurlar ile birlikte
hesaplanacak arttırıma karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Daire
bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde, usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz
peşin harcının geri verilmesine, 16.12.1992 gününde, oybirliğiyle karar
verildi.
Birinci Başkanvek. 5.Hukuk D.Bş. 3.Hukuk D.Bş. 17.Hukuk D.Bş
İ.Teoman PAMİR A.H.Karahacıoğlu E.Doğrusöz H.H.Karadoğan
1.Hukuk D.Bş. 18.Hukuk D.Bş. 20.Hukuk D.Bş. 2.Hukuk D.Bş.
Y.İ.Dimici S.Rezaki F.Atbaşoğlu T.Alp
Ö.Göknar 4.Hukuk D.Bş.V. M.F.Ildız S.Dinçaslan
M.C.Keskin
M.Demirtürk R.Aslanköylü M.Elçin 15.Hukuk D.Bş.V.
Y.Akman
M.S.Atalay 19.Hukuk D.Bş.V. Ç.Aşçıoğlu I.Ulaş
Y.M.Günel
16.Huk.D.Bş.V. E.Özkaya N.Yavuz Ş.D.Kabukçuoğlu
N.Durak
S.Atabek M.Çetin K.Öge S.Uysal
M.Tunaboylu M.Yıldız Ş.Yüksel M.H.Surlu
C.Dikmen M.Kaşıkçı O.C.Yüksel O.G.Çankaya
İ.Yanıklar H.Mustafaoğlu H.Erdoğan İ.N.Erdal
M.Aydın
|