 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
92/13099 93/24
Özet :Terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi
Tasarruf nisabının hesabı
Tenkis davasının incelenme biçimi
Tenkis davası sırasında ölen davalı mirascıları, tencih
haklarını her birlikte aynı yönde kullanmalıdırlar.
Temyiz Eden : Davalı
Taraflar arasındaki davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Tenkis (indirim) davası miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme
bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini
amaçlayan öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.
Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikle koşul, miras bırakanın
ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay
sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden
söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı
terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm
tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye tabi olarak yaptığı
kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın
borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin
defterinin tutulması, mühürlenmesi cenaze masrafları gibi giderlerde
pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur.
Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihe göre
değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. Miras
bırakanın l/4 olan tasarruf oranını aşıp aşmadığı araştırılmalı; tasarruf
oranı aşılmış ise tasarruf niteliğine göre içap ederse kazandırma işleminde
saklı payları zedeleme kastnın bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve
Sübjektif (öznel) unsurları dikkate alınarak belinlenmelidir. Zira tasarruf
oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz
edilemez. Kastın varlığı ayrıca ve dikkatlice yapılacak bir araştırmayla
belirlenebilir.
Tasarruf mutlak olarak tenkise tabi (ölüme bağlı tasarruflar veya
Medeni Kanunun 507.maddesinin l, 2 ve 3. fıkrasında gösterilenler) veya
diğerlerinde mahfuz hisseyi ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılmış
ise, özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken tasarrufu yapan
kimsenin hilafını kasdettiği tasarruftan anlaşılmadıkça...kendilerine...
teberru edilen kimseler mütenesiben tenkise tabidir. (M.K.m.505) kuralına ve
Medeni Kanunun 5l2. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, dava konusu olup
olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını
tamamlamak sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem
sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu
çıkarsa onlardaki hakkkını davacının dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği
gözetilmelidir.
Davalı Zehraya yapılan teberrunun niteliği itibariyle tenkis oranında
bölünmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. O halde davalı Zehra
mirascılarına Medeni Kanunun 506. maddesi uyarınca tercih hakları sorularak
sonucu uyarınca işlem yapılması zorunludur.
Davalı Zehra davanın devamı sırasında 21.2.1983 gününde ölmüştür. Bu
dava sebebiyle mirascıları Hatice, Ferda, Fedai ve Zübideye intikal eden hak
iştirak halinde olup bunlar birlikte hareket etmek zorundadırlar. 26.2.l99l
günlü oturuma yalnızca Ferda ile Fedainin vekil olan Av.Salih Demirel
katılmış Hatice ve Zübide temsil olunmamıştır. Hatice ve Zübideyi temsil
etmeyen Avukatın Ferda ve Fedai adına beyanları sonuç doğurmaz. Medeni
Kanunun 506.maddesi uyarınca tercih haklarını hep beraber aynı yönde
kullanmalır aksi halde tercih hakının davacıya geçeceği yönünde davalılara
tebligat yapılıp mehil verilmeden yazılı şekilde davacının beyanı
doğrultusunda ölüme bağlı tasarrufun aynen taksimine karar verilmesi usul ve
yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, l8.l.l993
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
T.Alp N.Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu H.Dinç F.Kıbrıscıklı
|