 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Yedinci Hukuk Dairesi
E. 1992/10838
K. 1994/13081
T. 22.12.1994
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* İSTEĞİN ARTIRILMASI, İDDİA VE
SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ
NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR
ÖZET: Dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın müştereken adlarına tescilini
isteyen davacıların tutundukları tapu ve vergi kaydının taşınmaza ait
olmadığı, tesbit gününde davacılardan Süleyman yararına 3402 sayılı Kadastro
Kanununun 17 ve 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı
zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, diğer davacı
İbrahim yararına gerçekleşmediği, mahkemece toplanıp değerlendirilen
delillerle belirlendiğine göre, yargılama sırasında hükme dayanak yapılan
deliller toplandıktan sonra davacı Süleyman'ın taşınmazın tümünün adına
tescili gerektiği yolundaki isteği Usulün 185 ve 202. maddeleri hükmünde
tanımlamasını bulan, iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olmayıp
tam tersine iddianın değiştirilmesi ve isteğin artırılması niteliğindedir. Bu
durumda, Usulün 74. maddesi hükmü dikkate alınmalı, dava payla sınırlı olarak
çözümlenip dava konusu taşınmazın 1/2 payının davacı Süleyman, 1/2 payının
ise davalı Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
(1086 s. HUMK. m. 74, 185, 202)
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 17)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu
anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 92 parsel sayılı 6460 m2. yüzölçümündeki taşınmaz Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan sözedilerek Hazine adına
tesbit edilmiştir. İbrahim ile itirazı kadastro komisyonunca reddedilen
Süleyman, tapu kaydına dayanmak suretiyle aynı dilekçe ile dava açmışlardır.
Mahkemece; davacı Süleyman'ın davasının kabulüne, İbrahim'in davasının
reddine, taşınmazın Süleyman adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm,
davacı İbrahim ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın dayandığı tapu ve vergi kayıtlarının dava konusu taşınmaza ait
olmadığı, taşınmaz üzerinde davacılardan İbrahim'in zilyet bulunmadığı tesbit
gününde diğer davacı Süleyman yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.
maddesi aracılığıyla aynı Yasanın 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı
zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece
yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen diğer delillerle
belirlenmiştir. Bu nedenlerle, davacı İbrahim'in yerinde görülmeyen temyiz
itirazlarının reddi ile aleyhindeki hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın
mahsubu ile bakiye 48.200 lira harcın davacı İbrahim'den alınmasına, ne
varki, davacılar vekili dava dilekçesinde taşınmazın davacılar adına tapuya
müştereken tescilini istemiştir. Davacı İbrahim'in taşınmazda zilyet
olmadığı, yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği
belirlendiğine göre, davanın payla sınırlı olarak çözümlenmesi zorunludur.
Usulün 74. maddesi hükmü dikkate alındığında mahkeme istekten fazlasına karar
veremez. Diğer davacı Süleyman'ın sonradan taşınmazın tümünün adına tescili
gerektiği yolundaki isteği Usulün 185 ve 202. maddeleri anlamında iddia ve
savunmanın genişletilmesi niteliğinde olmayıp isteğin arttırılması ve
iddianın değiştirilmesi niteliğindedir. O halde, bu olgular dikkate alınarak
davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, taşınmazın 1/2 payının davacı
Süleyman, 1/2 payının da davalı Hazine adına tesciline karar verilmesi
gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm
kurulmuş olması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlere
yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın
mahsubu ile bakiye 48.200 lira harcın davacı İbrahim'den alınmasına,
22.12.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|