 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI
Esas Karar
92/1217 92/1514
Özet:Bir kişinin mirascılığı ehil olup olmadığı miasın açıldığı andaki
vatandaşlık durumuna göre belirlenmelidir.
Temyiz eden:Davalı
Sabriye (Sabriye)Tahsinoğlu ile Ahmet Öztürk arasındaki verasetin
iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm
davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü:
1-"Türk Mahkemelerinde davaaçan...yabancı gerçek ve tüzel kişiler,
yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak
üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar" (2475 sayılı
K.32). Davacı türk asıllı olmakla beraber yabancı bir devlet tabiiyetindedir.
2475 sayılı kanunun 32/2. maddesi şartları araştırılarak, şartlar oluşmamışsa
teminat alınması gerektiği düşünülmeden yargılamaya devam edilmesi doğru
bulunmamıştır.
2-"Tehdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı
olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara
temellük ve tevarüs edebilirler" (Tapu Kanunun 35). Kanun karşılıklılık
esasının ne şekilde belirleneceğini açıklamamıştır.Türk Yabancılar Hukukunun
genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki
devlet arasında uyğulanan ve her birinin ülkelerinde diğerinin vatandaşına
aynı mahiyetteki hakları karşılıklı tanımalarını ifade eder. Bu ilke anlaşma
ile tanıma yanında, iç mevzuat bakımından bir engel koyma biçiminde yazılı
hukukta yer alabilir. Ancak en önemli nokta 28.5.1927 günlü 1062 sayılı
kanunda ifada edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk
uyruklular bakımından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp
sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun belirlenmesidir.
Yabancı ülke MEVZUATIN DA BİR ENGEL OLMAMAKLA BERABER TÜRK VATANDAŞLARININ O
ÜLKEDE TAŞINMAZ MAL EDİNMELERİ ŞU VEYA BU BİÇİMDE FİİLEN ENGELLENİYORSA, Tapu
Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek
mümkün değildir.
Öte yandan edinilecek taşınmaz malın bulunduğu yer bakımından da
durumun araştırılması gerekir. Mesela yabancı ülke kendi sahillerinde
gayrimenkul edinmeyi yalnızca kendi vatandaşlarına hasretmişse, bizim
mevzuatımız bakımından engel olmasa bile sahildeki taşınmaz malın yabancı
tarafından edinilebileceği kabul edilemez.
Tüm bu yönler gözetilerek yetkili mercilerden (Dış İşleri
Bakanlığından) davacının tabiiyetinde bulunduğu ülke MEVZUATI ve uyğulanan
fiili durum sebebi ile Türk vatandaşlarının taşınmaz mal edinmelerine engel
bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.Yalnız hukuki durumu belirleyen
belgeler hükme esas alınamaz. (Y.2.H.D.9.4.l991 günlü 3398-5857 sayılı
kararı). Bu yönler gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
3-"Miras ölümle aşılır" (M.K.522). Şu halde bir kişinin mirasçılığa
ehil olup olmadığını murisin ölüm gününe göre araştırıp, değerlendirmek
gerekir. Murisin füruu İsmet Öztürk ile Meliha Erginin mirasın açıldığı günde
hangi ülke vatandaşı oldukları araştırılıp belirlenmeden ve sonradan Türk
Vatandaşı olmalarının mirasçılığa ehliyeti etkilemiye ceği düşünülmeden eksik
inceleme ile hüküm oluşturulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Davalının temyiz itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün
BOZULMASINA 11.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Üye
İ.Yanıkömeroğlu T.Alp Ş.D.Kabukçuoğlu H.Dinç F.Kıbrıscıklı
|