 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1992/12071
K. 1992/15630
T. 16.12.1992
* MEN'İ MÜDAHALE VE KAL'
* MECRA İRTİFAKI
ÖZET : Mecra irtifakının geçerli olarak doğabilmesi için (diğer unsurların
yanında) mecra irtifakı sözleşmesinin yasada öngörülen şekilde yapılması
zorunludur.
(743 s. MK. m. 633, 653, 704, 705)(2644 s. Tapu K. m. 26)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan men'i müdahale ve kal' davasının
yapılan yargılamasında; mahkemece davanın reddine dair verilen karar
davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği
görüşülüp düşünüldü:
Davacılar, tapu kaydı ile maliki oldukları taşınmazlarına, davalı TPAO. Genel
Müdürlüğü tarafından haklı ve geçerli bir nedene dayanılmaksızın, elektirk
direği dikilmek ve elektrik hattı geçirilmek suretiyle elattığını ileri
sürmüşler; elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, (...Yargıtay'ın 1973 ve 1974 tarihli kararlarına değinilip,
açıktaki mecranın yapılması ile MK.nun 653. maddesine göre, irtifak hakkı
teessüs etmiştir...) denilmiş ve bu gerekçeyle davanın reddine karar
verilmiştir.
Gerçekten, önceki tarihli Yargıtay kararlarında, MK.nun 653. maddesine mutlak
anlam verildiği ve Yerel Mahkemenin esas aldığı gerekçeyle sonuca gidildiği
anlaşılmaktadır. Esasen, bu konudaki 1973, 1974 ve 1975 tarihli karar
örnekleride dosyaya ibraz edilmiştir.
Nevarki, öğretiylede bağlantı kuran son yılların kararlılık kazanmış yargısal
kararları, uygulamada belirgin bir farklı görüşe yer vermiştir. Bilindiği
üzere, başkasının taşınmazından mecra geçirilmesine imkan veren bu maddenin
öngördüğü hak; o taşınmazdan yararlanma yetkisini, mecra geçiren kişi lehine
sınırlaması bakımından irtifak hakları arasında sayılmaktadır. Yararlanma
biçimi, hak sahibinin o taşınmazdan mecra geçirmesi ve bu nedenle bazı
faaliyetlerde bulunabilmesine yönelik olduğundan, mecra geçirecek kişi ile
taşınmaz arasında doğrudan doğruya bir ilişki kurulmasını zorunlu kılar.
Mecra irtifakının tesisi, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında da olduğu
gibi, tescile esas teşkil edecek bir temel işleme, yani iktisap sebebine
ihtiyaç gösterir. İktisap sebebini teşkil eden hukukö işlem, çoğunlukla bir
irtifak sözleşmesi görünümünü taşır.
Mecra irtifak sözleşmesi ile tarafların mecra tesisi hususundaki karşılıklı,
birbirlerine uygun iradelerinin yer aldığı borçlandırıcı işlem
kastolunmaktadır. Bu işlem, mecra hakkının belli bir muhteva ile kurulmasına
ilişkin bulunmaktadır (H. Cumhur Özakman, Türk Hukukunda Mecra İrtifakları,
İstanbul-1978, sayfa: 41). Diğer bir deyişle, üzerinde irtifak hakkı kurulan
taşınmazın sahibi bu sözleşmeyle irtifak hakkı sahibine arazi üzerinde
anayapı için gereken mecraları yapması veya evvelce meydana getirilmiş
mecraları varsa onları yerinde alıkoyması ve bunları korumak amacıyla
arazisine girilmesi konularında izin vermektedir (Dr. Suat Bertan, Aynö
Haklar, Ankara-1976, sayfa: 657 vs.).
Ancak, mecra irtifakının geçerli olarak doğabilmesi için (diğer unsurların
yanında) mecra irtifakı sözleşmesinin yasada öngörülen şekilde yapılması,
zorunludur (MK. md. 705, 2644 sayılı Kanun md. 26; Tapu Sicil Nizamnamesi md.
19; 10.6.1931 gün ve 2/40 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı).
MK.nun 704. maddesinin ilk cümlesindeki buyurucu hükmü uyarınca tapu siciline
kaydedilmedikçe, (tescil olunmadıkça) sadece sözleşmenin yapılmış olması,
olgusu, irtifakın hükümlerinin yerine getirilmesi için bir talep hakkı
vermeyecektir. Kuralın böyle olmasına karşın, taşınmazlar üzerinde aynö bir
hak iktisabının tapu kütüğüne yapılacak tescile bağlı olduğu yolundaki genel
kuralın (MK. m. 633/1) irtifak hakları yönünden de söz konusu olacağı, MK.nun
704. maddesinin ikinci cümlesinde açıkça öngörüldüğüne göre, taşınmaz
mülkiyetinin iktisabına paralel olarak mecra irtifakının sicil dışı tesis
edilmeside mümkündür. Nitekim, MK.nun 633/2. maddesinde sicil dışı (tescilden
önce) edinmeye imkan veren haller belirtilmiş bulunmaktadır. Öte yandan, aynı
Yasanın 653. maddesinde belirtildiği gibi irtifak sözleşmesine konu edilen
mecra, açıkta tesis olunmuş ise; bu takdirde de sözleşmenin yapılması ve
mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır. Bu hüküm
açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu sicilinin aleniyet
fonksiyonunun yerinde tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır (Özakman,
age., sh. 89, Kemal Oğuzman-Özel Seliçi, Eşya Hukuku, İstanbul-1982, sayfa:
751; Bertan, age., 1183). Ancak, özellikle belirtmek gerekirki, mecra
irtifakının tescilsiz iktisabına imkan veren bu istisnaö hükümle hakkın
dayanağını teşkil eden hukukö işlemin usulünce düzenlenmesi gereği bertaraf
edilmiş değildir. Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve
taşınmaz maliki MK.nun 618. maddesi uyarınca tecavüzün men'ini dava edebilir.
Anılan ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 8.12.1978 gün ve 1/592 esas, 1077
karar; 25.1.1984 gün ve 1/386 esas, 25 karar sayılı kararlarında
vurgulanmıştır. Bu ilkelere Dairenin son yıllardaki uygulamalarında da
ayrıntılı biçimde yer verilmektedir (1. Hukuk Dairesi'nin 8.3.1990 tarih,
3773/3201 sayılı kararı için Bkz. Yargıtay Kararları Dergisi, Haziran-1990
tarih, sayı: 6).
Somut olayda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde düzenlenmiş bir irtifak
sözleşmesi dosyaya ibraz edilebilmiş değildir. Nevarki, davalı vekili cevap
layihasında, kamulaştırma işleminin başlatıldığından sözetmiştir.
Bu itibarla, başlatıldığı savunulan kamulaştırma işleminin akibetinin
saptanması, kamulaştırmanında yapılmadığının anlaşılması durumunda, davanın
kabul edilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere reddedilmesi isabetsizdir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan
nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan
harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.1992 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|