 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/11448
K. 1992/6920
T. 25.12.1992
* DAVACI BANKA - MÜFLİS ŞİRKET
* TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI - TİCARİ İLİŞKİ
* BORCUN İFLAS MASASINA KAYDI - ÇEKLERİN MUVAZAALI DÜZENLENMESİ
ÖZET : Muvazaanın tarafı olduğu iddia edilen müflis şirketin ticari
defterlerindeki kayda dayanılarak, davacı alacaklının iddiasının sabit
olmadığı yolunda karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, davalının
isbat yükümlülüğünde olduğu alacağın varlığı kanıtlanamamış bulunmakla,
davanın kabulü gerekirken, reddi doğru değildir.
(818 s. BK. m. 18)(6762 s. TTK. m. 84)
Davacı ....................... Bankası A.Ş. vekili ile davalı K.......... Örme
Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti. vekili arasında görülen dava hakkında, (Beyoğlu
Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi)nden verilen 7.8.1992 gün ve 96/299 sayılı
hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 9.10.1992 gün ve 9327/4920 sayılı
ilamına karşı davacı banka vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme
yoluna başvurulmuş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı banka, müflis şirket ve davalı şirketin muvazaa suretiyle
oluşturdukları borcun iflas masasına davalı şirket lehine kaydettirildiği,
gerçekte kaydın dayanağı çeklerin de muvazaalı şekilde düzenlendiğini ileri
sürerek alacak kaydının terkinini istemiştir.
Davacı müflis şirketten alacaklı olup, müflis ile davalı alacaklı arasındaki
muvazaa iddiası üzerine alacağın varlığının ispat külfeti, mahkemenin de
kabul ettiği üzere davalı alacaklıya aittir.
Davalı alacaklı ve dava dışı müflis tacir olup, alacağın ticarö ilişkiden
kaynaklandığı karine olarak kabul edilmelidir. Davalının ticarö ilişkiye ait
defter kayıtları kendi aleyhine kesin delil olup öncelikle defterlerin
incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Mahkemece, ticarö defterlerin ibrazı
yolunda 21.4.1992 gününde verilen arakararı uyarınca tebligat yapılmış
olmasına karşın davalı ticarö defterlerini ibrazdan kaçınmış bulunduğundan,
ihtarda belirtildiği üzere defterlerin de böyle bir ticarö ilişki ve alacak
kaydının bulunmadığının kabulü gerekir. Esasen mahkemenin müflis şirketin
ticarö defterleri üzerinde yaptığı bilirkişi incelemesinde, defterlerin
kapama tastiklerine de rastlanmamış olması karşısında delil olma niteliği
bulunmadığını kabul etmesi gerekir.
Bu durumda, muvazaanın tarafı olduğu iddia edilen müflis şirketin ticarö
defterlerindeki kayda dayanılarak, davacı alacaklının iddiasının sabit
olmadığı yolunda karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, davalının
isbat yükümlülüğünde olduğu alacağın varlığı kanıtlanamamış bulunmakla,
davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve
yasaya aykırıdır.
Mahkeme kararının bu yönde bozulması gerekirken, onanması doğru
görülmediğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü
gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Dairemizin 9.10.1992 gün ve 92/9237
Esas, 92/4920 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme
kararının (BOZULMASINA), önce alınan onama harcı ile peşin alınan red karar
harcının istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 25.12.1992 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|