 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/1501
K. 1992/2064
T. 13.5.1992
* MENFİ TESBİT DAVASI
* GAYRİMENKUL SATIŞ AKDİ
* GAYRİMENKULÜN FERAĞI
ÖZET : Protokolün düzenleme tarihi ile ferağ akdinin gerçekleştiği tarih
arasında geçici süre, veraset belgesinin alınması ve diğer ferağa takaddüm
eden işlemlerin tamamlanması yönünden muhik bir süredir. Alıcının bu süreyi
beklemeksizin, satış protokolünden 10 gün sonra satıcının temerrüdü
oluşmaksızın kendisine teminat olarak verilen senedi icra takibine koyması
haklı sayılmaz.
(2004 s. İİK. m. 72) (743 s. MK. m. 213)
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda
yazılı nedelerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün
süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
Dosyada mevcut olup, davalıların taraf bulunduğu 31.7.1989 tarihli protokole
göre davalılardan Recai tarafından diğer davalı Mehmet'e yapılan gayrimenkul
satış akdinin normal prosedür içinde gerçekleşmesi yönünden, davacı Zeki'nin
satıcının fiilinin taahhüt ettiği ve bu konuda davaya konu senedi teminat
olarak verdiği anlaşılmaktadır. Gayrimenkulün alıcısı olan davalı Mehmet
satış işleminin gerçekleşmediği nedeniyle elindeki teminat senedini,
10.8.1989 tarihinde icraya koyarak davacı hakkında takibe geçmiş olmakla
davacı tarafından 24.8.1989 tarihinde işbu menfi tesbit davası açılmış ve
daha sonra 12.9.1989 tarihinde gayrimenkulün ferağı gerçekleşmiş, iki gün
sonrada 14.9.1989 tarihinde davalı Mehmet icra takibine konu ettiği senedi
davacıya iade teklifinde bulunmuştur. Görülüyor ki protokolün düzenlenme
tarihi ile ferağ akdinin gerçekleştiği tarih arasında geçen süre, veraset
belgesinin alınması ve diğer ferağa takaddüm eden işlemlerin tamamlanması
yönünden muhik bir süredir. Alıcının bu süreyi beklenmeksizin, satış
protokolundan 10 gün sonra satıcının temerrüdü oluşmaksızın kendisine teminat
olarak verilen senedi icra takibine koyması haklı sayılmaz. Bu takibe karşı
davacının açtığı dava sırasında ferağın gerçekleşmesi üzerine konusu kalmayan
davanın yargılama giderinden HUMK.nun 421. maddesi hükmünce davalıların
sorumlu bulunması gerektiği halde, mahkemece davacı uhdesinde bırakılması da
isabetsizdir.
S o n u ç : Yukarıda yazılı nedenle kararın davacı yararına (BOZULMASINA),
peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.5.1992 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|