 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1992/1286
K. 1992/5062
T. 16.4.1992
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* VEKALETİN KÖTÜYE KULLANILMASI
ÖZET : Olayları bildirmek taraflara, hukuksal niteleme hakime aittir.
(818 s. BK. m. 390)
Taraflar arasında, görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel
mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından
yasal süre içerisinde temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Davacılar, miras bırakan Zübeyde'nin dava konusu 15 parça taşınmazla ilgili
tapu ve nüfus işlemleri için damadı Yusufhan'a vekalet vermesine karşın
vekilin söz konusu taşınmazları eşi diğer davalı Nahide'ye satış gibi
göstererek temlik ettiğini, miras bırakanın satmayı amaçlamadığını, hata
hileye düşürüldüğünü ileri sürerek iptal ve tescil istemişlerdir. Olayları
bildirmek taraflara, hukuksal niteleme hakime aittir. İddianın ileri sürülüş
biçimi ve açıklanan içeriği itibariyle miras bırakan Zübeyde'nin verdiği
vekaletnamenin incelenmesinden, vekile dava konusu taşınmazları dilediği
kimseye dilediği bedelle satmaya yetkili kılması karşısında hata hileden söz
edilemiyeceği öne sürülebilir isede; vekilin dürüstlük kurallarını gözardı
ederek vekalet verenin zararına hareket ettiği de bildirildiğine göre, davada
vekaletin kötüye kullanılması iddiasına da dayanıldığının kabulü gerekir.
Dilekçede bahsedilen hile tabiri de bu hususu vurgulamak için kullanılmıştır.
Gerçekten vekaletin temsil yetkisi kural olarak vekalet verenin yararına
kullanılmalıdır. Eğer vekil, vekaletnameye dayalı yetkisini kasten müvekkilin
zararına, kendisinin yada düşünce birliğine girdiği başka birinin (ki somut
olayda bu kişi vekilin eşi murisin kızı Nahide'dir) yararına kullandığı
takdirde yapılan işlem temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa bile
vekalet vereni bağlamaz. Böyle bir davranışla vekil, vekalet görevini kötüye
kullanmakta, bilerek vekil ile sözleşme yapan da hakkını kötüye kullanan kişi
durumuna düşmektedir.
Mahkemece, toplanan tüm deliller ve özellikle tanık anlatımlarından davalı
Yusufhan'ın vekalet görevini kötüye kullandığı, yetkisini el ve işbirliği
içerisinde bulunduğu davalı eşi Nahide yararına ifa ettiği, davalı yanın alım
gücünün bulunmadığı duraksamaya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır. O
halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve
miras bırakanın hata, hileye düşürülmediği görüşüyle reddedilmesi doğru
değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan
nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin
harcın temyiz edene geri verilmesine 16.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|