 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/13053
K. 1992/7824
T. 21.9.1992
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* DANIŞIKLI İŞLEMİN İPTALİ
ÖZET : Danışıklı işlemin iptali isteği kadastro mahkemesinin görevine giren
bir konudur.
(3402 s. Kadastro K. m. 26, 40)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda;
davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Rasim tarafından süresi içinde
temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 112 parsel sayılı 23220 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz
tapu kaydına dayanılarak Nazif, 113 parsel sayılı 8266 metrekare
yüzölçümündeki taşınmaz da aynı nedenle Rasim adlarına tesbit edilmiştir. 112
nolu parsel tutanağına köy muhtarı ile Nazif itiraz etmişlerdir. Komisyonca;
itirazlarının reddine, ancak 112 nolu parselin askı ilan tarihinden sonra
Aralık 1983 tarih, 4 nolu tapu ile Nazif tarafından oğlu İdris'e
satıldığından bahisle İdris adına tesciline karar verilmiştir.
Rasim, kardeşi İdris'i göstererek açtığı dava ile 112 nolu parselin bir
bölümünün ifrazen iptali ile kendisine ait 113 nolu parsele eklenmesini ve
112 nolu parselin kalan bölümünün de miras bırakan Nazif adına tesciline
karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı Rasim'in kardeşi Şükrü ile
birlikte Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/263 esas sayılı dosyasında danışık
nedeniyle tapu iptali davası açtığını üç ay sonrada kadastro mahkemesinde bu
davayı açtığından derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm
davacı Rasim tarafından temyiz edilmiştir.
1- Çekişmeli 112 nolu parsel tutanağına itiraz eden Nazif, 20.1.1985 tarihinde
öldüğünden komisyon kararı mirasçılarına tebliğe çıkarılmış mirasçılardan
davacı Rasim süresinde açtığı dava ile 112 nolu parselin bir bölümünün
kendisine ait 113 nolu parsele eklenmesini ve miras bırakan babası Nazif'in
İdris'e kadastro tesbitinden sonra tapu ile yaptığı satışın danışıklı
olduğunu ileri sürerek iptal davası açmıştır. Rasim'in 112 nolu parselin bir
bölümünün 113 nolu parsele eklenmesi konusundaki iddiası miras bırakan ve
tutanağa itiraz eden Nazif'e bağlı bir haktan ileri gelmediğinden tutanak
Rasim yönünden kesinleşmiştir. Artık davası kadastro mahkemesinde görülemez.
Rasim'in bu konuya ilişkin davasının görev yönünden reddine, tutanağın onaylı
bir örneği ile dava dosyasının Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar
verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir.
2- Davacı Rasim'in babası Nazif'in taşınmazı danışıklı olarak kardeşi İdris'e
devrettiği, bu nedenle 112 nolu parselin Nazif adına tescili konusundaki
iddiasına gelince; 21.2.1985 günlü komisyon kararı davacı Rasim'e 7.9.1985
tarihinde, kardeşi Şükrü'ye de 19.1.1986 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Komisyon kararı aleyhlerine olan Rasim ve Şükrü karar kendilerine tebliğ
edilmeden 10.6.1985 tarihinden önce Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/263 sayılı
dosyası ile açtıkları davada çekişmeli 112 nolu parsel ile kadastro tutanağı
düzenlenmeyen ve tapuda kayıtlı olan diğer bir taşınmazı babaları Nazif'in
mirasçılarından mal kaçırmak amacı ile aslında bağış yaptığı halde, danışıklı
olarak tapuda satış göstermek suretiyle kardeşleri İdris'e temlik ettiğini,
öncelikle danışıklı işlem nedeniyle tapu kaydının iptalini ve miras bırakan
Nazif adına tescilini, olmadığı takdirde saklı payları oranında tenkise karar
verilmesini istemişlerdir. Davacı Rasim'in kardeşi Şükrü ile 1985/263 esas
numarasıyla Asliye Hukuk Mahkemesine açtıkları davadan sonra 20.9.1985
gününde kadastro mahkemesinde açtığı bu dava ile 112 nolu parselin danışıklı
olarak kardeşi İdris'e devredildiğini ileri sürerek kaydın iptaliyle Nazif
adına tescilini istemiştir. Danışıklı işlemin iptali isteği kadastro
mahkemesinin görevine giren bir konudur. Ne varki; 112 nolu parselin tutanağı
20.7.1982 tarihinde düzenlenmiştir. Danışıklı olduğu ileri sürülen işlem
tutanağın düzenlenmesinden çok sonra Aralık 1983 tarihinde yapılmıştır. 3402
sayılı Kadastro Yasasının 26. maddesinde "Kadastro Mahkemesinde görülmekte
olan dava konusu taşınmaz mal 40. madde uyarınca başkasına devredildiği
takdirde, davaya devralan devam eder" hükmü öngörülmüş isede, aynı Yasanın
26/son maddesi; "....Kadastro tutanağının düzenlenmesi gününden ... sonra
doğan haklara dair ... isteklerinin incelenmesi Kadastro Mahkemesinin görevi
dışındadır" hükmü yer almaktadır. Davacı rasim, tutanağın düzenlendiği
20.7.1982 tarihinde ve danışıklı olduğu ileri sürülen işlemin yapıldığı
26.12.1983 tarihinde taşınmazda hak sahibi değildir. Davacının dava açma
hakkı murisin öldüğü 1.1.1985 tarihinde doğmuştur. Şu hale göre davacı
Rasim'in kişisel hakkına dayalı olarak açtığı danışıklı işlemin iptali ile
taşınmazın Nazif yada mirasçıları adına tescili konusundaki davası tutanağın
düzenlenmesinden sonra doğan hakka dair bir istekdir. O halde dava
dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli Karamürsel Asliye Hukuk
Mahkemesi'ne, tutanak aslı ve eklerinin de Tapu Sicil Müdürlüğüne
gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması
isabetsizdir.
Davacı Rasim'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden
ötürü hükmün (BOZULMASINA), 21.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|