 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
YARGITAY
1.HUKUK DAİRESİ
Sayı :
Esas Karar
------- -------
1992/15020 1993/2257
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi :Bursa 4.As.H.H.
Tarihi :17.9.1992
Nosu :500/664
Davacı :Fehime Ege
Davalı :Kemal Şahin
Üçüncü Şahıs :
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali, tescil
davasının yapılan yargılamasında Mahkemece, davanın reddine dair verilen
kararın davacı tarafından temyizi üzerine dosya incelendi,gereği görüşülüp
düşünüldü:
KARAR
Davacı, birleştirilerek görülen davaların dilekçelerinde; miras
bırakanı (babası) Mümin Karamısır'ın sağlığında davaya konu iki adet apartman
dairesini mirastan mal kaçırmak amacıyla oğlu Fevzi'nin kayınpederi olan
davalıya muvazaalı biçimde temlik ettiğini ileri sürmüş; iptal ve tescil
isteğinde bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, yanlar
arasındaki uyuşmazlık 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı Yargıtay İnançları
Birleştirme Kararında ifadesini bulan "muris muvazaası" niteliğindeki bir
işlemin eldeki dava yönünden gerçekleşip gerçekleşmediği noktasından
kaynaklanmaktadır.
Gerçekten, anılan İnançları Birleştirme Kararında (...Bir kimsenin
mirasçısını, miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, gerçekte bağışlamak
istediği, tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde ifadesini satış
doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi
olsun yada olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış
sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim
koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri...)
öngörülmüştür.
Somut olayda, davacı miras bırakanın kızı, davalı ise oğlunun
kayınpederidir. Çekişmeli iki adet apartman dairesinin tapuda gösterilen
değerleri ile gerçek değerleri arasında, dört kata varan bir oransızlığın
bulunduğu, uzman bilirkişilerin ek raporlarında bildirilmiştir. Davalı,
kendisine re'sen tamamlayıcı yemin verilinceye değin tapuda gösterilen
değerden fazla bir para ödediğini savunmamıştır. Esasen, dinlenilen
tanıkların sözlerinden murisin mal satmaya, halen iki dairesini peşpeşe
satmaya ihtiyacı olmadığı anlaşılmaktar. Kaldıki, temlik tarihlerinde bu
miktar bir paranın ödendiğine ilişkin herhangi bir belge (banka dekontu gibi)
dosyaya getirilmiş değildir. Bunun yanısıra temlik tarihlerinden yaklaşık
altı ay sonra ölen murisin terekesinden bu satışları doğrulayacak bir para
çıktığı da ileri sürülmemiştir. Satış parasının tedavi masraflarına
harcandığı savunulmuş ise de; bu husus dahi belgelenmemiştir.
Bilindiği üzere, hakim deliller yararına hüküm vermeye daha elverişli
olan tarafa re'sen yemin teklif eder. (H.U.M.K.nun Md. 356)
Hal böyle olunca, dosya içeriğinin ve toplanan delillerin, "muris
muvazaası" iddiasının doğrulandığı gözetilerek, davanın kabulüne karar
verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek ve
tamamlayıcı yemine başvurulmak suretiyle red kararı verilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden
ötürü H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın
temyiz edene geri verilmesine 25.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Y.İ.Dimici C.Çetiner K.Öztekin O.Uzgören E.K.Kurşun
|