Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



  T.C.
Y A R G I T A Y 
2.Hukuk Dairesi
    Sayı:

ESAS     KARAR 
92/1221  92/3491

	ÖZET : Boşanmanın Fer'i hükümleri hakkındaki sözleşme, hakimin tastiki
 özel biçimdir. Diğer resmi şekillerin yerine geçer.
	İfa imkansızlığı.

        Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda
 mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
 görüşülüp düşünüldü.
	1- Davacının dayandığı sözleşmede bir daire davacıya, birer dairede
 tarafların müşterek çocukları Yeşim, Sibel ve Esra'ya verilmesi taahüt
 edilmiştir. Çocuklar sırası ile l962, l955 ve l970 doğumlu olup bu davanın
 açıldığı l8.4.l990 tarihinde reşittirler. Davacı annenin söz konusu üç daire
 hakkında dava hakkı yoktur. Bu bölüme ilişkin davanın reddi doğru olduğundan
 hükmün bu bölümüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
	2- Davacının kendisine verilmesi taahhüt edilen apartman daireleri
 sebebiyle istediği tazminatın reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
	A) Bu davanın davalısı Nejat'ın açtığı dava sonunda taraflar 6.5.l988
 günlü kararla boşanmışlardır. M.K.nun 3444 sayılı kanunla değişik l34/3.
 maddesinde öngörüldüğü şekilde anlaşmalı bir boşanma söz konusu değildir.
 Mahkemece boşanmayı gerektiren olaylarda her iki tarafıda kusurlu bulmuştur.
 Şu halde taraflar arasında oluşan akti ilişkiyi M.K.nun l43. maddesi uyarınca
 bir tazminat ilişkisi olarak yorumlamak mümkün olmadığı gibi, o davada davalı
 durumunda olan bu davanın davacısı Üniversite öğretim üyesi olduğudan M.K.
 l44. maddesine uygun bir biçimde yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi amacı
 ile bu sözleşmenin yapıldığını da kabul etmek mümkün değildir.
	Bu davaya dayanak yapılan ve boşanma sırasında M.K.nun l50/5. maddesi
 uyarınca hakim tarafından onanan 5.5.l988 günlü sözleşmeyi tamamlar
 nitelikteki 29.2.l988 günlü belgede söz konusu dairelerin gerek davacının ve
 gerekse çocukların ekonomik durumlarını güvence altına almak için verildiği
 anlaşılmaktadır. Bu hali ile sözleşmenin boşanmaya müteferri bir taşınmaz mal
 hibe vaadi olduğu açıkca ortaya çıkmaktadır.
	"Bir gayrimenkulün yahut gayrimenkul üzerindeki ayni bir hakkın
 bağışlanması taahhüdü ancak resmi senetle yapılmış ise muteber olur.
 (B.K.238)
	Her nekadar Tapu Kanunun 26. maddesi uyarınca gayrimenkul hibe
 vaadinin Tapu sicil memurları huzurunda yapılacağı hükme bağlanmış isede
 boşanmaya müteferri sözleşmeler bakımından bakımından kanun vazıı M.K.nun
 l50/5. maddesinde özel bir resmi şekil öngörmüştür. Hakimin tastiki ile
 oluşma şartının yanında ayrıca Tapu Kanunun 26. maddesinde öngörülen resmi
 şekli aramak şeklin konuş amacını aşan ve iş sahiplerini gereksiz zaman, emek
 ve para israfına yönelten ve Anayasanın l4l/4. maddesi ile HUMK.nun 77.
 maddesinde yer alan kurallara aykırı bir davranış olur. Yargıtay Hukuk Genel
 Kurulunda l8.ll.l964 günlü 656/64 sayılı kararında aynı düşünce ile mahkeme
 önünde yapılan sulh akti, taşınmaz mallara ilişkin olsa bile, şekil
 bakımından dahi geçerlidir." demiştir. Şu halde söz konusu sözleşmeyi şekle
 uygun bulunması sebebiyle geçerli kabul etmeyen mahkeme görüşü kabule şayan
 bulunmamıştır.
	B) Mahkeme sözleşmenin ifasının baştan beri imkansız olduğunu
 davacının tazminat istemeyeceğini kabul ederek de davayı red etmiştir.
	Gerçekten Borçlar Kanunun 20.maddesi uyarınca "bir aktin mevzuu gayri
 mümkün olursa... o akit batıldır." Öte yandan ifa akit yapıldıktan sonra
 imkansız olur ve bu imkansızlıkta borçlunun kusuru bulunmazsa borçlu
 borcundan kurtulur. (B.K.ll7) 
	Davacının dayandığı sözleşmede davalı ll66 ada 21 parsel sayılı
 ll7/l600 hissesine sahip olduğu gayrimenkul üzerine inşa edilecek binadan,
 kendi hissesine isabet edecek dairelerden birini davacıya devir etmeyi kabul
 ve taahhüt etmiştir.
	Aktin batıl sayılmaı veya borçlunun borcundan kurtulması için ifa
 imkansızlığının tam ve sürekli olması gerekir. Söz konusu taşınmaz mal
 "l/5000 ölçekli Boğaziçi nazım imar planında kısmen yüksek yoğunlukta kısmen
 orta yoğunlukta konut alanında kısmende yeşil alanda kalmaktadır." (Beşiktaş
 Belediye Başkanlığının 30.4.l991 günlü 91/l939 sayılı yazısı) Görüldüğü gibi
 burada tam bir imkansızlık söz konusu değildir. Henüz l/l000 ölçekli imar
 uygulama planı yapalmaması sebebiyle şimdilik yapı ruhsatı verilmemesi
 sürekli ifa imkansızlığını oluşturmaz. Bu hal borçluyu borcundan kurtamaz.
 Akit geçerlidir.
	C) Borçlu davalının akit sırasında malik olduğu ll7/l600 payını
 sattığı böylece kusuru ile aynen ifayı imkansız kıldığı ileriye sürmüştür.
 Yukarıda işaret edildiği üzere "Borçluya isnat olunamayan haller
 münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sabit olur. (B.K.ll7) Borçla
 davalınınyapını sattığı anlaşıldığı taktirde ifa imkansızlığının borçlununda
 kusurlu davranışından doğduğu ortaya çıkar. Borçlar Kanunun 245.maddesinde
 gösterilen şartların tahakuk ettiği idda ve isbat edilmediğine görede davalı
 davacının tüm zararlarından sorumlu olur. (B.K.96) Davalının kusuru ile aynen
 ifa imkanı kalmadığından davacının ona bir süre vermesine ve temerrüde
 düşürmeyede gerek yoktur. (B.K.l07) Söz konusu taşınmaz malın kaydı
 getirtilip davalının payını satıp satmadığı belirlendikten sonra davalının
 fiili ile ifanın imkansız hale gelip gelmediğinin açığa çıkartılması gerekir.
 
	D) Davalı inşaat yapımından sonra bir daireyi davacıya vermeyi taahhüt
 etmiştir. Bu taahhüt yerine getirilmesi imkanı kalmadığı anlaşıldığı taktirde
 davacının bir zararının henüz doğmadığını kabul mümkün değildir. Davalının
 kusuru ile ifa imkansızlığının tahakuk ettiği anda davacının zararı oluşur.
 Davacının zararı bilirkişi aracılığı ilede tesbit oluşmalıdır. Mümkün
 olmadığı zaman Borçlar Kanunun 98/2. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun
 42/2. maddesi uyarınca zararı belirleme görevinin hakime ait olduğunun
 düşünülmemesi de doğru bulunmamıştır.
	SONUÇ : Davacının 2.fıkrada belirlenen kendi hakkına yönelik temyiz
 itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer üç daireye ilişkin isteğin
 ise l.fıkrada gösterilen sebeple REDDİNE, l0.3.l992 tarihinde oybirliğiyle
 karar verildi. 

BAŞKAN	 	ÜYE	      ÜYE	       ÜYE	     ÜYE
İ.Y.Ömeroğlu    T.Alp         H.Dinç           F.Kıbrıscıklı Ö.Aksoy
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini