 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
E. 1992/10924
K. 1993/8700
T. 16.12.1993
* TEMYİZ
* DAVAYA MÜDAHALE
ÖZET : HUMK.nun 432/4. maddesi hükmüne göre; mahkemenin temyiz talebini ret
yetkisi; temyizin, yasal sürenin geçirilmesinden sonra yapılması veya temyizi
kabil olmayan bir karara ilişkin bulunması hallerine münhasırdır. Dilekçenin
temyiz hakkına sahip olup olmadığını inceleme yetkisi Yargıtay'a aittir.
Davaya müdahale, ancak yargılama safhasında mümkündür. Karardan sonraki
aşamalarda davaya müdahale edilebileceğine ilişkin bir usul hükmü
bulunmamaktadır.
(1086 s. HUMK. m. 432/4)
Ömer vekili vs. ile Hasan arasındaki menfi tesbit ve çek iptali davası
hakkında, (Trabzon Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi)nin, davanın taraflar ile
ilgili 26.12.1991 tarihli kararından sonra, temyiz eden müdahille ilgili
olarak verilen 22.4.1992 gün ve 789-138 sayılı kararın müdahil U... Kimya
A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının 26.12.1991 tarihinde, davanın
kabulü şeklinde karara bağlanmasından sonra çek hamili olduğunu ileri süren
U... Kimya A.Ş.'nin davalı yanında davaya müdahale isteği ile mahkeme
kararını temyiz ettiğini bildiren dilekçe verdiği, mahkemece, temyiz
isteyenin davanın tarafı olmadığı gibi müdahale dilekçesinin de davanın
sonuçlanıp kararın verilmesinden sonra mahkemeye vürut ettiği gerekçesi ile
temyiz isteğinin reddine karar verildiği, müdahilin verilen bu son kararı
temyiz etmekte olduğu anlaşılmaktadır.
1- Temyiz talebini reddetmek yetkisi, HUMK.nun 432/4. maddesinde yazılı olduğu
üzere temyizin yasal sürenin geçmesinden sonra yapılması veya temyizi kabil
olmayan bir karara ilişkin olması hallerine münhasır olup, bu iki istisnanın
dışında Yargıtay'a aittir. Dilekçenin temyiz hakkına sahip olup olmadığının
incelenmesi hali, mahkemenin yetkisinde kabul edilen sözkonusu istisna
kapsamında mütalaa edilemez. Bu nedenledir ki; yerel mahkemenin temyize konu
22.4.1992 günlü kararının bozularak kaldırılması ile işin incelenmesi
gerekmiştir.
2- Menfi tesbit davası sonucu davanın tarafları ile ilgili olarak kurulan
hüküm, davada taraf durumunda bulunmayan müdahili bağlayıcı olmayacağı gibi,
davaya müdahale, ancak yargılama safahatında olup, karardan sonraki
aşamalarda davaya müdahale edilebileceğine ilişkin bir usul hükmü
bulunmamakla, davanın sonuçlandırılmasından ve karardan sonra müdahale
isteğinde bulunan şirketin, davanın taraflarına ilişkin olarak davanın esası
yönünden verilen 26.12.1991 tarihli mahkeme kararını temyize hak ve yetkisi
bulunmadığından, temyiz isteğinin reddi gerekmektedir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin 22.4.1992 tarihli
temyiz isteminin reddine ilişkin kararının bozularak kaldırılmasına ve
dilekçenin 26.12.1991 tarihli karara yönelik temyiz isteminin (REDDİNE),
peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|