 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
E. 1992/15-649
K. 1992/732
T. 09-12-1992
Özet : İnşaatlarda mesaha noksanlığının eksik iş olduğunun,
yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğinin, davacıya teslim edilen
bağımsız bölümde mekan küçüklüğünden ötürü borcun kısmen ifa edildiğinin
kabul edilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; (Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen
25.12.1990 gün ve 1990/57-539 sayılı kararın incelenmesi davacılardan Şükran
vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbeşinci Hukuk Dairesinin
16.10.1991 gün ve 1991/1246-4846 sayılı ilamı ile; (... Dosya kapsamına göre
davacı Şükran'ın dükkanının 75.62 m2 yapılması gerekirken 17.62 m2.'lik bir
noksanla teslim edildiği ve yapı kullanma izninin 19.3.1985 tarihinde
alındığı davanın ise BK.nun 363/2. maddesinde öngörülen beş yıllık süre
geçirilmeden 13.2.1990 tarihinde açıldığı ve böylece olayda dava
zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Bunun dışında, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, eserdeki
ayıplardan dolayı teslim alınırken ihtirazi kayıt ileri sürülmesi gerekmesine
karşılık noksan teslim edilen eserin zamanaşımı süresi içinde bedeli
istenebileceğinden ve dükkanın küçük yapılması eksik işe girdiğinden ve bunun
için bir ihtirazi kayıt dermeyanına lüzum bulunmadığından mahkemece işin
esasına girilerek bir karar verilmelidir. Ancak, alacağın miktarı
hesaplanırken davacının bu hakkını uzun zaman kullanmamak suretiyle davacının
zararının artmasına neden olduğu hususu da nazara alınmalıdır (BK. 98, 44
md.). Bu nedenle sözkonusu alacağın hesabında binanın teslimi gereken
tarihten itibaren davacının hakkını kullanması için geçecek makul bir süre
sonraki rayiçler dikkate alınarak zarar bulunmalıdır.
Mahkemenin bu hususta yanılgıya düşürek davacı Şükran'ın davasının
reddine karar vermesi doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya
yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki
kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacılardan Şükran vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Yanlar arasındaki uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden
doğmuştur. Yargıtay Özel Dairesi ile mahkeme arasındaki görüş ayrılığı,
davacı arsa sahibine ait dükkanın sözleşmede kararlaştırılan 75.62 m2. yerine
17.62 m2 küçük olarak 58 m2. yapılmasının "eksik iş" mi, yoksa "ayıp" mı
olduğu noktasında toplanmaktadır.
Kentleşmeyle birlikte giderek yoğunluk kazanan "arsa payı karşılığı
inşaat" adı altında yapılan eser sözleşmelerinde yüklenici, mesleki bilgi ve
deneyimiyle işin sonuçlarını, özellikle ekonomik çıkarını arsa sahibinden
daha iyi değerlendirebilecek durumdadır. Keza yüklenicinin sözleşmede
öngörülenle, imal ettiği eserin değer ve amaca elverişlilik bakımından aynı
olmadığı halllerde, yaratılan farkın başlangıçta arsa sahibinin aynı ücretle
sözleşme yapmasına engel olacağını da bileceği kuşkusuzdur. Kararlaştırılan
edimlerin sözleşmedeki koşullara uygun biçimde yerine getirilmesi "ahde vefa"
(pacta sunt serventa) ilkesi gereğidir. Dürüstlük ve doğruluk kuralına
uyulmuş olması da, noksansız ifayle gerçekleşir. Olayda, davalı yüklenici
akdi yükümlülüğünü bilmesine rağmen eseri isteyerek ve kendi yararına noksan
şekilde yerine getirmekle iyiniyetli sayılamıyacak bir tutum izlemiştir.
Davacıya ait bağımsız bölümün yüzölçümünü cm2.ne değin hesapla işe başlamış,
sonuçta ise 75.62 m2 yerine 58 m2.lik dükkan teslim etmiştir. Bu haliyle de
akdin ihlal edildiği ve gereği gibi yerine getirilmediği açıktır.
Borçlar Kanunu, satış, kira ve eser sözleşmelerinde ayıplı ifayı özel
olarak düzenlemiştir. Bu nedenle ayıplı ifa hallerinde BK.nun 96. maddesine
göre "gereği gibi ifa etmemeye" dayanılarak istemde bulunup bulunulamıyacağı
tartışmalıdır. Federal Mahkeme, eser sözleşmesi dışında 96. maddeye
dayanılabileceğini kabul etmiştir. Yargıtayın da satış akdinde buna uygun
kararları mevcuttur (12. HD. T. 4.4.1974, E. 492 K. 755; T. 16.3.1984, E.
9818, K. 2052). Eser sözleşmesinde de, yüklenicinin kusurlu olması kaydıyla-
iş sahibinin ayıptan ötürü BK.nun 96. maddesine dayanarak yüklenici aleyhinde
dava açabileceğini kabul eden görüşe rastlanılmakla beraber (M.R. Karahasan -
T. Borçlar Hukuku, 1992 B., s. 989 vd. İmar-İnşaat İhale Hukuku, 1979 B., s.
150 vd.) ağırlıklı düşünce, BK.nun 359 ve 362. maddelerinde öngörülen muayene
ve ihbar külfetine katlanmayan iş sahibinin, ayıptan ötürü hakkının düşeceği
şeklindedir (Prof. Dr. H. Tandoğan- Borçlar Hukuku, c. 2, 3. B., s. 160 vd.;
Prof Dr. F.Eren- Borçlar Hukuku, c. 3, 3. B., s. 214 vd; Yr. Dç. Dr.
A.Turanbay A.Ü.H.F. Der., l988-l990, s. 1-4). Davacıya teslim edilen bağımsız
bölümün, kararlaştırılandan küçük yapılmasının ayıp sayılması halinde durum
böyle olmasına rağmen, bu halen eksik iş olarak kabulünde BK.nun 96.
maddesine dayanılarak istemde bulunulabileceği tartışmasızdır. Eksik işte,
noksan ifa halinde teslimde çekince koymaya, muayyene ve ihbara gerek
olmadığı hususunda öğretide halen görüş birliği bulunması bir yana kararlılık
kazanmış yargısal kararlar da bu yöndedir.
Satım ile eser sözleşmesinin ayıba karşı tekeffül hükümlerinde yakın
benzerlik varken, taşınmaz satışında yüzölçümünün eksik çıkmasını ayıp sayan
BK.nun 215. maddesi hükmüne, benzer bir hükme eser sözleşmesinde yer
verilmemiştir. Yüzölçümündeki noksanlığı satıma hasren vasfa ilişkin ayıp
sayan bu hükmün, eser sözleşmesinde de uygulanması gerekmez. Hukuk Genel
Kurulunun 13.11.1957 gün, 4/80 E, 77 Karar sayılı ilamında da, "...Satılan
bir gayrimenkulün yüzölçümünün eksik çıkması durumunun, vasıfla ilişiği
bulunmaması dolayısıyla aslında malın vasfındaki ayıp halindeki tekeffüle ait
hükümlerle bir ilgisinin bulunmaması gerekirdi" denilmekle, genelgede
yüzölçümündeki noksanlığın ayıp sayılamıyacağı görüşü benimsenmiştir. Aksine
düşünce, muayene ve ihbar külfetine ilişkin hükümlerin tacir olmayan
alıcılar- iş sahipleri- için ağır olduğu, muayene biçim ve süreleri için daha
geniş davranılmasının uygun olacağı, aktin gereği gibi yerine
getirilmemesinden dolayı genel hükümlere göre istemde bulunabilme olanağı
tanınmasını savunan yeni görüşlere de ters düşmektedir (Prof. Dr. H.
Tandoğan-Borçlar H., C. 1/1, s. 170 vd).
Anlatılan nedenlerle, inşaatlarda mesaha noksanlığının eksik iş
olduğunun, yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğinin, davacıya
teslim edilen bağımsız bölümde mekan küçüklüğünden ötürü borcun kısmen ifa
edildiğinin kabul edilmesi gerekir. İnşaat davacı arsasında yapıldığından
eseri red olanağı olmayan arsa sahibi, çoğuf teç- taşıyıcı duvarın varlığı
statik hesaplar, komşu bağımsız bölümün el değiştirmesi vs.- zorunlu
nedenlerle aynen ifayı, eksikliğin giderilmesini isteme olanağından da
mahrumdur. Yüzölçümünde noksanlığın fahiş boyutlara ulaştığı ve uygulamada
zaman zaman karşılaşılan üç odalı yerine iki odalı daire teslimi gibi
hallerde ise "değişik eser" in (aliud) varlığı sözkonusudur. Kuşkusuz bu
durumlarda borcun ifasına dair genel hükümlere başvurulabilinecektir (Prof.
Dr. H. Tandoğan - age., 2. c., s. 166; T. öz, İş Sahibinin eser
Sözleşmesinden Dönmesi, 1989 B., s. 94; Dç. Dr. H. Burcunoğlu - H Tandoğan'ın
Hatırasına Armağan, Banka ve T.H.Ar. enstitüsü, Y. 1990 B., s. 286 vd).
Bu itibarla; yüklenici tarafından bağımsız bölümün kararlaştırılandan
küçük yapılması halinde teslimde çekince koymaya, ya da ihbara gerek
olmaksızın eksik ifadan ötürü genel hükümlere göre BK.nun değişik 126/son
maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresinde dava açılabileceği gözönünde
tutularak Özel Daire kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi
doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı
bozulmalıdır.
Sonuç : Davacılardan Şükran vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,
direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen
nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde
temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.12.1992 gününde, oyçokluğu ile
karar verildi.
Birinci Başkanvekili 5.H.D.Bşk. 3.H.D.Bşk. 17.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR A.H.Karahacıoğlu E.Doğrusöz H.H.Karadoğan
1.H.D.Bşk. 18.H.D.Bşk. 20.H.D.Bşk. 2.H.D.Bşk.
Y.İ.Dimici S.Rezaki F.Atbaşoğlu T.Alp
Onama Onama
Ö.Göknar 4.H.D.Bşk.V. M.F.Ildız M.S.Aykonu
M.C.Keskin Onama
Onama
S.Dinçaslan M.Demirtürk R.Aslanköylü M.Elçin
Onama Onama
l5.H.D.Bşk.V. 19.H.D.Bşk.V. Ç.Aşçıoğlu I.Ulaş
Y.Akman Y.M.Günel
l6.H.D.Bşk.V. E.Özkaya Ş.D.Kabukçuoğlu S.Atabek
N.Durak Onama
M.Çetin K.Öge S.Uysal M.Tunaboylu
M.Yıldız Ş.Yüksel A.M.Çiftçi M.M.Aktürk
Onama
C.Dikmen M.Kaşıkçı O.C.Yüksel O.G.Çankaya
Onama
B.Doğan K.O.Şengün İ.Yanıklar H.Mustafaoğlu
Onama Onama
H.Erdoğan İ.N.Erdal M.Aydın
Onama
|