 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1992/10772
K. 1992/12635
T. 28.9.1992
* TAPU KAYIT İPTALİ VE TESCİL
* İSKANEN VERİLMİŞ ARAZİ MİKTAR FAZLASI
ÖZET : Hazinece özel kanunlarına göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan
sınırlarla miktar üzerinden satılan, tevfiz veya tahsis veya parasız
dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış,
tevfiz ve dağıtım tarihinden itibaren 10 yıl geçmiş ise miktarına
bakılmaksızın kayıt sahibi adına tesbit edilir. Davacı halen kayıt maliki
olmadığına göre bu hükümden yararlandırılması mümkün değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Mehmet ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair,
(Menemen Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 8.4.1991 gün ve 702/193 sayılı
hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde
istenilmiş ise de; hüküm tarihine nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden
taşınmazın değeri 4.000.000 lirayı aşmadığından duruşma talebinin kıymet
yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek
dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, nizalı 234 parselin kendisine ait 207 parselle birlikte iskanen
verilmiş olduğuna, bu parselin 207 parsele ait tapu kaydının miktar fazlası
sayılarak 4753 sayılı Kanuna göre Hazine adına belirtilip tescil edildiğini,
daha sonra da kadastro sırasında bu tapu kaydının 234 parsele revizyon
gördüğünü bildirmiş ve Hazine üzerindeki kaydın iptali ile taşınmazın adına
tesciline karar verilmesini istemiştir. Bu taşınmazın kuzeyindeki 207 parsel
numaralı taşınmazın dosyadaki kağıtlara göre 24.10.1936 tarihinde 2510 sayılı
Kanun uyarınca davacı Mehmet ve ailesi efradı da tahsis edilmiş ve iskan
cetvelinin 42 sıra numarasındaki bu tahsis yerel mülki amiri tarafından
tasdik edilmek suretiyle kesinleşmiş, bilahare Haziran - 1943 tarih, 70
numaralı tapu ile davacı ve müşterekleri adına tapuya tescil edilmiştir.
Mülkiyetin davacıya ve müştereklerine geçici iskan cetvelinin onaylandığı
1936 tarihidir. Bundan sonra 3 numaralı toprak komisyonunca anılan tapu
kaydının muhtevası nazara alınmak suretiyle 234 parsel miktar fazlası kabul
edilmiş ve 24.9.1954 tarih 125 numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tescil
edilmiştir. Şu durumda, mülkiyetin davacı ile müştereklerine geçtiği tarih
olan 1936 tarihinden Hazine adına taşınmazın belirtildiği tarihe kadar 10
yıldan fazla süre geçmiş olmaktadır. Mülga Tapulama Kanununun 42. maddesine
ve 3402 sayılı Kanunun 20. maddesinin (D) bendine göre Hazinece özel
kanunlarına göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar
üzerinden satılan, tevfiz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz
mallardan çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tevfiz ve dağıtım
tarihinden itibaren 10 yıl geçmiş ise miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi
adına tespit edilir. O itibarla, 1954 tarihinde toprak komisyonunca bu
taşınmazın davacı ile müşterekleri adına belirtilip tescil edilmesi
gerekirdi. Ancak bu yapılmamış, bilahare 125 numaralı tapu kaydı revizyon
görerek bugünkü dava konusu 234 parsel numarasını almış ve Hazine adına
tescil edilmiştir. Ne varki davacı tarafından dava açıldıktan sonra iskanen
tesis edilen 1/3 pay, 18.12.1989 tarihinde davacı tarafından başkasına
satılmıştır. 234 parsele ait tapu kaydı incelendiğinde görülecektir ki davacı
kayıt maliki değildir. Az önce açıklanan maddede kayıt maliki adına miktar
fazlasının tescil edileceği yazılı bulunmaktadır. Davacı halen kayıt maliki
olmadığına göre anılan madde hükmünün davacı lehine uygulanması mümkün
bulunmamaktadır. Mahkemece gösterilen gerekçe açıklanan nedenlerle yerinde
değil ise de davacı halen kayıt maliki olmadığına göre ve 3402 sayılı Kanunun
20. maddesinin (D) bendinden yararlanamıyacaktır. Bu sebeple davanın reddine
karar verilmesi gerekirken değişik sebeplerle reddedilmesi isabetsiz ise de
bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden
bozma sebebi sayılmamış ve hükmün sonuç itibariyle doğru olması sebebiyle
onanması kararlaştırılmıştır.
S o n u ç : Hüküm redde ilişkin olup az önce açıklanan gerekçelere göre sonucu
bakımından doğru olduğundan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya
uygun olan hükmün (ONANMASINA) ve 7700 lira peşin harcın onama harcına
mahsubu ile kalan 4100 liranın temyiz edenden alınmasına, 28.9.1992 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|