 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
20.HUKUK DAİRESİ
Esas: Karar:
1992/17369 1994/1232
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 20.08.1991
NOSU : 1988/45-1991/113
DAVACI : Ayşe Kaya
DAVALI : Hazine-Ktk.-Emine Suna ve Ark.
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan
duruşması sonunda; davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtayca
incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan
temyiz dilekçesinin kabülüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm
belgeler incelenerek, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce
orman tahdidi yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu hususta
araştırma yapılmamıştır. Tahdit yapılmışsa; kural olarak, bir yerin orman
olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir.
Ancak, bu sınırlandırmada 4785 Sayılı Yasa hükümlerinin nazara alınmış olması
halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Zira, 3116 Sayılı Yasa, sadece devlet
ormanlarını belirlemiş olup; bu yasaya göre, 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe
girdiği 13.07.1945 tarihden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup
kesinleşen tahdit haritaları, sınır dışında kalan taşınmazların orman
niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki
taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 Sayılı Yasalara göre
çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde
sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın
devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan
yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin
koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, öncelikle orman sınırlandırılması 4785 Sayılı Yasa
hükümleri nazara alınarak yapılmış ise, haritası uygulanmak suretiyle;
sınırlandırma, 4785 Sayılı Yasa hükümleri nazara alınmadan, 3116 Sayılı
Yasaya göre yapılmış ve taşınmaz, tahdit sınırları dışında kalıyor ise veya
sınırlandırma hiç yapılmamışsa, memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve
varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip; önceki bilirkişi dışında;
serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman bilirkişi
aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli yer ile birlikte çevre
araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazın ne şekilde
nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki
durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı
sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa
Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve
13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu
yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki
orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan
yer olduğu düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi
raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3402 Sayılı Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı kısıtlamalar ile
ilgili araştırmanın davacı ve mirasbırakan yönünden yapılıp, sonucunun
gözetilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11/02/1994 günü oybirliği ile
karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
F.Atbaşoğlu M.Y.Aygün G.Nazlıoğlu O.C.Yüksel B.Doğan
|